12. Hukuk Dairesi 2017/8752 E. , 2018/8879 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı tarafından borçlular aleyhine “1 adet” çeke dayanılarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı; borçlu ...t İnş. Sağlık San. Tic. Ltd. Şti."nin icra mahkemesine başvurarak, takip konusu borcun icra takibinden önce takibe dayanak çek numarasına ve keşide tarihine atıfta bulunmak suretiyle alacaklı şirketin banka hesabına ödendiğini ileri sürerek icra takibinin iptalini istediği, mahkemece; borçlu şirket tarafından yapılan ödemelerin kabul edildiğinden bahisle, takibin durdurulmasına karar verildiği, alacaklı tarafından yapılan temyiz istemi üzerine Dairemizin 2016/610 Esas, 2016/14997 Karar no ve 26/05/2016 tarihli kararında; başvurunun bu hali ile İİK.’nun 169. maddesine dayalı ödeme emrinin tebliğinden önceki döneme ilişkin itfa itirazı olduğu, yapılan ödemelerden alacaklı şirketin haberdar edildiği ispatlanamadığından ödemelerin kısmi ödeme kabul edilerek, mahkemece TBK.’nun 100. maddesi ve İİK.’nun 169/a maddesi gözetilerek,Yargıtay denetimine imkan verecek şekilde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle işlemiş faiz, icra vekalet ücreti ve takip masrafları dikkate alınarak borç miktarının belirlenmesi ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği hususuna yer verilerek, bahsi geçen kararın bozulduğu, mahkemece, bozma kararına uyulması sonrasında dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda da; davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile, takibin 1.659,52 TL yönünden devamına, reddedilen kısım yönünden icranın geri bırakılmasına, reddedilen kısım yönünden %20 tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kabul edilen kısım yönünden %20 tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
6102 Sayılı TTK"nun 783/3. maddesi; "Muhatap nezdinde karşılığı kısmen veya tamamen bulunmayan bir çek düzenleyen kişi, çekin karşılıksız kalan bedelinin %10"unu ödemekle yükümlü olduktan başka, hamilin bu yüzden uğradığı zararı da tazmin eder" hükmünü içermektedir.
Çeki düzenleyen kimsenin, bu çekin karşılığı olan miktarı, ibraz süresi içerisinde muhatap banka nezdinde bulundurması zorunludur. Görüldüğü üzere çek tazminatından çeki düzenleyen (...) sorumlu olup, cirantaların çek tazminatından dolayı sorumlulukları bulunmamaktadır.
Somut olayda; hükme esas alınan bilirkişi raporunda, muteriz borçlunun-... olmadığı dolayısıyla çek tazminatından sorumlu olmadığı gözetilmesi gerekirken yapılan hesaplamada çek tazminatının da dikkate alındığı dolayısıyla raporun bu yönüyle hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşılmaktadır. Nitekim bozma kararında işlemiş faiz,icra vekalet ücreti ve takip masrafları dikkate alınarak borç miktarının belirlenmesi gerektiği hususuna yer verilmiştir.
Bununla birlikte, başvuru; ödeme emrinin tebliğinden önceki döneme ilişkin itfa itirazıdır. Bu durumda, itiraz hakkında İİK"nun 169/a maddesinin uygulanması gerekmekte olup; anılan maddenin 5. fıkrasında; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne, 6. fıkrasında da; “Borçlunun itirazının icra mahkemesince esasa ilişkin nedenlerle kabulü hâlinde kötü niyeti veya ağır kusuru bulunan alacaklı, takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere; takip muvakkaten durdurulmuş ise bu itirazın reddi hâlinde borçlu, diğer tarafın isteği üzerine takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkûm edilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Mahkemenin kabulüne göre, borçlunun borca itirazı kısmen kabul edilmesi nedeniyle İİK"nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, icranın geri bırakılması yönünde hüküm tesisi, ayrıca bozma kararında alacaklının yapılan ödemeden haberdar olmadığı ve de ödemelerin kısmi ödeme olarak kabul edilmesi gerektiği hususuna yer verilerek bir bakıma alacaklının, borçlular hakkında takip başlatmasında kötü niyeti veya ağır kusuru bulunmadığı kabul edildiğinden ödeme emrinin tebliğinden önceki itfa itirazının kısmen kabul edilmesi nedeniyle alacaklı aleyhine tazminata hükmedilmesi de doğru görülmemiştir.
O halde, mahkemece, yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri ve değerlendirmeler gözetilerek, gerekirse Yargıtay denetimine imkan verecek şekilde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle borç miktarının belirlenmesi ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yetersiz bilirkişi raporu ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Tarafların temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.