Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/4016
Karar No: 2018/8889
Karar Tarihi: 01.10.2018

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2018/4016 Esas 2018/8889 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2018/4016 E.  ,  2018/8889 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
    Alacaklı ... (kendi adına asaleten ...’ya velayeten) verdiği vekaletname ile vekilleri Av. ... tarafından borçlu hakkında ilamlı haciz yoluyla takip başlattığı, borçlu icra mahkemesine başvurarak, takibe dayanak ilama ilişkin davanın açıldığı tarihte 15 yaşında olan ...’nın ...’nın velayeti altında olduğu, ancak takip tarihi itibariyle artık reşit olduğu, reşit olduğu halde velayet ilişkisinin devam ettiğine dair herhangi bir kararın bulunmadığı, mental redartasyon içinde bulunan alacaklı ... ile ilgili vesayet kararının da bulunmadığı, ayrıca ...’dan alınmış vekaletname de bulunmadığı, ...’ya velayeten diğer alacaklı ...’nin takip yapma hakkının bulunmadığını ileri sürerek takibin iptaline karar verilmesini talep ettiği, mahkemece; kısıtlı ..."nın fiil ehliyeti olmadığından ve velayet altında olmadığı aksine kendisine..."ın vasi olduğu, anılan kişi adına hukuki işlemlerin vasisi tarafından yapılabileceği, Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından kısıtlının takip dosyasındaki hissesine tedbir konulduğu, kısıtlının hak ve menfaati gereği ve verilen tedbir kararı gereği takibin iptal edilmeden bu paranın, ferilerinin kısıtlı dosyasına ödenmesi gerektiği ve diğer hüküm altına alınan 15.000,00 TL"nin de ..."nın bizzat kendi lehine hükmedildiği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Hukuk davalarında olduğu gibi, icra takibinin taraflarının da taraf ehliyetine sahip olmaları gerekir. Dava (ve takip) ehliyeti, kişinin bizzat veya temsilcisi aracılığıyla bir davada veya takipte usul veya takip işlemlerini yapabilme ehliyetidir. Medeni hakları kullanma ehliyetine sahip olan bütün gerçek veya tüzel kişiler, dava (takip) ehliyetine de sahiptir. Gerçek ya da tüzel kişiliği bulunmayan kimse ve kuruluşlar geçerli bir takip talebinde bulunamazlar.
    Dava (takip) ehliyeti bulunmayan kişiler, taraf oldukları davalarda (takiplerde) kanuni temsilcilerince temsil edilirler ve bu kişiler adına kanuni temsilcisi tarafından dava açılır. Ancak dava ehliyeti olmayan bir kişi davayı kendisi açmış ise, hakim davacının dava (veya takip) ehliyetinin bulunmadığını re’sen gözetmek zorundadır.
    Ehliyetsizlik hali irade bildirimini geçersiz kıldığından, bu durumda olan kişinin yapmış olduğu işlemler ve tasarruflar da hukuki sonuç doğurmaz. Takip ehliyeti yerleşik Yargıtay İçtihatlarına göre kamu düzenine ilişkin olduğundan, her zaman (süresiz) şikayet yolu ile ileri sürülebilir. Yukarıda da belirtildiği gibi, icra müdürü ve icra mahkemesi de bu işlemlerin geçersizliğini kendiliğinden (re"sen) gözetmelidir.
    Sıfat (husumet) ise, dava konusu subjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkidir. Taraf sıfatı, dava konusu subjektif hakka ilişkindir. Bir subjektif hakkı dava etme yetkisi (dava hakkı), kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bu nedenle o hakka ilişkin bir davada davacı olma sıfatı da, o hakkın sahibine aittir. Bir kişinin bir davada gerçekten davacı sıfatına sahip olup olmadığı hususu, usul hukuku sorunu olmayıp, dava konusu (subjektif) hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunudur. Bir davada davacı olma sıfatı, dava konusu hakkın sahibine aittir (Prof. Dr....Hukuk Muhakemeleri Usulü 1990, 5. Baskı 1. Cilt Sy. 755 vd.). Aynı hususların, bir alacağı takip yetkisi hakkında da geçerli olduğu kuşkusuzdur.
    Somut olayda; ...’nın kendi adına asaleten ...’ya velayeten verdiği vekaletname ile vekilleri Av. ... tarafından, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin tazminat davası sonucunda verdiği karar dayanak yapılarak borçlu hakkında ilamlı takip başlatıldığı ancak takip tarihinde alacaklılardan ...’nın reşit olduğu aynı zamanda ... 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/1225 Esas, 2013/1485 Karar no ve 24/09/2013 tarihli kararı ile TMK.’nun 405. maddesi gereğince kısıtlandığı ve...’ın vasi olarak atandığı dolayısıyla vesayet altında olduğu görülmektedir.
    Bu durumda; yukarıda yer verilen hukukun temel ilkeleri ışığında, kısıtlı ... tarafından doğrudan takip başlatılamayacağı gibi ... tarafından da velayeten ya da (... adına velayeten) verilen vekaletname ile vekilleri tarafından takip başlatılamayacağı tereddütsüzdür.
    O halde mahkemece, şikayetin kabulü ile takibin (kısıtlı ...’nın alacaklı olduğu kısımla sınırlı olmak üzere) iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
    SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi