13. Hukuk Dairesi 2015/37028 E. , 2017/5695 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, dava dışı işçi ... ... tarafından kurumlarına karşı açılan işçi alacakları davası nedeniyle 10.05.2012 tarihinde 8.989,10-TL ödemek zorunda kaldıklarını, idare ile davalı şirket arasında imzalanan Hizmet Alım Sözleşmesinin 23.maddesi ve Hizmet İşleri Genel Şartnamesinin 38.maddesi gereği işçilik alacaklarından sorumluluğun yüklenici firmaya ait olduğunu, ödenen meblağın tamamını rücu haklarının bulunduğunu, bu nedenle 8.989,10-TL’nin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile; 8.989,10-TL"nin 14/05/2014 tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, hizmet alım ihalesinin davalılar tarafından üstlenildiğini, ihale şartnamesine göre, davalı yüklenicilerin çalıştırdığı işçilerin iş hukukundan doğan her türlü işçilik hakları ile ilgili tazminatlarından sorumlu olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmış olup, dava dışı işçinin işçilik tazminatlarının tahsili için açtığı dava sonunda hesaplanan tazminatın eldeki davanın tarafı olan davacıdan tahsiline karar verildiği ve icra takibi sonunda da, davacı tarafından ödendiği ihtilafsızdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava dışı işçiye ödenen fazla mesai ve genel tatil ücretleri alacağından hangi tarafın veya tarafların ne oranda sorumlu olduklarına ilişkindir. Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine, aynı sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıkla ilgili verilmiş mahkeme kararları ve genel hukuk prensipleri dikkate alınarak bir sonuca gidilmelidir. Davacının fazla mesai ve genel tatil ücretleri alacağına konu ödediği işçilik haklarından doğan bedelden, davalı şirketin dava dışı işçiyi çalıştırdığı dönemde doğmuş iseler o dönem için ödenen miktardan sorumlu olduğu kabul edilerek davalı alt işverenden tahsiline karar verilmesi gerektiği gözetilerek ve işçilik alacakları davası neticesinde davacının ödediği yargılama giderleri, faiz ve vekalet ücreti açısından da davacının davalıya rücu edebileceği işçilik alacağı miktarına göre bir oranlama yapılarak davacının davalıya rücu edebileceği, ayrıca somut olayda mahkemece sözleşmenin 7. maddesi ve sözleşmenin eki niteliğindeki Hizmet İşleri Genel Şartnamesinin 38. maddesi gereği dava dışı işçinin fazla çalışma ve genel tatil ücreti alacaklarından sorumluluğun alt işverenlere ait olup son alt işverenin dava dışı işçinin çalıştığı tüm dönemden ve masrafların tamamından sorumlu olduğu gerekçesi ile fazla çalışma ücreti ve genel tatil ücreti alacağının tamamının davalıya rücuna karar veriliştir. Oysa davacı ile davalı arasında düzenlenen hizmet alım sözleşmeleri ve ekleri olan şartnamelerin hükümleri incelendiğinde, davacı bakanlığın çalıştırılacak işçiler ile ilgili işe başlama, çalışma koşulları, denetleme, mali haklarının ödenmesi ile ilgili denetim ve kontrolü tamamen elinde bulundurduğu, ancak taraflar arasındaki sözleşme hükümlerinde, işçilerin iş akitlerinden doğacak tazminat ve ücretlerden hangi tarafın ne oranda sorumlu olduğu hususunda bir düzenlemenin bulunmadığı görülmektedir. Hal böyle olunca tacir olan davalının çalıştırdıkları işçilerin fiili işçilik dışında sair tazminat ve ücret haklarından sorumlu olacaklarını bilebilecek durumda oldukları ancak, davacı üniversitenin de asıl işveren durumunu muhafaza etmesi nazara alındığında doğan zararlardan tarafların yarı yarıya sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Davacı ve davalının bu ilkeler çerçevesinde sorumluluğunun belirlenmesi gerekirken, aksi düşüncelerle dava dışı işçiye ödenen işçilik alacağı miktarının tamamının davalıya rücu edilebileceği kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 153,51 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 09/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.