Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/1130
Karar No: 2020/9214
Karar Tarihi: 08.07.2020

Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2020/1130 Esas 2020/9214 Karar Sayılı İlamı

4. Ceza Dairesi         2020/1130 E.  ,  2020/9214 K.

    "İçtihat Metni"



    Tehdit ve hakaret suçlarından sanık ..."nin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/1-1.cümle, 125/1, 43/1, 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 5 ay hapis ve 1.860,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına, anılan Kanun"un 51/1. maddesi uyarınca hapis cezasının ertelenmesine dair, Antalya 12. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 19/12/2013 tarihli ve 2013/627 esas, 2013/717 sayılı kararının, Yargıtay 4. Ceza Dairesi"nin 26/09/2017 tarihli ve 2015/8488 esas, 2017/20640 karar sayılı ilâmıyla, hakaret suçu yönünden temyiz isteminin reddi, tehdit suçu yönünden ise bozulması sonucu yeniden yapılan yargılama sonucunda, tehdit suçundan sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/1-1.cümle ve 62/1. maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, verilen hapis cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, taraflar arasında uzlaştırma sağlanamadığından hakaret suçundan sanık hakkında verilen adli para cezasının aynen infazına ilişkin Antalya 19. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 10/12/2018 tarihli ve 2017/822 esas, 2018/875 sayılı kararının, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 22/01/2020 gün ve 94660652-105-07-20833-2019-Kyb sayılı istemleri, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29/01/2020 gün ve 2020/12560 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daire"ye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
    Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
    Antalya 19. Asliye Ceza Mahkemesince 10/12/2018 tarihli kararıyla, uzlaşma sağlanamadığına dair düzenlenen rapor nazara alınarak sanığın yazılı şekilde mahkûmiyetine ve anılan cezanın aynen infazına karar verilmiş ise de;
    Uzlaştırma ile ilgili mevzuatımızda yer alan tebligata ilişkin hükümlere bakıldığında, 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253. maddesinin 6. fıkrasında yer alan, "Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye veya bunların kanunî temsilcisine ulaşılamaması halinde, uzlaştırma yoluna gidilmeksizin soruşturma sonuçlandırılır." ;
    Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliğinin 7/12. maddesinde yer alan, "Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma veya kovuşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye, sanığa veya kanunî temsilcisine ulaşılamaması hâlinde soruşturma veya kovuşturma konusu suçla ilgili uzlaştırma yoluna gidilmez.";
    Aynı Yönetmeliğin 29/7. maddesinde yer alan, "Uzlaşma teklifinde bulunmak için çağrı; telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle de yapılabilir. Ancak, bu çağrı uzlaşma teklifi anlamına gelmez.";
    Anılan Yönetmeliğin 29/6. maddesinde yer alan, "uzlaştırmacının uzlaşma teklifinde bulunacağı şüpheli, sanık, katılan, mağdur veya suçtan zarar gören ya da kanunî temsilcilerine iletişim araçlarıyla ulaşılamaması hâlinde açıklamalı uzlaşma teklifi büro aracılığıyla yapılır." ;
    Bahsi geçen Yönetmeliğin 29/5. maddesinde yer alan, "Uzlaştırmacı, uzlaşma teklifini büro aracılığıyla açıklamalı tebligat, istinabe veya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) yoluyla da yapabilir." ;
    7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/1. maddesinde yer alan, "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır." şeklindeki düzenlemeler hep birlikte değerlendirildiğinde;
    Kendisine uzlaştırma işlemlerini gerçekleştirmek üzere dosya tevdi edilen uzlaştırmacının öncelikle uzlaştırma teklifi yapılacak ilgililere telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle uzlaştırma teklifi yapmak üzere çağrı yapması, şayet belirtilen şekilde çağrı yapılamaz ise bu defa uzlaştırmacının ilgili savcılık nezdinde kurulmuş uzlaştırma bürosundan uzlaşma teklifi yapılmasını talep etmesi gerektiği,
    Somut olayda, uzlaştırmacı tarafından taraflara teklif için telefon ile ulaşılamamasını müteakip, çağrı yapmak amacıyla PTT iadeli taahhütlü davetname gönderildiği, müşteki ve sanığa PTT marifeti ile çıkarılan davetnamenin tebliğ edilmeksizin iade edilmesi üzerine, taraflara ulaşılamaması gerekçesiyle uzlaşma sağlanamadığı yönünde rapor düzenlenmiş ise de; müşteki adına gönderilen davetnamenin dosya kapsamında bilinen adresinden farklı olarak "... Mahallesi, 346 Sokak, No:3/26 Konyaaltı/Antalya" adresine gönderildiği ve bila tebliğ iade edildiği, sanık adına PTT marifeti ile çıkarılan davetnamenin iade edildiğine ilişkin evraka ise dosya arasında rastlanılmadığı anlaşılmakla, taraflara öncelikle bilinen son adreslerine anılan davetiyenin gönderilmesi gerektiği, iade edilen davetiye yönünden yukarıda detaylıca açıklandığı üzere uzlaştırma bürosundan bilinen son adreslerine uzlaştırma teklifinin gönderilmesini talep etmesi ve büronun da açıklandığı şekilde tebliğ yapması gerektiği cihetle, usulüne uygun uzlaşma teklifi yapılmadığı gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    I-Olay:
    Tehdit ve hakaret suçlarından sanık ..."nin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/1-1.cümle, 125/1, 43/1, 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 5 ay hapis ve 1.860,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına, anılan Kanun"un 51/1. maddesi uyarınca hapis cezasının ertelenmesine dair, Antalya 12. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 19/12/2013 tarihli ve 2013/627 esas, 2013/717 sayılı kararının, Yargıtay 4. Ceza Dairesi"nin 26/09/2017 tarihli ve 2015/8488 esas, 2017/20640 karar sayılı ilâmıyla, hakaret suçu yönünden temyiz isteminin reddi, tehdit suçu yönünden ise bozulması sonucu yeniden yapılan yargılama sonucunda, tehdit suçundan sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/1-1.cümle ve 62/1. maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, verilen hapis cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, taraflar arasında uzlaştırma sağlanamadığından hakaret suçundan sanık hakkında verilen adli para cezasının aynen infazına ilişkin Antalya 19. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 10/12/2018 tarihli ve 2017/822 esas, 2018/875 sayılı kararının, uzlaştırma ile ilgili mevzuatımızda yer alan tebligata ilişkin hükümlere bakıldığında, 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253. maddesinin 6. fıkrasında yer alan, "Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye veya bunların kanunî temsilcisine ulaşılamaması halinde, uzlaştırma yoluna gidilmeksizin soruşturma sonuçlandırılır."; Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliğinin 7/12. maddesinde yer alan, "Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma veya kovuşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye, sanığa veya kanunî temsilcisine ulaşılamaması hâlinde soruşturma veya kovuşturma konusu suçla ilgili uzlaştırma yoluna gidilmez."; aynı Yönetmeliğin 29/7. maddesinde yer alan, "Uzlaşma teklifinde bulunmak için çağrı; telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle de yapılabilir. Ancak, bu çağrı uzlaşma teklifi anlamına gelmez."; anılan Yönetmeliğin 29/6. maddesinde yer alan, "uzlaştırmacının uzlaşma teklifinde bulunacağı şüpheli, sanık, katılan, mağdur veya suçtan zarar gören ya da kanunî temsilcilerine iletişim araçlarıyla ulaşılamaması hâlinde açıklamalı uzlaşma teklifi büro aracılığıyla yapılır."; bahsi geçen Yönetmeliğin 29/5. maddesinde yer alan, "Uzlaştırmacı, uzlaşma teklifini büro aracılığıyla açıklamalı tebligat, istinabe veya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) yoluyla da yapabilir."; 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/1. maddesinde yer alan, "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır." şeklindeki düzenlemeler hep birlikte değerlendirildiğinde; kendisine uzlaştırma işlemlerini gerçekleştirmek üzere dosya tevdi edilen uzlaştırmacının öncelikle uzlaştırma teklifi yapılacak ilgililere telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle uzlaştırma teklifi yapmak üzere çağrı yapması, şayet belirtilen şekilde çağrı yapılamaz ise bu defa uzlaştırmacının ilgili savcılık nezdinde kurulmuş uzlaştırma bürosundan uzlaşma teklifi yapılmasını talep etmesi gerektiği, somut olayda, uzlaştırmacı tarafından taraflara teklif için telefon ile ulaşılamamasını müteakip, çağrı yapmak amacıyla PTT iadeli taahhütlü davetname gönderildiği, müşteki ve sanığa PTT marifeti ile çıkarılan davetnamenin tebliğ edilmeksizin iade edilmesi üzerine, taraflara ulaşılamaması gerekçesiyle uzlaşma sağlanamadığı yönünde rapor düzenlenmiş ise de; müşteki adına gönderilen davetnamenin dosya kapsamında bilinen adresinden farklı olarak "... Mahallesi, 346 Sokak, No:3/26 Konyaaltı/Antalya" adresine gönderildiği ve bila tebliğ iade edildiği, sanık adına PTT marifeti ile çıkarılan davetnamenin iade edildiğine ilişkin evraka ise dosya arasında rastlanılmadığı anlaşılmakla, taraflara öncelikle bilinen son adreslerine anılan davetiyenin gönderilmesi gerektiği, iade edilen davetiye yönünden yukarıda detaylıca açıklandığı üzere uzlaştırma bürosundan bilinen son adreslerine uzlaştırma teklifinin gönderilmesini talep etmesi ve büronun da açıklandığı şekilde tebliğ yapması gerektiği cihetle, usulüne uygun uzlaşma teklifi yapılmadığı gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
    II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
    Bozma kararı sonrası yeniden görülen yargılama aşamasında görevlendirilen uzlaştırmacı tarafından, uzlaştırma işlemlerinin yöntemince yapılıp yapılmadığının ve buna bağlı olarak verilen Antalya 19. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 10/12/2018 tarihli ve 2017/822 esas, 2018/875 sayılı kararında isabet bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    III- Hukuksal Değerlendirme:
    5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtay’ca bozulması istemini, yasal nedenlerini açıklayarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak, Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtay’ca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
    Kanun yararına bozma yasa yoluna, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilebilmesi nedeniyle kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir.
    Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu"nun 14.11.1977 gün ve 3-2 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bu yasa yolunun olağan üstü bir yasa yolu olması nedeniyle, her türlü hukuka aykırılık iddiası, yasa yararına bozma konusu yapılamayacak, bu kapsamda hâkimlerin takdir hakkı alanına giren ve suç işleyenler için bir hak teşkil etmeyen hususlar ile mahkemenin takdirine bağlı istekler ve uygulamadaki takdir yanılgıları veya takdirin yerinde olup olmadığının denetlenmesine ilişkin başvurular, temyiz yasa yolundan farklı olarak yasa yararına bozma konusu yapılamayacağından, bu yolla denetlenemeyecektir.(Ceza Genel Kurulu"nun 23/03/2010 tarih ve 2/29-56 sayılı kararı da bu doğrultudadır.)
    Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hâkim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıklar ile uygulamadaki esaslı yanlışlar ve esasa etkili usul yanılgılarının, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır.
    Kesinleşen bu karar veya hükümlerdeki aykırılıklar başka suretle giderilmesi mümkün olmadığı takdirde, ikincil ve olağanüstü nitelikte olan kanun yararına bozma yasa yoluna konu edilebilecektir.
    7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10. maddesine göre tebligatın, öncelikle muhatabın beyan ettiği en son adrese yapılması, bu adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilip, bu adrese tebligatın yapılması, bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise mernis adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres esas alınarak, Tebligat Kanununun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanunun 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından, tebligata, Tebligat Kanununun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerekmektedir.
    İncelenen dosyada; sanık ... hakkında, TCK"nın 106/1-1. cümle, 125/2, 43/1, 53, 58. maddeleri uyarınca tehdit ve hakaret suçlarından cezalandırılması talebiyle 06.08.2013 tarihinde kamu davası açıldığı, yargılama neticesinde Antalya 12. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 19/12/2013 tarihli ve 2013/627 esas, 2013/717 sayılı kararıyla sanığın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/1-1.cümle, 125/1, 43/1, 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 5 ay hapis ve 1.860,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına, anılan Kanun"un 51/1. maddesi uyarınca hapis cezasının ertelenmesine karar verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 4. Ceza Dairesi"nin 26/09/2017 tarihli ve 2015/8488 esas, 2017/20640 karar sayılı ilâmıyla, miktar itibariyle kesin nitelikte ceza içeren hakaret suçu yönünden temyiz isteminin reddi, tehdit suçu yönünden ise 6763 sayılı Kanun gereği bozulmasına hükmedildiği, bozma sonrası yeniden yapılan yargılama sonucunda, Antalya 19. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 10/12/2018 tarihli ve 2017/822 esas, 2018/875 sayılı kararıyla, tehdit suçundan sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/1-1.cümle ve 62/1. maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, verilen hapis cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, taraflar arasında uzlaştırma sağlanamadığından hakaret suçundan sanık hakkında verilen adli para cezasının aynen infazına hükmedildiği, sanık ve katılanın yokluklarında verilen kararın, aşamalarda bildirimde bulunmadıkları adreslerine tebliğe çıkarıldığı, iade gelmeleri üzerine Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre aynı adreslerde tebliğ edildiği, bu şekilde kararın temyiz ve itiraz kanun yollarına başvurulmadığı gerekçesiyle kesinleştirildiği ve her iki hükme yönelik olarak kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
    Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
    Sanık ..."nin dosya kapsamından anlaşılan bilinen son adresinin, tahliye edildiği Alanya Açık Ceza İnfaz Kurumu"nunb 07.12.2018 tarihli yazısına göre "Mithatpaşa M.Ray Sokak No:14 Seyhan/Adana" olduğu, katılan ..."nın (Siyfi) ise yargılamadaki ifadesinde beyan ettiği adresinin "... Caddesi, 6257 Sokak No:25 Kepez/Antalya" olduğu, adı geçenlerin yokluklarında verilen kararın, öncelikle, bilinen son adresleri olarak kabul edilmesi gereken bu adreslere tebliğe çıkarılması, tebliğ imkansızlığı durumunda ise tebligatın, Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre, Mernis adreslerine yapılması gerektiği gözetilmeden, sanık ve katılanın aşamalarda bildirimde bulunmadıkları adreslerinde Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği, böylelikle tebliğ işlemlerinin yöntemine uygun olarak yapılmadığı, bu nedenle anılan hükümlerin usulüne uygun olarak kesinleştirilmediğinin alaşılması, ikincil ve olağanüstü nitelikte olan kanun yararına bozma yasa yoluna da ancak, hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde başvurulabilmesi karşısında; Antalya 19. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 10/12/2018 tarihli ve 2017/822 esas, 2018/875 sayılı kararının sanık ve katılana yöntemince tebliğ edilmesi ve sonraki işlemlerin mahallinde yerine getirilmesinin gerektiği anlaşılmıştır.
    IV-Sonuç ve Karar:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle,
    1)Sanık ..."nin tehdit suçundan 5 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hakaret suçundan ise önceki kesin nitelikte olan kararın aynen infazına dair, Antalya 19. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 10/12/2018 tarihli ve 2017/822 esas, 2018/875 sayılı kararınına yönelik, CMK"nın 309. maddesi koşullarını taşımayan kanun yararına bozma isteminin bu aşamada REDDİNE,
    2)Dosyanın, sanık ... ve katılan ..."ya (Siyfi) kararın yöntemince tebliği için mahalline gönderilmesine, sonraki işlemlerin mahallinde Mahkemesince yerine getirilmesine, 08/07/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi