
Esas No: 2019/9643
Karar No: 2020/4780
Karar Tarihi: 06.10.2020
Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2019/9643 Esas 2020/4780 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme
Hüküm : Sanıklar ..., ..., ... için; TCK"nın 309/1, 3713 sayılı Kanunun 5/1, 62/1, 58/9, 53. maddeleri uyarınca mahkumiyet kararlarına ilişkin istinaf başvurularının esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Sanıklar ... ve ... ile sanıklar müdafilerinin duruşmalı inceleme istemlerinin, İlk Derece Mahkemesinde, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkesi doğrultusunda, savunmaya yeterli imkanın sağlanması ve bu hakkın etkin şekilde kullandırılmış olması, istinaf aşamasında ve temyiz denetiminde sınırsız şekilde yazılı savunma imkanının kullanılabilme olanağının bulunması karşısında savunma hakkının kısıtlanması söz konusu olmadığından, 01.02.2018 tarihli ve 7079
sayılı Kanunun 94. maddesi ile değişik CMK’nın 299/1. maddesi uyarınca takdiren REDDİNE,
Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, Silahlı terör örgütüne üye olma suçlarının niteliği itibariyle doğrudan doğruya zarar görmediğinden ve bu nedenle de davaya bu suçlar yönünden katılma hakkı bulunmadığından, Milli Savunma Bakanlığı vekilinin davaya katılmasına ilişkin karar hukukî değerden yoksun olup, hükmü temyiz yetkisi bulunmadığından temyiz isteminin 5271 sayılı CMK’nın 298/1. maddesi uyarınca REDDİNE,
Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme suçları yönünden doğrudan zarar gören, davaya katılma ve hükmü temyiz etme yetkisi bulunan ve fakat duruşmadan haberdar edilmeyen ... vekilinin, UYAP kayıtlarına göre 18.09.2020 tarihinde Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine gönderdiği katılma istemli ve istinaf talepli dilekçeleri kapsamında; istinaf taleplerinin temyiz talebi olarak değerlendirilerek, suçtan doğrudan doğruya zarar gören Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının CMK"nın 237/2. maddesi uyarınca davaya katılan olarak kabulüne,
Temyizin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
TCK’nın 309. maddesi ile Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, suçu yönünden cezalandırılmasına karar verilen sanıklar hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, Silahlı terör örgütüne üye olma suçlarından 5271 sayılı CMK’nın 223. maddesi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde uygulama yapılması sonuca etkili görülmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
Ayrıntıları Dairenin 22.03.2019 tarih 2018/7103 Esas, 2019/1953 sayılı kararında açıklandığı üzere:
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 309. maddesinde düzenlenen Anayasayı ihlal suçunun maddi unsuru/tipik eylem, cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye elverişli vasıtalarla teşebbüs etmektir.
Suçun bu amaçla kurulmuş bir örgüt faaliyeti kapsamında işlenmesi, korunan amaçlara matuf fiillerin elverişliliğinin değerlendirilmesi bakımından önem taşımakta ise de, bu husus suçun unsuru değildir.
Suç, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmak, bu düzen yerine başka bir düzen getirmek veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemek amacına matuf doğrudan genel kast ile işlenebilen bir suçtur.
Suç tanımında belirtilen amaçları gerçekleştirmeye yönelik bir fiil işlenmesi hususunda iştirak iradeleri bulunan sanıklar hakkında Türk Ceza Kanununun 309. maddesinde düzenlenen Anayasayı ihlal suçu yönünden iştirakin her şeklinin uygulanması mümkündür.
Suça iştirakten söz edebilmek için amaca yönelik bir fiil işleme hususunda iştirak iradelerini ortaya koyan kişilerin hepsinin bu amaçla kurulmuş bir örgütün üyesi olması da gerekmez.
15 Temmuz 2016 günü, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Anayasal düzeninin değiştirilmesi amacıyla, Türk Silahlı Kuvvetlerine sızmış FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensubu olan ve/veya bu örgütsel faaliyeti destekleyen 8.000"in üzerinde askeri personel tarafından savaş uçakları dâhil 35 uçağın, 3 geminin, 37 helikopterin, 74"ü tank olmak üzere 246 zırhlı aracın ve 4.000"e yakın hafif silahın kullanılarak; Cumhurbaşkanına suikasta teşebbüs edilmiş, TBMM ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi başta olmak üzere birçok stratejik merkez bombalanmış, Başbakanın konvoyuna silahlı saldırı gerçekleştirilmiş, kalkışmaya karşı koyan güvenlik görevlileri ile sokaklara çıkan sivillere devletin silahlı kuvvetlerine ait bu uçak, helikopter, tank ve silahlarla saldırılarak 4"ü asker, 63"ü polis ve 183"ü sivil olmak üzere toplam 250"den fazla kişi şehit edilmiş, 23"ü asker, 154"ü polis ve 2.558"i sivil olmak üzere toplam 2.735 kişi de yaralanmıştır.
Somut darbe teşebbüsü, TCK"nın 309. maddesinde sayılan amaçlara matuf zarar tehlikesi doğuran vahim eylemler vasfını aşarak, anayasal düzeni doğrudan ortadan kaldırma neticesine yönelmiş, örgütün ülke genelindeki organik bütünlüğünden ve etkinliğinden istifade edilerek planlanıp uygulanmış, neticesi ve başarısı eş zamanlı, senkronize hareketlere bağlı hukuki anlamda tek bir fiil olarak ortaya çıkmıştır. Bu nedenle örgütsel koordinasyon veya iştirak iradesi gereğince ve iş bölümü doğrultusunda bulundukları mahal ve konumlarına uygun, amaca hizmet eden ve katkı sunan icrai harekette bulunanların, icra aşamasına geçerek amaç suç yönünden somutlaştığında ve elverişliliğinde tartışma bulunmayan bu fiil üzerinde müşterek hâkimiyet kurdukları gözetilerek TCK"nın 37. maddesi kapsamında "doğrudan fail" olduklarının kabulünde zorunluluk vardır.
Mensup olduğu örgütle kurduğu bağ nedeniyle örgütsel faaliyet kapsamında işlenen anayasayı ihlal suçuna ilişkin planlama, hazırlık ve icra organizasyonundan haberdar olmak suretiyle darbeye teşebbüs suçunu sevk ve idare edenler tarafından verilen emirleri/görevleri kabullenerek ülke çapındaki icra hareketleriyle illi bir değer taşıyan icra hareketlerini gerçekleştirenlerin ya da görev paylaşımı bağlamında henüz sırası gelmemiş icra hareketleri için gerekli hazırlıkları yapanların bu suç yönünden müşterek fail olarak sorumlu tutulmaları gerekmektedir.
Doğrudan kanuni tanımda öngörülen cebir ve şiddet içeren icrai hareket niteliğinde olmayan, somut zarar tehlikesinin gerçekleşmesini sağlayacak biçimde -faillerle birlikte- fiil üzerinde müşterek hâkimiyet kurmalarını temin edecek fonksiyonel bir mahiyet taşımayan, suç organizasyonu içinde bir iş bölümünün gereği olarak görevlendirilmeleri nedeniyle ika edildiği kanıtlanamayan ancak suçun icrasına
başlanmasından sonra katılma iradesini açıkça ortaya koyan, zaman, nitelik ve yakın zarar tehlikesine yaptığı katkı itibariyle bütün olarak darbenin icrasını kolaylaştırmaya yönelen hareketleri gerçekleştiren sanıkların eylemlerinin, 5237 sayılı TCK’nın 309/1 ve 39/2-c maddeleri kapsamında Anayasayı ihlale teşebbüs suçuna yardım etmek suçunu oluşturacağı gözetilmeli, hukuki durumları buna göre tespit edilmelidir.
TCK"nın 309. maddesinde düzenlenen suç bir somut tehlike suçu olduğundan suçun oluşması için ayrıca bir neticenin gerçekleşmesi aranmamaktadır. Bu itibarla sanığın amaca matuf eylemi ve/veya işlediği elverişli araç suç ile suçun konusu üzerinde meydana gelen somut tehlike arasında illiyet bağının bulunması gerekli ve yeterlidir. Suça teşebbüsün kabulü için aranan elverişli vasıtalarla cebri eylemlere başlanıp başlanmadığı araştırılırken ve vasıtanın elverişliliği takdir edilirken tek tek yapılan eylemlerle amaçlanan hedefler arasında doğrudan doğruya bağ kurmak yoluna gidilemez. Ancak her halükarda ülke genelinde gerçekleştirilmek istenen amaca matuf cebri/icrai fiilin, sanığın bulunduğu mahalde/sorumluluk sahasında da doğrudan doğruya ya da araç suçlar yönünden icrasına başlanması aranmalıdır. Sanığın bu icrai fiile yine icrai bir hareketle katılması mümkün olduğu gibi garantörlük yükümlülüğünü ihmal etmek suretiyle de iştirak edebileceği görülmektedir.
Bu kalkışmaya iştirak edenlerin eylemlerinin, 5237 sayılı TCK"nın 309, 311 ve 312. maddelerinde düzenlenen suçları oluşturacağında kuşku yok ise de, aynı hukuki değerleri koruyan ve kapsamı itibariyle eylemlerin haksızlık muhtevasını tamamen ortadan kaldıran Anayasayı ihlal suçunun (TCK"nın 309. md.) tüm unsurlarıyla gerçekleştiği somut olayda sanıkların ayrıca, Türk Ceza Kanununun 311. ve 312. maddelerinde düzenlenen suçlardan cezalandırılmaları imkânı bulunmamaktadır.
Konusu suç teşkil eden emir hiçbir surette yerine getirilemez. Aksi takdirde yerine getiren ile emri veren sorumlu olur (1982 Anayasasının 137/2, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 24/3. maddesi). Askeri hizmete müteallik hususlarda verilen emir bir suç teşkil ederse bu suçun işlenmesinden emri veren mesuldür. Ancak amirin emrinin adli ve askeri bir suç maksadını ihtiva eden bir fiile müteallik olduğu kendisince malum ise, maduna da faili müşterek cezası verilir (1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu 41/3-B).
Fakat Anayasasının 137/3, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 24/4 ve 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu 41/3-B maddeleri, TCK"nın 30. maddesi bağlamında birlikte değerlendirildiğinde, askeri bir hizmete ilişkin olmak kaydıyla mutlak itaat kuralı gereğince konusu suç teşkil eden emrin yerine getirilmesi halinde de hukuka uygunluk nedenlerinin maddi şartlarında hata kurumunun olaysal olarak değerlendirilmesi ve şartları oluştuğunda uygulanması mümkündür.
Bölge Adliye ve İlk Derece Mahkemelerince sübutu kabul edilen somut olay ve bu çerçevede yukarıda yer verilen açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Sanık ..."ın, 15.07.2016 tarihinde Diyarbakır 2 BHHM"de (Birleşik Hava Hareket Merkezi) Kurmay Albay olarak görev yaptığı, 15 Temmuz 2016 tarihinde görevli ve görev yeri olmamasına rağmen Diyarbakır 8. Anajet üssüne,
üs komutan vekili olan ..."ın yanına uçuş tulumu giymiş bir şekilde geldiği, sanığın ..."a yardım ve destekte bulunma bahanesiyle darbeci ..."nin ve Ankara"da bulunan diğer darbecilerin talep ettikleri 2 adet Casa tipi nakliye uçağının temin edilmesi hususunda gayret gösterdiği, darbeci olmaları nedeniyle Ankara ilinde tutuklanan Generaller..., ... ve Albay ...’la sürekli telefon irtibatında olduğu, Darbeci ... ve beraberindekilerin Ankara yönüne uçuş yapmalarını sağlamak için ..."a baskı yaparak ikna etmeye çalıştığı, bu kapsamda telefonla görüştüğü kişileri Albay ... ile görüştürdüğü, HKHM (Hava Kuvvetleri Harekat Merkezi)"de bulunan ve kayıt özelliği olan 1348 no"lu MİLSEC (52 nolu kanal) telefonundan yapılan görüşme kayıtlarının dökümünde, sanığın darbe soruşturması kapsamında hakkında işlem yapılan General Kemal Mutlum ile görüştüğü, bu görüşmede özetle, darbeye teşebbüs sırasında sanık ..."nin izinli olması nedeniyle Diyarbakır 8. Anajet Üssünün komutan vekilliğini yapan Albay ..."ın darbeci ...ve yanında bulunan Özel Kuvvetlere bağlı askerlerin Ankara"ya gidebilmeleri için talep edilen 2 adet Casa tipi nakliye uçağının kalkışı hususunda zorluk çıkardığını söylediği, bu talebin yerine getirilmesi için , ikna edilmesi yönünde, ..."ın Ankara"dan aranmasını talep ettiği, Albay ..."ın ifadesinde; Diyarbakır 8. Anajet Üssünden 6 adet F-16 tipi savaş uçağının kaçırılması olayından sonraki 1 saatlik zaman dilimi içerisinde sanık ..."ın kendi telefonundan sanık ..."nin aradığını söyleyerek telefonu kendisine verdiği, sanık ... ile görüştükten sonra sanık ..."a "Darendeli general benimle görüşecekse senin cep telefonundan neden arıyor, kendisinde benim telefonum var, direkt benim cebimden arayabilir" şeklinde çıkıştığı, yine Albay ... ifadesinde; "15.07.2016 günü 23:00 sıralarında Albay ..., ..."ın kendi cep telefonunda olduğunu söyleyerek telefonu bana verdi, ... Albay ..."ı arayarak bana vermesini istemiş, ben ... ile görüştüm, kendisi bana 2 tane Casa uçağı ayarlamamı, kendisinden emir almamı, yani Hava Kuvvetleri Harekat Merkezinden emir almamı, yanlış yaptığımı söyledi, ben de kendisine 1 BHHM"yi aramasını söyleyerek telefonu kapattım" şeklinde beyanda bulunduğu, darbeye teşebbüsün şüphelilerinden olan Hava Kuvvetleri Genel Sekreteri ..."ın saat 23:00 sıralarında sanık ..."ı aradığı, sanık ..."ın telefonu ..."a götürdüğü, sanık ..."ın darbe teşebbüsü sırasında sürekli olarak darbeden işlem yapılan kişilerle telefon irtibatının bulunduğu ve ..."a baskı kurarak darbe girişiminde bulunanların taleplerini yerine getirmeye çalıştığı, tanık ...’un beyanlarına göre hakkında darbe soruşturması kapsamında işlem yapılan ... ile sanık ..."ın, cezaevinde, kendi aralarında sürekli olarak hükümetin devrileceğini ve kendilerinin çıkacakları yönünde konuşmalarının bulunduğunu beyan ettiği, tanık ...’nin beyanlarına göre ise, sanığın örgüt evlerine geldiğini, kendisini başkaca örgüt evlerine götürdüğünü, örgüt evlerinde bulunan kişilerden maaşlarının yüzde onu kadar yardım istediğini, kendisinin de yardım yaptığını
belirttiği ve bu şekilde sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile bağlantısı olduğunun da tespit edildiği,
Sanık ..."nin, Diyarbakır 8. Anajet Üssü üs komutanı olarak Tuğgeneral rütbesi ile görev yaptığı, 12.07.2016 tarihinde aylık rutin plan dışında ve uygulamalara aykırı olacak şekilde aynı günlü ivedi ibaresiyle Karşılıklı Hizmet Uçuşu planlayarak dosyanın diğer sanığı ... ile görüşmek amacıyla Dalaman Askeri Havalimanına gittiği, dosyanın diğer sanığı ...’nin telefonunda yapılan inceleme sonrası ortaya çıkan mesajlaşma kayıtlarına göre söz konusu seyahat planının önceden ayarlandığı, bu seyahat sırasında, darbe gecesi Diyarbakır 8. Anajet Üssünden uçak gaspeden iki pilotunda başka bir uçakla kendisine eşlik ettiği, sanık ..."nin diğer sanık ... ile 1,5 saat üs dışında görüştükleri, sanıklar ... ve ...’nın söz konusu görüşmenin amacının arsa bakmak olduğunu belirtmelerine rağmen yanlarına bölgeyi bilen bir kişiyi ya da bir emlakçıyı almadıkları hatta meydan komutanının kendilerine yönelik yardım isteğini de kabul etmedikleri, üs komutanı ve general seviyesindeki bir kişinin yine bir birim komutanı ve general seviyesinde olan biriyle görüşmek için acil durumlarda kullanılabilecek rutin planlamada olmayan karşılıklı hizmet uçuşu çerçevesinde buluşmaları ve arsa bakacak olmalarının askeri disiplin ve uygulamalar ile hayatın olağan akışına uygun olmayan bir durum olduğu, sanığın arsa bakmak şeklindeki beyanının suçtan kurtulmaya yönelik bir savunma olduğu, sanık ..."nin bu görüşmeden sonra aynı gün Diyarbakır"a döndüğü, tanık ...’in anlatımlarına göre 13.07.2016 tarihinde Diyarbakır 8. Anajet Üssünde yapılan bir toplantıda sanığın Akıncı Üs komutanı ...’in Ankara’dan geleceğini ve uçağına Sniper pod isimli cihazın takılmasını emrettiğini, ancak tanığın “komutanım böyle bir yetkiniz yok bu emri verme yetkisi Eskişehir Komutanlığında” dediğini sonrasında ortamın gerildiğini, bunun üzerine Eskişehir‘de bulunan komutanlıktan emir geldiği, 14.07.2016 günü öğlen saatlerinde, darbe soruşturması kapsamında hakkında işlem yapılan Tuğgeneral ..."in F-16 tipi savaş uçağıyla Diyarbakır 8. Anajet Üssüne gelerek sanık ... ile görüştüğü, hassas hedefleme cihazı olan Sniper pod cihazını kendi geldiği uçağa monteleyerek götürdüğü, bu cihazın terörle mücadele kapsamında nokta atışı yapılabilmesi amacıyla kullanılan özel bir hedef belirleme cihazı olduğu, 14.07.2016 günü darbeye teşebbüsün Hava Kuvvetleri ayağının planlayıcılarından olduğu iddiası ile darbe soruşturması kapsamında hakkında işlem yapılan ..."un Diyarbakır"a saat 23:00 sıralarında geldiği, direkt olarak sanık ..."nin konutuna gittiği, ..."ye "Büyük bir harekat yapacağız, büyük bir kelle alacağız" şeklinde beyanda bulunduğu, sanık ..."nin ifadesinde bu hususun belirtildiği, ..."un ifadesinde, sanık ..."nin evine uçak gaspeden pilotlardan ... ve ... ile birlikte gittiği hususunu kabul ettiği ancak "Büyük bir harekat yapacağız, büyük bir kelle alacağız" şeklindeki görüşme içeriğini kabul etmediği, sanık ..."nin 15.07.2016 günü öğlen saatlerinde
... ile makamında yaklaşık 15 dakika başbaşa görüştüğü, Diyarbakır 8. Anajet Üssünden uçak gaspeden pilotlardan ..."in, Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığında alınan ifadesinde, kendisine hem BHHM"den hem de üs komutanlığından, önce nereye gideceğinin söylenmediğini, daha sonra muhtemelen Akıncılar denildiğini, “kimseyi de dinlememeleri gerektiği” yönünde talimat aldığına yönelik beyanda bulunduğu, sanık ..."nin uçak gaspeden ... ile 15.07.2016 günü saat 21:07-21:27-21:42-21:59 sıralarında telefon görüşmeleri yaptığı, bu saatlerin gaspedilen 6 adet F-16 tipi savaş uçağının kalkış hazırlığında yada pist başında bulunduğu saatlere denk geldiği, Diyarbakır 8. Anajet Üssünden uçak gaspeden pilotlardan ..."in, Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığında alınan ifadesinde, "Diyarbakır’dan kalktıktan sonra bize başka hiçbir emre itaat etmememizi istediler ve doğrudan Akıncılar"a inmemizi söylediler" şeklinde beyanda bulunduğu, bu hususun ..."in ifadesini doğrular nitelikte olduğu, Diyarbakır 8. Anajet Üssünden uçak gaspeden pilotlardan ..."ın, Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığında alınan ifadesinde, "Biz kalkıştan önce uçağa binmeden bizimle Diyarbakır"dan gelen bir arkadaşımız telefonla konuşurken üs komutanının mutlaka kalkın dediğini, Ankara"ya indikten sonra misafirhanedeyken söyledi ancak hangi arkadaşım olduğunu hatılamıyorum" şeklinde beyanda bulunduğu, ifadesinde belirttiği kişinin, ... olduğu, Diyarbakır 8. Anajet Üssünden uçak gaspeden pilotlardan ..."un Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığında alınan ifadesinde, "15.07.2016 tarihinde saat 22:30 sıralarında Diyarbakır"da bulunan Anajet Üs Komutanlığından havalandık, havalanmadan önce filo komutanımız Binbaşı ... üs komutanımız Hava Pilot Tuğgeneral ..."yi aradı; [Biz görev kapsamında uçuyoruz, bir emriniz var mı] diye sordu, filo komutanımız ..."in söylediğine göre üs komutanımız ... [Sizi yolunuzdan döndürmeye çalışabilirler, ne olursa olsun yolunuza devam edin] şeklinde kendisine talimat vermiş, filo komutanı ..."in üs komutanı ..."den aldığı bu talimatı kendilerine ilettiği”, şeklinde beyanda bulunduğu, Diyarbakır 8. Anajet Üssünden uçak gaspeden pilotlardan ..."ın, Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığında alınan ifadesinde, "Biz havalanmadan kim tarafından söylendiğini hatırlamıyorum ama bize [Sizi engellemeye çalışabilirler ancak ne olursa olsun Akıncılar üssüne gelin] şeklinde bir talimat verildi","...Diyarbakır"dan kalkarken ve kalktıktan sonra kuleden telsizle Diyarbakır"a geri dönmemiz, Diyarbakır"dan istendi ancak Birleşik Hava Harekat Merkezinden sizi engellemeye çalışabilirler ne olursa olsun gelin şeklinde bir talimat olduğu söylediği için biz Diyarbakır"a geri dönmedik" şeklinde beyanda bulunduğu, uçak kaçıran pilotların anlatımlarından da anlaşılacağı üzere söz konusu ne olursa olsun kalkın şeklindeki talimatın sanık ... tarafından verildiğinin anlaşıldığı, sanık ... 15.07.2016 tarihinde Korgeneral ..."in kızının düğününe gitmek için saat 15:00 sıralarında Diyarbakır 8. Anajet Üssü 202 nakliye filosuna ait Casa tipi uçakla İstanbul"a hareket ettiğini, 18:30 sıralarında İstanbul"a indiğini, 19:30 sıralarında düğünün yapıldığı Deniz Moda Kulübüne
ulaştığını, saat 22:00 sıralarında bir hareketliliğin başladığını, bu sırada Hava Kuvvetleri Komutanı ..."ın kendisini çağırdığını, Hava Kuvvetleri Komutanının "ekip, bir kaç zibidi kendi akıllarınca bir şey yapıyor, hepsinin anasını sinkaf edeceğim, hepsini Divan-ı Harbe vereceğim bilin, Kartepe senin oradan da 6 uçak role istemiş" dediğini beyan ettiği, sanık ..."nin üs komutan vekilini aradığı ve uçakların kalkışını engellemeye çalıştığını beyan ettiği ancak HTS kayıtları ve uçak gaspeden pilotların beyanlarının sanık ..."nin beyanlarını yalanlar mahiyette olduğu, sanık ..., daha sonra darbeciler tarafından derdest edildiğini ve Fenerbahçe Orduevine götürüldüğünü, 16.07.2016 günü saat 15:00 sıralarına kadar orada tutulduğunu beyan etmiş ise de HTS kayıtları ve darbecilerin derdest ettikleri Hava Kuvvetleri Komutanı ve diğer komutanları Ankara Akıncı Üssüne götürmelerine rağmen üs komutanı olan sanığın Akıncı Üssüne götürülmemesi hususu da dikkate alındığında, sanığın beyanlarının inandırıcı olmadığı, sanık ..."nin Fenerbahçe Ordu Evinden serbest bırakıldıktan sonra emir subayının temin ettiği arabayla Ankara"ya geldiği, buradan Hava Kuvvetlerine ait uçakla 16.07.2016 günü saat 23:00 sıralarında Diyarbakır"a intikal ettiği, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca komutanı olduğu üste arama yapıldığını bilmesine ve yine komutanı olduğu üsten darbeye teşebbüs için kullanılmak üzere 6 uçağın kaçırılmış olmasına rağmen, kendisinin 16.07.2016 günü saat 23:00 sıralarında Diyarbakır"a intikal ettikten sonra askeri disiplin ve nizamlara göre üsse gelmesi gerekirken neden evine giderek istirahate çekildiği hususunu izah edemediği, sanık ..."nin Diyarbakır 8. Ana Jet Üs Komutanı iken “Sözde Atama Listesi”nde atandığı görev devam olarak yer aldığı, Balıkesir Cumhuriyet Başsavcılığında şüpheli olarak beyanı alınan ..."nın, sanığın dayısı Ahmet Kür"ün kendisine, sanıktan için "rütbe aldıktan sonra Fetullah Gülen tarafından davet edildiğini, Fetullah"ın rütbeyi söküp bu size peygamberimizin taktığı rütbedir, asıl rütbe budur diyerek rütbe taktığını, ...Fetullah"ın onlara sabredin kendinizi gizleyin, gün gelecek size 10 dakikalığına ihtiyaç duyulacak, 10 dakikada yapacağınız ile cenneti kazanacaksınız" dediğini beyan ettiği, ..."nın talimat ile tanık olarak alınan beyanında, önceki beyanlarını doğruladığı, sanığın Örgütün Hava Kuvvetleri mahrem yapılanması içerisinde yer alan mahrem imamlar ... ve Ahmet Numan Akpınar ile kullandığı operasyonel hat üzerinden irtibatlı olduğunun tespit edildiği,
Sanık ..."nin, 15.07.2016 tarihinde Diyarbakır (Kapatılan) 2 BHHM Komutanı olarak tümgeneral rütbesi ile görev yaptığı, sanığın 29.06.2016 - 21.07.2016 tarihleri arasında izinli olduğu, izin belgesinde izni geçireceği adreslerin Konya/Aksaz/Muğla/İzmir olduğu, ancak sanığın 09 Temmuz 2016 günü Antalya"dan Ankara"ya yaptığı toplam 6 saat Ankara"da kaldığı yolculuk ve yolculuk sonrası yaptığı görüşmelerin dikkat çektiği, sanık yapmış olduğu bu yolculuğun sebebi olarak kızlarının Ankara"da oturduğunu, Ankara"ya gidip evden arsa almak için para alıp geldiğini söylediği, ancak sanığa ait gerek şahsi gerekse resmi hatlara ilişkin cep telefonu numaralarına ait baz kayıtları incelendiğinde, sanığın 09 Temmuz 2016 günü
Ankara Esenboğa Havaalanına indiği, ardından havaalanı yolundan Çubuk, Sarayköy"den Ümitköy"e gittiği ve Ümitköy"den ayrıldıktan sonra Yenimahalle, Ostim, Söğütözü, Pursaklar, Sarayköy"den Esenboğa havaalanına döndüğünün görüldüğü, sözkonusu yolculuğun sanığın savunmasının aksine kızlarının oturduğu eve gidilmesi şeklinde olmadığı, darbe girişimi öncesi darbecilerin darbe ile ilgili toplantı ve planlama yapmak amacıyla Ahmet Taner Kışlalı Mahallesi 2880 sokak No:3 Çankaya/ANKARA adresinde bulunan üç (3) katlı villa tipi evi kiralayarak 05-06-07-08-09 Temmuz 2016 tarihlerinde düzenli olarak toplantı yapıldığının Birol Kurubaş"ın etkin pişmanlıkta bulunan ifadesinden ve darbeye teşebbüs sonrası kamuoyuna düşen bilgilerden anlaşıldığı, sanığın da 09 Temmuz 20016 tarihine ilişkin baz kayıtları savunmasının aksine kızının evinin olduğu Balgat adresini değil, sözkonusu villanın bulunduğu Ümitköy"ü verdiği, darbeye teşebbüs ile bağlantılı olan Ankara"daki şüphelilerin Ümitköy adresi ile bir şekilde bağlantılı oldukları, ayrıca sanığın kendi cep telefonu üzerinde yapılan incelemede eşi ile yapmış olduğu mesajlaşma içeriklerine göre önemli bir konu olduğunu eşine belirttiği, sanık ..."nin eşi, sanıktan bu önemli konuda ipucu vermesini istediği, sanığın da Ankara"nın plakası olan 06 yazdığı ve çok neşeli olduğu, ancak eşinin beklentisinin daha yüksek olduğu, sanık ..."nin ise sözkonusu yerin havalı, güzel ve etkili yer olduğu şeklinde cevap yazdığı, sanık ... sözde sıkıyönetim atama emirlerine göre Hava Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Başkanı/Ankara"ya atandığı, bunun eşi ile görüşmede Ankara"nın plakasını yazarak etkili, havalı ve güzel yer olarak nitelendirdiği durum olduğu, sanığın 12.07.2016 tarihinde aylık rutin plan dışında ve uygulamalara aykırı olacak şekilde aynı günlü ivedi ibaresiyle Karşılıklı Hizmet Uçuşu planlayarak Dalaman askeri havalimanına gelen dosyanın diğer sanığı ...’yi kendi özel aracıyla alarak yaklaşık 1,5 saat üs dışında görüştüğü, sanık ...’nin telefonunda yapılan inceleme sonrası ortaya çıkan mesajlaşma kayıtlarına göre söz konusu seyahat planının önceden ayarlandığı, sanıklar ... ve ...’nin söz konusu görüşmenin amacının arsa bakmak olduğunu belirtmelerine rağmen yanlarına bölgeyi bilen bir kişiyi ya da bir emlakçıyı almadıkları hatta meydan komutanının kendilerine yardım isteğini kabul etmedikleri, üs komutanı ve general seviyesindeki bir kişinin yine bir birim komutanı ve general seviyesinde olan biriyle görüşmek için acil durumlarda kullanılabilecek rutin planlamada olmayan karşılıklı hizmet uçuşu çerçevesinde buluşmaları ve arsa bakacak olmalarının askeri disiplin ve uygulamalar ile hayatın olağan akışına uygun olmayan bir durum olduğu, sanığın arsa bakmak şeklindeki beyanının suçtan kurtulmaya yönelik bir savunma olduğu, darbeye teşebbüsün Hava Kuvvetleri ayağının planlayıcılarından olduğu iddiası ile darbe soruşturması kapsamında hakkında işlem yapılan ... ile sanık ..."nin darbeye teşebbüs gecesi birden fazla kez telefon görüşmesi yaptıklarının HTS kayıtlarından tespit edildiği, HKHM (Hava Kuvvetleri Harekat Merkezi)"de bulunan ve kayıt özelliği olan 1348 no"lu MİLSEC (52 nolu kanal) telefonundan yapılan görüşme kayıtlarının dökümünde; dosyanın diğer sanığı ..."ın darbe soruşturması
kapsamında hakkında işlem yapılan General Kemal Mutlum ile görüştüğü, bu görüşmede özetle; darbeye teşebbüs sırasında sanık ..."nin izinli olması nedeniyle Diyarbakır 8. Anajet Üssünün komutan vekilliğini yapan Albay ..."ın darbeci ... ve yanında bulunan Özel Kuvvetlere bağlı askerlerin Ankara"ya gidebilmeleri için talep edilen 2 adet Casa tipi nakliye uçağının kalkışına izin vermediğini söylediği, sanık ..."ın uçakların kalkmasına izin verilmesi hususunda ikna edilmesi için ..."ı başkalarına arattığının bu kapsamda sanık ... ile de görüştürdüğünün anlaşıldığı, sanık ..."nin 20.07.2016 günü alınan ifadesinde, 8. Anajet Üssü komutan vekili Albay ... ile görüştüğünü, Albay Akgülay"ın kendisine Eskişehir 1. BHHM ve Hava Kuvvetleri Komutanlığından farklı emirler aldığını, nasıl hareket etmesi gerektiğini sorduğunu, kendisinin de hangisi mantıklıysa ona göre hareket etmesi gerektiğini söylediğini beyan ettiği, 27.07.2016 tarihli savunmasında ve kovuşturma aşamasında ise; "1 BHHM"nin talimatları doğrultusunda hareket etmesi talimatını verdiğini" beyan ettiği, ifadeler arasındaki çelişki ve sanık ..."a ilişkin MİLSEC kaydı da nazara alındığında, sanık ..."nin ... ile darbe teşebbüsüne ikna kapsamında görüştüğünün anlaşıldığı, 15.07.2016 günü darbeye teşebbüs eyleminin başladığı, sanığın 16.07.2016 günü gece saatlerinde aracıyla Eskişehir"e hareket ettiği, bu seyahat sırasında darbeye teşebbüsün Hava Kuvvetleri ayağının planlayıcılarından olduğu iddiası ile darbe soruşturması kapsamında hakkında işlem yapılan ..."un sanık ..."yi arayarak kendisine uçak ayarlamayı teklif ettiği, bu hususun ... ve sanığın beyanlarıyla sabit olduğu, sanığın Eskişehir"e gittikten sonra darbe teşebbüsünün bertaraf edilmesine rağmen o gece yaşadığı olağan dışı hususlarla ilgili Cumhuriyet Savcılığına ya da askeri birimlere herhangi bir bilgi vermediği, pasif kaldığı, sanığın örgütün Hava Kuvvetleri mahrem yapılanması içeresinde yer alan mahrem imamlar ... ve ... ile kullandığı operasyonel hat üzerinden irtibatlı olduğunun tespit edildiği olayda;
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, sanıkların üyesi bulunduğu silahlı terör örgütünün, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs amacına yönelik olarak vahamet arz eden eylemleri gerçekleştirdiği, sanıkların sübutu kabul olunan eylemlerinin amaç suçun işlenmesi doğrultusundaki örgütsel bağlılık ve ülke genelindeki organik bütünlüğe göre amacı gerçekleştirme tehlikesi yaratabilecek nitelikte olduğu belirlenip kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, suçlarının sübutu kabul edilmiş, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosya kapsamına göre sanıklar ve sanıklar müdafileri ile katılan ... Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı
vekili, katılan ... vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden, CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükmün ONANMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304/1. maddesi uyarınca dosyanın Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 06.10.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
