
Esas No: 2019/9328
Karar No: 2020/4786
Karar Tarihi: 06.10.2020
Silahlı terör örgütüne üye olma - Silahlı terör örgütüne yardım etme - Terör örgütü propagandası yapmak - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2019/9328 Esas 2020/4786 Karar Sayılı İlamı
16. Ceza Dairesi 2019/9328 E. , 2020/4786 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma, Silahlı terör örgütüne
yardım etme, Terör örgütü propagandası yapmak
Hüküm : 1-Sanıklar ...’ın ;
-TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın
53, 58/9, 63. maddeleri uyarınca cezalandırılmasına,
-3713 sayılı Kanunun 7/2- 1. cümle, 7/2-2. cümlesi,
TCK"nın 43/1, 62/1, 53, 63. maddeleri uyarınca
cezalandırılmasına,
2-Sanık ...’ın TCK"nın 314/3, 220/7
maddeleri delaletiyle 314/2, 220/7, 62/1, 3713 sayılı
Kanunun 5/1, TCK’nın 53, 58/6, 63. maddeleri
uyarınca cezalandırılmasına,
3-Sanık ...’nın TCK"nın 314/3, 220/7
maddeleri delaletiyle 314/2, 220/7, 62/1, 3713 sayılı
Kanunun 5/1, TCK’nın 53, 63. maddeleri uyarınca
cezalandırılmasına dair hükümlere yönelik istinaf
başvurularının esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Bölge Adliye Mahkemesince terör örgütü üyesi olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme ve terör örgütü propagandası yapmak suçlarına
ilişkin kesin olarak verilen hüküm 24.10.2019 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanunun 29. maddesi ile 5271 sayılı CMK"nın 286. maddesine eklenen üçüncü fıkradaki düzenleme gereğince temyiz yolunun açılması üzerine anılan Kanuna eklenen geçici 5. maddenin 1/f bendinde belirtilen süre içinde temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre;
I-)Sanık ..."ın terör örgütü propagandası yapmak suçundan mahkumiyetine ilişkin hükmün temyiz incelemesinde;
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımın kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık ... ile müdafiiin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
II-)Sanık ..."ın silahlı terör örgütüne üye olma, sanıklar ... ve ..."nın silahlı terör örgütüne yardım etme suçlarından mahkumiyetlerine ilişkin hükümlerin temyiz incelemesinde;
1-Sanık ... yönünden;
Silahlı örgüte üyelik suçunun oluşabilmesi için örgütle organik bağ kurulması ve kural olarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerin bulunmasının arandığı, ancak niteliği, işleniş biçimi, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, örgütün amacı ve menfaatlerine katkısı itibariyle süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk özelliği olmasa da ancak örgüt üyeleri tarafından işlenebilen suçların faillerinin de örgüt üyesi olduğunun kabulünün gerektiği nazara alınarak;
Öncelikle temyiz aşamasında dosya içerisine gönderilen, sanığın örgütün hiyerarşik yapısı içerisinde olduğuna yönelik aleyhe beyanlar içerir ..." e ait ifade ve teşhis tutanağı ile yine mahkemenin kabulüne göre sanığın örgütün finansmanını sağlamaya yönelik para gönderdiği ... hakkındaki kovuşturma dosyasının getirtilip incelenerek; dosya içerisinde sanık ... hakkında herhangi bir beyan yada başkaca bir delil olup olmadığının da araştırılması, tüm bilgi ve belgelerin CMK" nın 217. maddesi uyarınca duruşmada sanık ve müdafiine okunup diyecekleri sorulduktan sonra bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Sanıklar ... ve ... yönünden;
Genel Olarak;
Türk Ceza Hukukunda silahlı terör örgütlerine yardım suçu, aşağıdaki sistematik içinde düzenlenmiştir.
- 01.06.2005 tarihinden itibaren yürürlükte olan TCK"nın 314/3, 220/7, 314/2. maddelerinde düzenlenen silahlı terör örgütüne genel nitelikte yardım suçu,
- 01.06.2005 tarihinden itibaren yürürlükte olan TCK"nın 315. maddesinde düzenlenen silahlı terör örgütüne silah sağlama suçu,
- 18.07.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5532 sayılı Kanun ile yeniden düzenlenen ve 16.02.2013 tarihine kadar yürürlükte kalan 3713 sayılı Kanunun 8. maddesinde yer alan ve 16.02.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6415 sayılı Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanunun 4. maddesinde düzenlenen terörizmin finansmanı suçu.
Bu çerçeve içerisinde, terör örgütlerine finansman sağlamak suçunun, terör örgütlerine yardım suçunun özel bir düzenleniş şekli olduğu anlaşılmaktadır.
Silahlı terör örgütlerine yardım suçunda yardım fiili, örgütün bizzat kendisi veya mensupları lehine gerçekleştirilebilir. Ceza Genel Kurulunun 31.10.2012 tarih ve 2012/1234 Esas, 2012/1825 sayılı kararında da belirtildiği gibi, yardımın mutlaka örgüte ulaşması, sonuç vermesi gerekmez ve her bir fail, örgütçe verilen veya kendiliğinden üstlenilen görev kapsamında kendi fiilinin gerçekleştirilmesinden sorumlu olacaktır.
Silahlı terör örgütü üyesi olmayıp terör örgütlerine veya mensuplarına para veya değeri para ile temsil edilebilen taşınır veya taşınmaz, maddi veya gayri maddi her türlü mal, hak, alacak ile bunları temsil eden her türlü belgeyi sağlayan veya toplayan kişilerin eylemlerinin 6415 sayılı Kanunun 4. Maddesinde düzenlenen terör örgütünün finansmanı suçunu oluşturacağı açıktır.
Örgüte yardım suçunda kast unsuru yönünden öğretideki görüşler incelendiğinde;
Bir suçun kanuni tanımında "bilerek", "bildiği halde", "bilmesine rağmen" gibi ifadelere açıkça yer veren suçlar olası kastla işlenemez (Prof. Dr. İzzet ÖZGENÇ, TCK Genel Hükümler, 7. Baskı, s. 241).
Kişi, örgütün işlediği somut fiili bilmese de terör örgütü olduğunu, sağladığı yardımın örgütün yararına kullanılacağını bilmeli ve bu irade ile hareket etmelidir. İnsani mülahazalarla yapılan yardımlar örgüte yardım suçunu oluşturmaz. Yapılacak her türlü yardımın suç olarak değerlendirilmemesi gerekir (Prof. Dr. A. Caner YENİDÜNYA - Arşt. Görv. Zafer İÇER, Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma, 1. Baskı, s. 56).
Örgüte yardım suçunda manevi unsurun oluşması için genel kasıt yeterli değildir. Özel kasıt ile işlenen bir suçtur. Fail örgütün amacını gerçekleştirmesine katkı sağlamak kastı ile hareket etmelidir (Yrd. Doç. Dr. Namık Kemal TOPÇU, Örgütlü Suçlar ve Terör Suçları, s. 164).
Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte bilerek ve isteyerek yardım edilmiş olması gerekir. Başka bir ifadeyle, yardım fiilinin örgütün suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgüt olduğu bilinerek gerçekleştirilmiş olması gerekir. Fıkra metninde geçen "bilerek" ibaresi doğrudan kastı ifade eder. Doğrudan örgüte değil de örgüt
mensuplarına yardım edilmesi halinde, yardım edilen kişilerin suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgüt mensubu olduklarının da bilinmesi gerekmektedir. Örgüt mensuplarına yapılan yardım, aynı zamanda örgüte yapılan yardım olarak değerlendirmek gerekir. Ancak, bu yardımın örgütün amacını gerçekleştirmeye hizmet eden bir yardım olması gerekmektedir (Prof. Dr. İzzet ÖZGENÇ, Suç Örgütleri, 7. Baskı, s. 38-39).
Yukarıda yer verilen öğretideki görüşler ve yerleşik içtihatlarımız göz önüne alındığında; suç örgütleri veya silahlı terör örgütlerine yardım suçunun ancak doğrudan kastla işlenebileceği, yardımın örgütün amacını gerçekleştirmeye hizmet etmesi gerektiği, örgüt üyelerine yapılan yardımın da örgüte yapılmış gibi kabul edilmekle birlikte örgüt üyesinin mensup olduğu örgütün bilinmesi ve bu yardımın da insani mülahazalarla değil örgütün amaçlarını gerçekleştirme gayesiyle yapılması hususunda ortak bir kanaat mevcuttur.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Sürekli yapılan örgüte yardım faaliyetinin örgüt üyeliğini oluşturacağı ancak sanıklar aleyhine temyiz olmadığı belirlenerek yapılan incelemede;
Sanıkların El-Nusra silahlı terör örgütünün finansman amacıyla yaptıkları banka hesapları üzerinden para gönderme şeklindeki eylemlerinin suç tarihinde yürürlükte bulunan 6415 sayılı Kanunun 4. maddesinde düzenlenen terörizmin finansmanı suçunu oluşturacağı gözetilmeden delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde örgüte yardımdan hüküm tesisi,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafii ile sanık ..."ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, ceza miktarı bakımından sanıklar ... ve ..."nın kazanılmış haklarının CMK’nın 307. maddesi uyarınca saklı tutulmasına, bozma nedeni, tutuklulukta geçirilen süre ve mevcut delil durumu dikkate alınarak sanık ... ve müdafiinin tahliye taleplerinin reddine, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 06.10.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
