9. Hukuk Dairesi 2017/4360 E. , 2018/5238 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
( KAPATILAN VE DEVREDİLEN ...) ADINA AVUKAT ...
DAVA : Davacı, kademe ve derecenin tespiti ile yevmiye ücret farkı, yasal ilave tediye farkı, akdi ilave tediye farkı, yıllık izin ücreti, yıpranma prim farkı alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin ... bünyesinde 4875 sayılı yasa hükümlerine tabi kadrolu işçi olarak çalıştığını, davacının daha önce Köy Hizmetleri bünyesinde çalıştığını ancak kuruluşun kapanması ile davacının İl Özel İdaresi Personeli olduğunu, yine davacının baştan beri Yol-İş Sendikasına üye işçilerden olduğunu,davacının daha sonra Başbakanlık ve İşçi Sendikaları ile yapılan protokoller ile daimi kadroya geçirildiğini, ancak geçmiş dönem çalışmalarının davacının kademe ve derecesine yansıtılmadığını ileri sürerek davacının kademe ve derecesinin tespiti ile yıllık izin ücreti, yevmiye ücret farkı, akdi ilave tediye farkı,yasal ilave tediye farkı ve yıpranma prim farkının tahsilini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının "geçici" işci pozisyonundan "düz işçi"olarak daimi kadroya geçtiğini, yevmiye intibaklarının almış oldukları yevmiye düşürülmeden ücret skalası karşılığı kademenin verildiğini, davacının önceki çalışmalarının dönemsel olarak hep 1 yılın altında olduğunu, bu nedenle TİS"in 98.maddesi gereği en az 1 yıl çalışma koşulunun oluşmadığını, davacının kadroya geçmeden önceki hizmetinin mevsimlik işe geçtiğini, derece/kademe ilerlemesinin sadece daimi işçiler için geçerli olduğunu, talep edilen hak ve alacakların zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dava kısmi eda külli tespit istemli belirsiz alacak davası olarak açılmış olup, davacı vekilince dava dilekçesinde talep edilen miktarları arttıran ıslah (talep artırım) dilekçesi verilmediği, dolayısıyla talepler dava dilekçesindeki talepler olarak kaldığı halde hükme esas alınan bilirkişi raporundaki miktarların talep aşılarak hüküm altına alınması HMK’nın 26. maddesine açıkça aykırıdır.
Dosyada mevcut 13.02.2014 tarihli harç tamamlama makbuzuna göre 735 TL tamamlama harcı yatırıldığı görülmekte ise de, tamamlama harcı ile birlikte ne talep artırım dilekçesi ne de ıslah dilekçesi verilmiş değildir. Bu haliyle anılan harç tamamlama makbuzunun sonuca etkisi yoktur. Bir an için bu harcın yapılacak ıslah için yatırıldığı düşünülse dahi, davacının 28.11.2014 tarihli celsede ıslah için süre talep ettiği, Mahkeme tarafından da kendisine talep ettiği süre verildiği halde ıslah dilekçesinin verilmemiş olması karşısında HMK’nın 181. maddesi nedeniyle artık ıslah hakkı kullanılmış sayılarak, ıslah hiç yapılmamış gibi davaya devam edilmesi gerekecektir.
Diğer taraftan Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu" nun 06/05/2016 tarih ve 2015/1 E. 2016/1 K. sayılı kararı uyarınca bozmadan sonra ıslah yapılamayacağından, Mahkemece yapılacak iş davacının hak ettiği alacak kalemlerini, hak ettiği miktarları da belirleyip tespit ettikten sonra taleple bağlılık ilkesi gereği dava dilekçesindeki miktarlar üzerinden hüküm altına almaktır. Mahkemece, bu hususlar dikkate alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA,peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 14.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.