Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2013/1503
Karar No: 2014/962
Karar Tarihi: 26.11.2014

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2013/1503 Esas 2014/962 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2013/1503 E.  ,  2014/962 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Samsun 2. İş Mahkemesi
    TARİHİ : 15/03/2013
    NUMARASI : 2013/31-2013/133

    Taraflar arasındaki “Kurum işleminin iptali ve malûliyet aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Samsun 2. İş Mahkemesi’nce davanın kabulüne dair verilen 14.02.2012 gün ve 2009/781 E., 2012/77 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 09.11.2012 gün ve 2012/7751 E., 2012/21035 K. sayılı ilamı ile;
    “…1479 sayılı Kanun’un 28’inci maddesine göre, “Bu kanunun uygulanmasında çalışma gücünün en az üçte ikisini yitirdiği tespit edilen sigortalı malul sayılır.” Hastanelerin sağlık raporları arasında çelişki bulunması durumunda, bu çelişkinin, anılan maddenin son fıkrası ve 56’ncı maddesinde belirtilen prosedüre uyularak, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulundan, itiraz halinde ise Adli Tıp Kurumundan alınacak raporla giderilmesi gereklidir (5510 sayılı Kanun’un 95’inci maddesi). Ancak Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulundan verilecek rapor ile Adlî Tıp Kurumu’ndan alınacak rapor arasında çelişki mevcut olması halinde Tıp Fakültelerinin ilgili anabilim dalı uzmanlarından oluşturulan kurullarından veya Adli Tıp Genel Kurulundan rapor alınmalıdır.
    Somut olayda; 01.02.1988 - 17.07.2001 tarihleri arasında 1726 gün Bağ-Kur (5510 sayılı Kanunun 4/1-b) ve 853 gün SSK (5510 sayılı Kanunun 4/1-a) olmak üzere toplam 2579 gün sigortalılığı bulunan davacının, 20.01.2006 tarihinde davalı Kuruma maluliyet aylığı tahsis talebinde bulunduğu, ancak davalı Kurum tarafından çalışma gücünün 2/3’ünü kaybetmediği gerekçesiyle reddedildiği, yargılama sırasında alınan On Dokuz Mayıs Üniversitesi Hastanesi’nin 27.07.2007 tarihli raporunda “spastik tip nörojen mesane” tanısıyla çalışma gücünü %35 kaybettiğinin bildirildiği, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunun 16.10.2007 gün 84/5238 ve 25.02.2009 gün 16/1282 sayılı raporları ile çalışma gücünün 2/3’ ünü kaybetmemiş olduğundan malul sayılamayacağına karar verildiği, bu arada Hacettepe Üniversitesi Hastanesi’nin 01.04.2008 tarihli raporunda “opere LHNP” tanısıyla tüm vücut fonksiyon kaybının %28, 14.04.2008 tarihli raporunda tüm vücut fonksiyon kaybının %46 olduğunun belirtildiği, bu defa 04.05.2011 tarihli, 4170 sayılı Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu’nun davacının meslekte kazanma gücünü %74 kaybettiği yönündeki tespiti üzerine; Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu durumda; Adli Tıp Kurumu raporu ile diğer raporlar arasındaki açık çelişki bulunduğundan, belirtilen usul çerçevesinde Tıp Fakültelerinin ilgili anabilim dalı uzmanlarından oluşturulan kurullarından veya Adli Tıp Genel Kurulundan rapor alınarak çelişki giderilmeli ve davacının malul olduğunun tespiti halinde maluliyet başlangıç tarihi tespit edilmelidir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki esaslar göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır…”
    gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, malûliyet aylığına hak kazanıldığının tespiti istemine ilişkindir.
    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacının çalışırken geçirdiği rahatsızlıklardan dolayı çalışma gücünün 2/3’ünden fazlasını kaybetmesi nedeniyle malûliyet aylığı bağlanması için Kuruma yaptığı başvurunun Yüksek Sağlık Kurulu raporu uyarınca reddedildiğini ancak, mevcut haliyle çalışmasının ve iş bulmasının mümkün olmadığını belirterek, malûliyet aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti ile Kurumun aksi yöndeki işlemlerinin iptalini talep etmiştir.
    Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) vekili cevap dilekçesinde özetle, Kurumca 506 sayılı Kanun’un 53 v.d. maddeleri uyarınca yapılan incelemede davacının çalışma gücünü 2/3 oranında yitirmediği kararına varıldığını, bu karara itirazın ise 506 sayılı Kanun’un 109. maddesine göre incelendiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, Adli Tıp Kurumu raporu esas alınarak davacının malûliyetinin, başlangıç tarihi 04/04/1997 tarih olmak üzere %74 oranında olduğunun kabulü ile malulen emeklilik için gerekli hizmet süresinin dolduğu ve yaşının tuttuğu gerekçesiyle ilk tahsis talep tarihini takip eden aybaşı olan 01/02/2002 tarihi itibariyle emekliliğe hak kazandığının tespitine dair verilen karar, davalı vekilinin temyizi üzerine Özel Daire tarafından yukarıda açıklanan gerekçelerle bozulmuş, Mahkemece bu kez “Ondokuz Mayıs Üniversitesince verilen 19.09.2007 tarihli raporun dosyanın kabarık oluşu nedeniyle incelenemediği, gözden kaçan bu rapor da değerlendirilmek suretiyle yapılan incelemede, anılan 19.09.2007 tarihli rapor ile Yüksek Sağlık Kurulu raporu arasındaki çelişkinin Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinin raporu ile giderildiği kanaatine varıldığı için yeniden Üniversiteden veya Adli Tıp Genel Kurulundan rapor aldırılmasına gerek bulunmadığı” gerekçeleriyle direnilmiştir.
    Direnme kararı davalı SGK vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Hukuk Genel Kurulu’ndaki görüşme sırasında, işin esasının incelenmesinden önce, temyize konu kararın gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; dolayısıyla, temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu"nca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu, ön sorun olarak tartışılmıştır.
    Bilindiği üzere; direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için, mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir (6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 429. maddesi).
    Eş söyleyişle; mahkemenin yeni bir bilgi, belge ve delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek, dolayısıyla da ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukuki olguyu değiştirerek karar vermiş olması halinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.
    Somut olayda ise; yerel mahkeme, temyize konu kararının gerekçesinde açıkça belirttiği üzere, dosyanın kabarık olması nedeniyle bozma öncesi değerlendiremediği, mahkemece gözden kaçan 19.09.2007 tarihli rapor da esas alınarak yapılan değerlendirme sonunda Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi raporunun uzlaştırıcı rapor olduğu gerekçesine yer vererek, diğer bir ifade ile ilk kararının gerekçesinde yer vermediği ve Özel Daire tarafından incelenmeyen yeni bir gerekçe ve hukuki olguya dayalı olarak direnme olarak adlandırdığı kararı vermiştir.
    Mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı; ilk kararda tartışılıp, değerlendirilmemiş yeni gerekçeye dayalı, yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
    Hal böyle olunca; kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi, Hukuk Genel Kurulu’na değil, Özel Daireye aittir
    Bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
    S O N U Ç : Yukarıda gösterilen nedenlerle davalı SGK vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 10. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 26.11.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.


    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi