Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasına mutazammın 20.03.2006 tarih, 2391/5304 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı vekili tarafından Sivas İş Mahkemesinin 05.01.2000 karar tarihli, 1997/93 esas, 2000/1 karar sayılı ve aynı mahkemenin 05.03.2003 karar tarihli, 2002/526 esas, 2003/79 karar sayılı ilamlarına dayalı olarak ilamlı icra takibine başlandığı, borçluya örnek 4-5 nolu icra emri tebliği üzerine borçlu vekilinin ilk ilama konu borcun tamamen itfa edildiği nedeniyle İcra Mahkemesine başvurduğu anlaşılmaktadır. Borçlu itfa itirazına dayanak olarak 23.02.2001 tarihli banka dekontuna dayanmaktadır. Anılan dekontun incelenmesinde; alacaklı hesabına 23.02.2001 tarihinde 1.155.000.000-TL. yatırıldığı görülmektedir. Alacaklı vekili ise ödeme yapılan hesabın, borçlu tarafından açılan bir hesap olup, ödemeden kendilerine bilgi verilmediğini ve 09.12.2004 tarihinde parayı bankadan çektiklerini ileri sürmektedir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ilk ilamdan dolayı 34,90-YTL. bakiye alacak kaldığı belirtilmiş ve bu miktara 22.01.2001 tarihinden itibaren faiz hesaplanmıştır. Bilirkişice, alacaklının banka hesabına yapılan ödemeden haberdar olduğu tarihe yönelik iddiası değerlendirilmeden, borçlunun banka hesabına ödeme yaptığı tarih esas alınarak hesaplama yapılması ve Yargıtay denetimine imkan verecek tarzda yöntemince hesaplama yapılmadan ikinci ilamın yargılaması sırasında düzenlenen bilirkişi raporu esas alınarak ödeme tarihi itibari ile ilk ilamdan dolayı 34,90-YTL. bakiye alacak kaldığının kabulü doğru değildir.
Öte yandan, her iki ilamda da hüküm altına alınan kıdem tazminatı alacaklarının en yüksek banka mevduat faizi, diğer alacakların ise yasal faizi ile tahsiline karar verilmiştir.
Bu nedenle ilamlarda hüküm altına alınan kıdem tazminatı dışındaki diğer alacaklara 3095 Sayılı Yasanın 1. maddesinde belirtilen, Merkez Bankasının, kısa vadeli işlemlerde öngördüğü iskonto faiz oranlarının uygulanması gerekir.4833 Sayılı 2003 yılı Mali Bütçe Kanunu’nun 51/t maddesi ile 5027 Sayılı 2004 yılı Bütçe Kanunun 49/o ve 5277 Sayılı 2005 yılı Bütçe Kanunun 37/e maddelerindeki faiz oranları genel bütçeye dahil dairelerle, katma bütçeli idarelerin ilama bağlı borçları hakkında uygulanır. (HGK 1.12.2004 tarih ve 2004/12-667E sayılı kararı)
Somut olayda,tarafların sıfatları nazara alındığından sözü edilen Bütçe Kanunlarındaki, faiz oranlarının, olayda uygulama yeri bulunmamaktadır. Bilirkişinin ise anılan alacaklar için Bütçe Kanunlarındaki faiz oranlarına göre hesaplama yaptığı görülmektedir.
Bu durumda Mahkemece öncelikle borçlunun ödemeden haberdar olduğu tarih tesbit edilerek, bu tarih itibari ile BK. nun 84.maddesi de dikkate alınmak suretiyle ve yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda hesaplama yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye ve yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekirken onandığı anlaşılmakla alacaklı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.
Kabule göre de; ödeme tarihi olarak kabul edilen tarihte ilk ilamdan dolayı 34,90-YTL. bakiye alacak kaldığı belirlenmiş olması karşısında, BK. nun 84.maddesi uyarınca bakiye alacağın kıdem tazminatı alacağı olarak kabul edilerek, bir yıllık mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranının uygulanması gerekirken, 3095 sayılı yasanın 1.maddesine göre yasal faiz ve Bütçe Kanunlarında düzenlenen faiz oranlarına göre hesaplama yapan bilirkişi raporu esas alınarak hüküm tesisi yasaya uygun bulunmamıştır.
SONUÇ : Alacaklı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 20.03.2007 tarih ve 2007/2391-5304 sayılı onama kararının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 22.05.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.