
Esas No: 1988/2129
Karar No: 1990/774
Karar Tarihi: 04.04.1990
Danıştay 10. Daire 1988/2129 Esas 1990/774 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, Türkle evli yabancı uyruklu biri. Otomobilini bedelsiz ithal ettiği için 86/2 sayılı tebliğin 16. maddesi uyarınca ek prim ile ithal etti. Ancak bu madde, Bakanlar Kurulu haricinde başka bir idari merci tarafından ek mali yükümlülük konulması için yetki veremez. Bu nedenle, mahkeme 86/2 sayılı tebliğin 16. maddesi uyarınca tesis edilen işlemi iptal etti ve davacıya tahsil edilen ek primin iadesini emretti. Davacı ayrıca markın ulaşacağı değer itibariyle ek prim tahsil tarihiyle iade edildiği tarih arasındaki farkın tazminini ve yasal faiz istedi, ancak bu kısım reddedildi.
Kanun maddeleri:
-Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının \"Piyasaların denetimi ve dış ticaretin düzenlenmesi\" başlıklı 167. maddesi
-2976 sayılı \"Dış Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun\"
-6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un \"Ek Mali yükümlülükler\" başlığındaki 3. maddesi.
Daire : ONUNCU DAİRE
Karar Yılı : 1990
Karar No : 774
Esas Yılı : 1988
Esas No : 2129
Karar Tarihi : 04/04/990
EK PRİM TAHSİLİNE İLİŞKİN İŞLEMİN DAYANAĞI, İPTALİ İSTENİLEN 88/2 SAYILI TEBLİĞ OLMADIĞINDAN, BU TEBLİĞİN İPTALİNDE DAVACININ MENFAATİ BULUNMADIĞI, ANCAK İŞLEMİN DAYANAĞI 86/2 SAYILI TEBLİĞİN 16.MADDESİ YETKİ YÖNÜNDEN MEVZUATA AYKIRI OLMAKLA, 2577 SAYILI KANUNUNUN 7.MADDESİNDEN HAREKETLE, EK PRİM TAHSİLİNE İLİŞKİN İŞLEMİN İPTALİ İLE TAHSİL EDİLEN PRİMİN DE DAVACIYA İADESİ GEREKTİĞİ HK.
Türkle evli yabancı uyruklu olan davacıdan, yerleşmek üzere Türkiye'ye gelirken bedelsiz ithal yoluyla yurda getirdiği otomobilin ithali için 37500 DM karşılığı Türk Lirası ek prim tahsil edilmiş, dava da bu işlem ile dayanağı, 88/2 sayılı Bedelsiz İthalat Tebliğinin 16.maddesinin iptaline, tahsil edilen ek primin iadesine, ayrıca, markın ulaşacağı değer itibariyle, prim tahsil tarihiyle iade edildiği tarih arası farkın tazminine, bu bedele mark değeri üzerinden yıllık %9 ya da Türk Lirası karşılığı kısa vadeli kredilere uygulanan reeskont haddi üzerinden veya enflasyon oranında faiz yürütülmesine, ancak her halde ödeme tarihi itibariyle yasal faiz uygulanmasına, faiz olarak yasal faizin uygulanması halinde, yasal faiz oranı %30 ile uygulanan yüksek faiz arasındaki fark da dahil olmak üzere toplam 53.185.780 liranın tahsiline hükmedilmesi istemiyle açılmıştır.
Davalı idare savunmasında, dava konusu uygulama işleminin, 88/2 sayılı tebliğe göre değil, 86/2 sayılı tebliğin 87/14 sayılı tebliği ile değişik 8.maddesi uyarınca tesis edildiğini belirtmesi nedeniyle, davacının 88/2 sayılı tebliğin 16.maddesinin iptalini istemekte menfaati bulunmamaktadır.
Davanın, davacıdan ek prim tahsil edilmesine ilişkin işleme yönelik kısmına gelince;
Türkiye Cumhuriyeti Anayasa'sının "Piyasaların denetimi ve dış ticaretin düzenlenmesi" başlığını taşıyan 167.maddesi son fıkrası:
"Dış ticaretin ülke ekonomisinin yararına olmak üzere düzenlenmesi amacıyla ithalat, ihracat ve diğer dış ticaret işlemleri üzerine vergi ve benzeri yükümlülükler dışında ek mali yükümlülükler koyma ve bunları kaldırmaya Bakanlar Kuruluna yetki verebilir" hükmünü taşımaktadır.
Madde gerekçesine göre, piyasaların bu şekilde denetlenmesine Anayasal bir zorunluluk getirilmiş ve rekabetin ortadan kalktığı, tekellerin ,kartellerin fiyatları oluşturduğu bir toplum olmanın sakıncaları önlenilmek istenilmiştir.
15.2.1984 günlü, 18313 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2976 sayılı "Dış Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun"un "Amaç ve Kapsam" başlığındaki 1.maddesi:
"Dış ticaretin ülke ekonomisinin yararına olmak üzere düzenlenmesi amacıyla ithalat, ihracat ve diğer dış ticaret işlemleri üzerine vergi ve benzeri yükümlülükler konulması ve kaldırılması, bu yükümlülüklere ilişkin esasların tesbit edilmesi ve oluşan fonların kullanılması bu kanun hükümlerine göre yürütülür" hükmünü içermekte, 2.maddesi ile de Bakanlar Kurulunun bu Kanun kapsamındaki konularda düzenlemeler yapmaya yetkili olduğu belirtilmektedir.
Adı geçen Yasanın "Ek Mali Yükümlülükler" başlığındaki 3.maddeside:
"İthalat, ihracat veya dış ticaret işlemleri üzerine konulan ek mali yükümlülüklerin nev'i, miktarı, tahsili, takibi, iadesi gerektiğinde bütçeye irat kaydedilmesi, bir fonda toplanması ve fonun kullanım esasları Bakanlar Kurulu gösterilir.
Ek Mali yükümlülüklerin tahsiline 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun uygulanır" hükmünü getirmiştir.
Dava konusu olaya gelince, davacının bedelsiz ithalat yoluyla yurda getirdiği otomobilin ithali, söz konusu aracın motor hacminin 86/2 sayılı tebliğin değişik 8.maddesinde öngörülen motor hacmini geçmesi nedeniyle, ancak Başbakanlık Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığınca düzenlenen 86/2 sayılı tebliğin 16.maddesinde yer alan ve "Bu Tebliğle kabul edilen haller dışında kalan bedelsiz ithal taleplerini inceleyerek,prim tahsili suretiyle istisnai olarak bedelsiz ithal izni vermeye Başbakanlık Hazine ve Dış ticaret Müsteşarlığı yetkilidir" kuralı uyarınca, ek prim ödemesiyle mümkün olduğundan, söz konusu ek primin davacı açısında mali yükümlülük olduğu tartışmasızdır.
Ancak, anılan yasal düzenleme karşısında, dış ticaret işlemleri üzerinde Bakanlar Kurulu dışında başka bir idari merci tarafından ek mali yükümlülük konulması, Bakanlar Kurulu'nun söz konusu yetkisini başka bir mercie devretmesi olanaksız bulunmaktadır.
Bu durumda, 86/2 sayılı Tebliğin 16.maddesinin yetki yönünden mevzuata aykırılığı açıktır.
2577 sayılı Kanunun 7.maddesi son cümlesinde düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olmasının, bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmayacağı hükme bağlanmıştır.
Hal böyle olunca, yetkisiz bir idari merci tarafından yapılan düzenlemeye dayalı olarak tesis edilen işlemde isabet bulunmamakla, bu işlem nedeniyle tahsil edilen primin de davacıya iadesi gerekir.
Öte yandan davacı, tahsil edilen ek primin iadesinin yanı sıra, markın ulaşacağı değer itibariyle prim tahsil tarihi ile iade edildiği tarih arası farkın tazminini istemekte ise de; bu husus kurulumuzca idarenin tazmin sorumluluğunu gerektirir nitelikte değerlendirilmemiştir.
Ayrıca, Dairemizce, davacıya iade edilmesi öngörülen ek prim tutarına %30 yasal faiz yürütülmesi gerektiği kabul edilmiş olmakla birlikte,davacının yasal faiz oranı %30 ile uygulanan yüksek faiz arasındaki farkın tahsiline hükmedilmesi yolundaki istemi, söz konusu fark, idarenin tazmin sorumluluğunu gerektirir nitelikte değerlendirilmediğinden yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davanın, 88/2 sayılı Bedelsiz İthalat Tebliğinin 16.maddesinin iptaline yönelik kısmının, davacının bu tebliğin iptalide menfaati bulunmamakla ehliyet yönünden reddine, 86/2 sayılı tebliğ uyarınca tesis edilen uygulama işleminin ise iptaline, tahsil edilen ek primin, tahsil tarihinden itibaren işletilecek %30 yasal faiziyle birlikte davacıya iadesine, fazlaya ilişkin istemin ise reddine karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
