2. Ceza Dairesi 2019/7225 E. , 2019/13804 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanık hakkında 5271 sayılı CMK"nın 311/1-e maddesi gereğince yargılamanın yenilenmesi sonucu hüküm kurulduğu belirlenerek yapılan incelemede;
1-Sanık hakkında iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelenmesinde;
Dosya kapsamından, sanık hakkında Ankara 29. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/03/2015 tarih ve 2015/65 E.-2015/496 K. sayılı karar ile hırsızlık, iş yeri konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından mahkumiyet kararı verdiği, bu kararların Dairemizin 05/05/2016 tarihli ve 2016/3209 E.-2016/8713 K. sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği ve bu kesinleşmeden sonra sanığın 22/11/2018 tarihli dilekçe ile müştekinin zararını giderdiğinden bahisle hakkında TCK"nın 168. maddesinin uygulanmasını ve bu nedenle yargılanmanın yenilenmesini talep ettiğinin anlaşılması karşısında; sanığın talebinin hırsızlık ve mala zarar verme suçundan kurulan hükme yönelik olduğu, iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçundan yargılamanın yenilenmesini gerektirir bir sebebin bulunmadığı, bu itibarla kurulan bu ikinci hükmün hukuki değerden yoksun ve yok hükmünde olduğu, hukuken varlık kazanmayan ve infazı kabil olmayan bir kararın temyiz davasına konu edilmesinin de mümkün olmaması karşısında, sanık hakkında 24/12/2018 tarihli iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan 2. hükme yönelik, konusu bulunmayan temyiz itirazının 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMK"nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
2-Sanık hakkında hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz incelenmesinde;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu Kararlarında açıklandığı üzere; kesin hükümle birlikte artık yargılamaya konu sorun çözülerek, maddi gerçeğe ulaşıldığından kesin hükümle sonuçlanmış bir ihtilaf kural olarak yeniden yargılama konusu yapılamayacaktır. Bununla birlikte bir yargılama faaliyeti sonucu verilen kesin hükümde adli hataların yapılması da mümkündür. Hükmün kesinleşmesinden sonra ortaya çıkan maddi olaylar kesin hükmün maddi gerçeği yansıttığı kabulünü ve kesin hükmün ispatla ilgili temellerini sarsabilecektir. Bu durumda, bir yanda kesin hüküm, diğer yanda ise adli hatanın düzeltilmesi zorunluluğu söz konusu olacaktır. Bu iki değerden birinin tamamen gözardı edilmesi mümkün olmadığından kanun koyucu maddi temelleri sarsılmış kesin hükümden fedakarlık yapmak zorunda kalmış ve bunun şartlarını belirlemiştir. Bu açıdan yargılamanın yenilenmesi kesin hükmün dokunulmazlığının istisnasını oluşturmaktadır. Kesinleşen hükmün, maddi gerçeğe uymadığına ilişkin kanunda belirtilen şartları taşıyan taleplerin değerlendirilmesi ve yapılacak değerlendirme sonucunda şartların oluşması halinde kesinleşen hükmün düzeltilmesi gerekmektedir. İşte bu nedenlerle kanun koyucu bu sorunu çözebilmek için yargılamanın yenilenmesi müessesesini şartlarını ayrıntılı olarak düzenlemek suretiyle ihdas etmiştir.
Yargılamanın yenilenmesi ancak kesinleşmiş hükümlerde başvurulacak bir yol olup hukuki niteliği itibarıyla CMK"nın sistematiği, düzenleniş şekli ve düzenlendiği yer dikkate alındığında tereddütsüz olağanüstü bir kanun yoludur. Yargılamanın yenilenmesindeki amaç, kanunda istisnai ve sınırlı olarak sayılan hallerin gerçekleşmesi halinde gerçeğin araştırılması, böylece toplum ve sanığın menfaatinin korunması olduğundan, kesin hükme yönelik olarak ileri sürülen ve gerekli şartları taşımayan her türlü yenilenme talebinin dikkate alınması da söz konusu olmayacaktır.
Yargılamanın yenilenebilmesi için hükümde önemli bir adli hatanın yapılmış olması gereklidir. Yargılamanın yenilenmesini gerektiren bu hata, hükümlünün lehine ya da aleyhine olarak yapılmış olabileceğinden hukukumuzda yargılamanın yenilenmesi hem hükümlünün lehine hem de aleyhine olarak başvurulabilecek bir kanun yolu olarak düzenlenmiştir.
CMK’nın 311. maddesinde kesinleşen bir hükümle sonuçlanmış olan bir dava açısından sanık veya hükümlünün lehine olarak yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurulabilmesi için sınırlı sayıda şartlar sayılmıştır;
a)Duruşmada kullanılan ve hükmü etkileyen bir belgenin sahteliği anlaşılırsa,
b)Yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek biçimde hükümlü aleyhine kasıt veya ihmal ile gerçek dışı tanıklıkta bulunduğu veya oy verdiği anlaşılırsa,
c)Hükme katılmış olan hâkimlerden biri, hükümlünün neden olduğu kusur dışında, aleyhine ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkûmiyetini gerektirecek biçimde görevlerini yapmada kusur etmiş ise,
d)Ceza hükmü hukuk mahkemesinin bir hükmüne dayandırılmış olup da bu hüküm kesinleşmiş diğer bir hüküm ile ortadan kaldırılmış ise,
e)Yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunlar yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında sanığın beraatini veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkûm edilmesini gerektirecek nitelikte olursa,
f)Ceza hükmünün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin ve hükmün bu aykırılığa dayandığının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması. Bu hâlde yargılamanın yenilenmesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde istenebilir.
5271 sayılı CMK"nın 311. maddesinde hükümlü lehine yargılamanın yenilenmesi nedenlerine yer verilmiş ve bunlar sınırlı biçimde sayılmıştır. Bunun dışındaki nedenlerle hükümlü lehine yargılamanın yenilenmesinin istenilmesi mümkün değildir.
Dosya kapsamından, sanık hakkında Ankara 29. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/03/2015 tarihli ve 2015/65 E.-2015/496 K. sayılı karar ile hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından mahkumiyet kararı verdiği, bu kararların Dairemizin 05/05/2016 tarihli ve 2016/3209 E.-2016/8713 K. sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği, bilahare sanığın 22/11/2018 tarihli dilekçe ile müştekinin zararını giderdiğinden bahisle yargılamanın yenilenmesini talep etmesi üzerine, Ankara 29. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 2015/65 Esas ile dosyanın yeniden ele alındığı somut olayda; yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan yargılamanın yenilenmesi sebeplerinin gerçekleşmediği nazara alınarak, sanık hakkında CMK"nın 323/1. maddesi gereğince önceki hükmün onaylanması yerine yazılı şekilde karar verilmesi, 5271 sayılı CMK" nın 317. maddesinde kanun yollarına başvurma hakkındaki genel hükümlerin, yargılamanın yenilenmesi istemi hakkında da uygulanacağının belirtilmesi karşısında, aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.
Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükümlerin istem gibi ONANMASINA, 19/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.