Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/14635
Karar No: 2021/1504
Karar Tarihi: 22.02.2021

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/14635 Esas 2021/1504 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2018/14635 E.  ,  2021/1504 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Ecrimisil

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

    KARAR

    Davacılar vekili dava dilekçesinde, tarafların ortak murisinden kalan taşınmazda bulunan binanın davalı tarafından kullanıldığını belirterek ecrimisil talep etmiştir.
    Davalı vekili cevap dilekçesinde, fuzuli şagil olmadığını, kira geliri elde etmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Yargılama sırasında davalı vefat etmiş, mirasçıları davaya dahil edilmiştir.
    Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
    Dava, paydaşlar arası ecrimisil talebine ilişkindir.
    1.Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2.Dava konusu taşınmazda taraflar paydaştır. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenmesini ve/veya ecrimisil isteyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
    Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.
    Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 tarihli ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı kararı).
    Somut olayda, davacılar, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan binanın davalıların murisi ... tarafından kullanıldığını iddia etmiş, hükme esas alınan bilirkişi raporunda binada 3 dairenin bulunduğu, iddiaya göre bir dairenin ... tarafından kullanıldığı, diğer dairelerin kiraya verildiği belirtilerek hesaplama yapılmıştır. Davalı mirasçıları ise dava konusu yerde 3 ayrı dairenin bulunmadığını iddia etmektedir.
    Bu tür davalarda talebin kabul edilebilmesi için öncelikle taşınmaza davalılar tarafından haksız elatıldığının duraksamaksızın kanıtlanması gerekir. HMK’nin 190/1. maddesine göre “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” Davacı taraf dava dilekçesinde tanık deliline dayanmış ancak Mahkemece tanıklar dinlenmeden, taraf delilleri toplanmadan, davalıların savunması üzerinde durulmadan eksik araştırma ile karar verilmiştir.
    Mahkemece yapılması gereken iş; dava konusu taşınmaz üzerinde üç ayrı dairenin olup olmadığını araştırmak, davacılar tarafından davalıların murisi ...’ye gönderilen ihtarnamenin tebliğ edilmediği ve ortaklığın giderilmesi davasının davacılar tarafından değil, muris ... tarafından açıldığına dikkat ederek yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere davalıların murisinin bizzat kullandığı daire hakkında intifadan men şartını aramak, kiraya verilen yer varsa intifadan men şartının aranmayacağından talep doğrultusunda karar vermek, ayrıca karar tarihinden sonra davacılardan ...’nın davadan feragat ettiği gözönünde bulundurularak karar vermek olmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda 2. bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle, 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 1. bentte açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının REDDİNE, HUMK"un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna,
    peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 22.02.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi