9. Hukuk Dairesi 2017/6767 E. , 2018/5111 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA :Taraflar arasındaki, asıl dava ve birleşen davada kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle asıl ve birleşen davada kısmen gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hüküm süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalılar avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 13/03/2018 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalılar adına Avukat ... ile davalılardan ... ... ile karşı taraf adına Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların ve asilin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili asıl ve birleşen davada; müvekkilinin, 07.07.1996-01.07.2013 tarihleri arasında mermer ustası olarak net 1.750,00 TL maaş ile davalılara ait işyerinde çalıştığını, sigorta primlerinin eksik yatırılması ve maaşlarının düzensiz ödenmesi nedeni ile iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini ve işçilik alacaklarının da ödenmediğini ileri sürerek; kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla mesai, yıllık izin ve genel tatil ücreti alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalılar Vekili Cevabında Özetle:
Davalılar vekili; davacının asgari ücret ile çalıştığını, iş sözleşmesinin haklı nedenler feshedildiğini, yıllık izinlerini kullandığını ve herhangi bir alacağı bulunmadığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Karar süresinde davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre her ne kadar davacı tanıkları davalı işyeri çalışanları olmayıp, davacının çalışma şeklini bilebilecek konumda değiller ise de, davalı tanıklarından Salih"in beyanları dikkate alındığında davacının çalışma düzeninin mahkemece kabul edilen şekilde olduğu anlaşılmakla, davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta primi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
Somut uyuşmazlıkta; davacı işçi aylık net 1.750,00 TL ücret ile çalıştığını iddia etmiş, davalılar ise davacıya asgari ücret ödendiğini savunmuşlardır.
Mahkemece, davacının iddiasına itibar edilmiş ve aylık net 1.750,00 TL ücret ile çalıştığı kabulü ile alacaklar hüküm altına alınmıştır.
Davalı tanığı Salih"in beyanı dikkate alındığında, davacıdan daha az kıdeme sahip olmasına karşın, aylık ücretinin o dönemdeki asgari ücretten daha fazla olduğunu ifade ettiği görülmektedir.
Dolayısı ile davacının asgari ücret ile çalışmadığı yönünde ciddi bir kuşku bulunmaktadır.
Dosya içerisinde yer alan ve davacının iş sözleşmesinin feshinden önceki bir aya ait ücret bordrosunun (2012 yılı Kasım ayına ait) iddiayı doğruladığının kabulü de mümkün değildir. Davalılar, davacının isteği üzerine banka kredisi alabilmesi için bordronun bu şekilde düzenlendiğini savunmuşlardır. Yine dosya içerisinde yer alan kredi sözleşmesinden davacının aynı ay içerisinde banka kredisi kullandığı tespit edilmiştir. Muvazaalı işlem hem işçi hem de işveren tarafından birlikte gerçekleştirilmiş olup, kişinin kendi muvazaasına dayanması mümkün değildir.
Her ne kadar mahkemece, yargılama sırasında emsal ücret araştırması yapılmış ise de, ilgili oda cevabi yazısında, davacının alabileceği ücretin asgari ücretin altına olamayacağını belirtmekle yetinmiştir. Mahkemece, bu hususta yeterli araştırma yapılmaksızın karar verilmiştir.
Bu nedenlerle, davacının kıdemi, eğitim durumu, yaptığı iş, çalıştığı işyerinin özellikleri belirtilerek ilgili kurum ve kuruluşlar ile işçi ve işveren örgütlerinden emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve dosyadaki diğer bilgi ve belgeler ile bir değerlendirmeye tabi tutulduktan sonra sonuca gidilmelidir.
Eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
3- Yerel mahkemece, davacının yıllık izin ücreti talebi kısmen kabul edilmiştir. Kararın gerekçesinde, davalıların yıllık izin belgelerini, davacının bedel arttırımından sonra dosyaya sunduğu belirtilerek, red vekalet ücretine hükmedilmediği ifade edilmiştir.
Davalılar tarafından yargılamanın her aşamasında, davacının yıllık izinlerini kullandığı savunulmuş olup, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ekinde de davacının bir kısım yıllık izinlerini kullandığında dair belge sunulmuştur. Davacı tarafından rapora itiraz süresi içerisinde bedel attırımına gidilmiştir.
Mahkemece, alacağın kısmen hüküm altına alınması yerinde ise de, hiçbir yasal dayanağı olmayan gerekçelerle, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan sebeplerden dolayı BOZULMASINA, davalılar yararına takdir edilen 1.630.00 TL. duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13/03/2018 gününde oybirliği ile karar verildi.