Abaküs Yazılım
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1418
Karar No: 2019/1454
Karar Tarihi: 14.11.2019

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1418 Esas 2019/1454 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1418
KARAR NO : 2019/1454
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/03/2018
NUMARASI : 2014/1413E. 2018/75K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın konusuz kalması sebebiyle reddine ilişkin verilen hükme karşı 1nolu davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin kurtarma hizmeti verdiği geminin, ... bayraklı ... olarak bilindiğini, esasen geminin Türk Ulusal Gemi Siciline kayıtlıyken, müsaade almaksızın yabancı bayrağa geçen TÜKİYE bayraklı ... gemisi olduğunu, 21/05/2014 tarihinden beri Çanakkale Boğaz çıkışı Yeniköy önlerinde demirli bulunan dava konusu geminin 28/09/2014 tarihinde Liman sahasında demir tarayarak sürüklenmeye başladığını, akabinde karaya oturduğunu, Çanakkale Liman Başkanlığının 01/10/2014 tarihli 59209238/12119 yazısı ile bildirilen resen kurtarma talebinin kazazede gemi kaptanlığına iletildiğini, kazazede gemi kaptanının sözleşmeyi imzalamaktan imtina ettiğini, aynı zamanda resen kurtarılması çalışmalarına başlanmasına da müsaade etmediğini, Çanakkale Liman Başkanlığının 02/10/2014 tarihli 12145 sayılı yazısı üzerine kazazede gemi yanına gidildiğini, kazazede gemi kaptanının Kurtarma anlaşmasını imzalamaya yine yanaşmamakla birlikte, operasyona müsaade ettiğini, kurtarma hizmeti neticesinde geminin emniyet altına alındığını, geminin piyasa değerinin yaklaşık 350.000,00 USD olduğunu, gemi üzerindeki 1267 Ton soğan yükü olmakla beraber ekonomik değeri olmadığından kurtarılan değere dahil edilmediğini, kurtarma alacaklarının temin zımnında talep edilen teminatın ibraz edilmemesi nedeniyle geminin ihtiyaten haczine kararı verildiğini, ...A.Ş.'nin de gemiyi sicil dışı satıp devrettiğini, geçerli bir devir söz konusu olmadığı için Türk Hukukuna göre ... gemisinin halen Türk Gemisi, malikinin de kurtarma tarihi itibariyle ... A.Ş. olduğunu, bu nedenle kurtarma ücretinden sorumlu olduğunu belirterek, verilen kurtarma hizmeti sebebi ile TTK m. 1304 ve devamı hükümleri gereğince, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 100.000,00 USD (Yüzibin Amerikan Doları) Kurtarma ücretinin 07/10/2014 kurtarma tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun 4/a maddesine göre işleyecek Devlet Bankalarının USD ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, Ezine Asliye Hukuk Mahkemesinin 15/10/2014 tarih, 2014/102 D.İş ve 2011/101 K. sayılı kararıyla, TÜRKİYE bayraklı NİL-K gemisi hakkında verilen (müsaade almaksın ... bayrağına geçen ... gemisinin) ihtiyati haciz kararının bu dosyadan devamına, yargılama masraflarının karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.1 nolu Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kıyı Emniyetinin gemi karaya oturduktan çok sonra geldiğini, "NIL K" gemisi kaptanının Kurtarma Sözleşmesini imzalamamasından anlaşılacağı üzere, ortada 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında geçerli bir kurtarma faaliyeti olmadığını, ... Siciline kayıtlı bulunan ... Gemisinin (şimdiki adı...) müvekkili tarafından 20 Mayıs 2013 tarihinde ... isimli gerçek kişiden 210.000,00-ABD Dolar karşılığında satın alındığını, satın almanın gerçekleştirildiği tarihte NIL K gemisinin kayıtlı olduğu ... Sicilinde üzerinde hiçbir takyidat bulunmadığını, geminin ... Finansal Kiralamanın borçları sebebi ile seferden men edildiğini, borçların taraflarınca ödenmiş olmasına rağmen İstanbul Liman Başkanlığı tarafından geminin sicilden terkinine müsaade edilmediğini, Çanakkale Liman Başkanlığınca bu sebeple Liman Çıkış Belgesi düzenlenemediğini, Kıyı Emniyetinin gönderdiği 5 römorkörden 3 römorkörün ise hiçbir faaliyet gerçekleştirmeksizin boşuna motorin ve yakıt israf ettiğini, kaldı ki Kıyı Emniyetinin yerleşik uygulamasında kurtarma ücretinin kurtarılan değerin %8'i olarak hesaplandığını, kurtarılan değerin 240.000.00-ABD Doları ettiğini, buna rağmen işbu dosyada 100.000 Amerikan Doları kurtarma ücreti belirlendiğini, ...gemisinin gerçekleştirildiği ileri sürülen kurtarmanın sonrasında tekrar karaya oturduğunu belirterek, işbu davanın müvekkilleri yönünden reddine ve yargılama masraflan ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.2 nolu davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile dava dışı ... Ticaret Ltd. Şti. arasında fınansal kiralama sözleşmesi akdedildiğini, müvekkilinin ...isimli geminin zilyetliğini, kira bedeli karşılığında ... ’e bıraktığını, sonrasında finansal kiralama sözleşmesinin feshedildiğini, geminin Mısır’ın Abu Kir limanında, limandan ayrılma hususunda birtakım problemler yaşaması üzerine geminin kullanımının dava dışı .... isimli şahsa bırakıldığını, gemi Türkiye’ye geldiğinde Türk bayraklı, ... isimli geminin bayrağının vc isminin değiştirilerek ... bayraklı ... isimli gemi yapıldığını, bu hususlardan müvekkilinin sonradan haberi olduğunu, müvekkilinin İstanbul Liman Başkanlığına başvurduğunu, fınansal kiralama şerhinin, finansal kira sözleşmesinin feshine ilişkin İstanbul 26. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 12 Temmuz 2012 tarih ve 2011/419 Esas, 2012/142 Karar sayılı mahkeme kararı gereği kaldırılmasını talep ettiğini, ancak talebin reddedildiğini, bu sebeple müvekkilinin idare mahkemesinde dava açtığını, bu davanın eldeki dava açısından bekletici mesele yapılması gerektiğini, geminin çıplak mülkiyetinin müvekkilinde olduğunu, geminin kullanımının ise finansal kiracıya bırakıldığını, finansal kiralama sözleşmesi feshedilince geminin zilyetliğinin .... İsimli şahsa bırakıldığını, bu şahısın söz konusu gemiyi 20 Mayıs 2013 tarihinde ...’e devretmiş olduğunu, Kıyı Emniyetinin kurtarma faaliyetinden doğduğunu iddia ettiği alacağın borçlusu geminin ticari ve teknik idaresini elinde bulunduran gemi donatanı olacağını, ayrıca davacı tarafından kurtarma faaliyeti olarak adlandırılan çalışmanın, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu anlamında gerçek bir kurtarma faaliyeti olmadığını, hesaplanan kurtarma ücretinin de fahiş olduğunu, römorkörün gönderilmesinde Kıyı Emniyetinin geç kaldığını, emniyete alındığı iddia edilen geminin 29.12.2014'te tekrar sürüklenerek karaya oturduğunu, bu durumun kurtarma faaliyetinin başarısız olduğunu gösterdiğini belirterek, yukarıda açıklanan nedenlerle, İstanbul I. İdare Mahkemesinin 2014/2056 esas sayılı dosyasının bekletici sorun sayılmasına, Kıyı Emniyeti'nin dava konusu alacağın doğuma sebep olan faaliyetinin Türk Ticaret Kanunu anlamında bir kurtarma faaliyeti olmadığının tespitine, davanın reddine, aksı halde, kurtarma hizmetinden doğduğu iddia edilen alacak miktarının uzman bilirkişilerce doğru şekilde hesaplanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ''...Davacı vekili ile davalı ... AŞ vekili tarafından 05/03/2018 tarihli duruşmada dava konusu kurtarma ve yardım alacağına ilişkin olarak tarafların sulh oldukları, bu kapsamda davacının alacağını tahsil ettiği beyan edilerek karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığı belirtilmiştir.Aynı duruşmada bir nolu davalı vekili tarafından da müvekkilinin dava konusu alacaktan dolayı bir sorumluluğunun olmadığı ileri sürerek, müvekkili lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi talep edilmiştir. Dosyada alınan bilirkişi raporuna göre davacı Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğünün ...isimli gemiye vermiş olduğu hizmetin TTK 'nun 1298/f-1.maddesi kapsamında kurtarma ve yardım faaliyeti olduğu, olay tarihinde Türk Uluslararası Gemi Siciline kayıtlı olan geminin resmi maliki ... AŞ gözüktüğü halde, fiili malikinin bir nolu davalı olduğu, kurtarma ve yardım hizmeti alacağının TTK nun 1320/c maddesi gereğince gemi alacağı niteliğinde bir alacak olmasından dolayı davacının geminin maliki olarak gözüken her iki davalıya karşı dava açmakta hukuki yararının bulunduğu kanaatine varılmış olduğundan sulh neticesinde konusuz kalan davada bir nolu davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilemeyeceği değerlendirilmiştir. Sonuç olarak, sulh neticesinde davacı alacağını tahsil etmiş olduğundan konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, taraflarca yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılarak vekalet ücreti takdir edilmesine yer olmadığına... '' karar verilmiştir.Bu karara karşı 1 nolu davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ 1 nolu davalı ... Bayraklı ... Adlı Geminin (IMO: ... Türkiye Bayraklı ... Gemisinin) Donatanı ... vekili istinaf başvuru dilekçesinde;Müvekkilinin dava konusu alacaktan hiç bir sorumluluğunun yargılamanın başlangıcından itibaren bulunmadığını, bu durumda genel kural ışığında, davada taraflarının haklılık derecelerine göre yargılama giderlerine ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, sulha muvafakatlarının bulunmadığını, davanın açıldığı an itibariyle davadaki haklılık durumuna göre müvekkili lehine yargılama giderlerine ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken buna aykırı karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının yargılama giderleri yönünden kaldırılarak, müvekkili lehine yargılama giderlerine ve avukatlık ücretine hükmedilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle TTK'nın 1304. maddesi uyarınca, kurtarma ücreti alacağının tahsili istemiyle açılmış bir alacak davasdır.İlk derece mahkemesindeki yargılama sırasında, kurtarma ücretinin 2 nolu davalı tarafından sulhen ödenmesi nedeniyle konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.Bu karara karşı, 2 nolu davalı vekili, yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi uyarınca, davalı vekili tarafından ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı vekilinin dosyaya ibraz etmiş olduğu 26.02.2018 havale tarihli dilekçe ile davalı ... A.Ş. ile sulh olduklarını, herhangi bir masraf veya vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını, yalnızca ... A.Ş. bakımından konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına ilişkin hüküm tesis edilmesini talep etmiştir. Yine aynı dilekçesinde, diğer davalı ... Bayraklı ... Adlı Geminin (IMO: ... Türkiye Bayraklı .... Gemisi Donatanı ... aleyhine açılmış bulunan davayı takip ettiklerini, dava tarihi itibariyle haklılıklarının ortaya çıkması durumunda bu davalı açısından aleyhlerine yargılama masrafı ve vekalet ücretine hükmedilmemesini talep etmiştir.1 nolu davalı ... Bayraklı... Adlı Geminin (IMO: .... Türkiye Bayraklı ... Gemisi Donatanı ...vekili dosyaya ibraz etmiş olduğu 02.03.2018 tarihli dilekçesinde özetle, taraflar arasında imzalanmış olunan sulh sözleşmesinin mahkemeye sunulmasının gerektiğini, beyan dilekçesinin ekinde herhangi bir sulh sözleşmesi olmadığını, davacı ile diğer davalı arasında yapılmış bulunan sulh sonucunda müvekkilleri açısından da davanın konusuz kaldığını, tarafları lehine yargılama gideri ve vekalet ücretinin hükmedilmesi gerektiğini beyan etmiştir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada 05.03.2018 tarihli duruşma tutanağında görüldüğü üzere, davacı vekilinin ve davalı ... Kiralama vekilinin aralarında sulh olduklarına ve bu sebeple birbirlerinden vekalet ücreti ve yargılama gideri talep etmediklerine ilişkin imzalı beyanları mevcuttur. 1 nolu davalı vekili ise sulh konusundaki beyanlara bir diyeceğinin bulunmadığını, davanın konusuz kaldığını beyan etmiş ancak müvekkili lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi yönünde karar verilmesini talep ederek beyanını imzası ile onamıştır.İstinaf incelemesi açısından çözümlenmesi gereken temel uyuşmazlık, istinaf kanun yoluna başvuran 1 nolu davalı tarafın, davacıdan yargılama gideri ve avukatlık ücreti talep hakkının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Bu konunun çözülmesi için, HMK'nın 331.maddesi uyarınca, davanın açıldığı an itibariyle haklılık durumunun belirlenmesi gerekir. HMK’nın 331. maddesinin birinci fıkrası; “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder” hükmünü amirdir. Anılan madde doğrultusunda davanın konusuz kalması halinde davanın açıldığı tarihte haksız olduğu tespit edilen taraf yargılama giderini ödemekle yükümlü olacaktır. İlk derece mahkemesince 18.04.2016 tarihli bilirkişi raporu alınmıştır. Bilirkişi raporu tüm dosya kapsamı ile birlikte değerlendirildiğinde, TTK'nın 1298 vd. hükümleri uyarınca tehlikeye maruz kalan gemi ve gemide bulunan eşyanın tehlikeden kurtarılmasına ilişkin faaliyetler sonucunda müdahalede bulunulan tehlike altındaki malvarlığı unsurlarının kurtarılması halinde kurtarma ücreti hak edileceği, bu kapsamda ücretin taraflarca serbestçe kararlaştırılabileceği, somut olayda kurtarma-yardım hizmeti karşılığı davacı Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğününün kurtarma ücretine hak kazandığı, TTK m. 1306 hükmü gereği olarak da gemi maliki davalının kurtarma ücretinin borçlusu olduğu, taraflar arasında kurtarma yardım sözleşmesi bulunmadığından, dolayısıyla bir bedel kararlaştırılmamış olduğundan kurtarma ücreti miktarının TTK m.1305 hükmüne göre tayin edilmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Dosya kapsamındaki gemi teslim formu başlıklı belgeden 07.10.2014 tarihinde kurtarma hizmetinin gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Zaten taraf vekillerinin beyanlarından anlaşılacağı üzere, kurtarma hizmetine ilişkin olarak ortaya çıkan alacak tahsil edilmekle dava konusuz kaldığından kurtarma hizmetinin gerçekleşip gerçekleşmediği ve ... A.Ş.'nin gemi üzerinde kurtarma tarihi olan 07.10.2014 tarihi itibariyle mülkiyet hakkına sahip olup olmadığı artık tartışma konusu değildir. TTK'nın 974. maddesine göre, gemi sicilinde kayıtlı bulunan kişi geminin maliki sayılır. Aynı Kanun'un 1001. maddesine göre, "(1) Gemi siciline kayıtlı olan bir geminin devri için, malik ile iktisap edenin, mülkiyetin iktisap edene devri hususunda anlaşmaları ve geminin zilyetliğinin geçirilmesi şarttır. (2) Mülkiyetin devrine ilişkin anlaşmanın yazılı şekilde yapılması ve imzaların noterce onaylı olması gerekir. Bu anlaşma gemi sicil müdürlüğünde de yapılabilir." Dosya kapsamından, 2 nolu davalı ... A.Ş.'nin, sicile bildirmeden gemiyi dava dışı ... 'ye satmış olduğu, bu şahsında gemiyi eldeki davanın 1 nolu davalısına devrettiği, geminin zilyeti konumundaki 1 nolu davalı ....gemiye '' ... '' adıyla yabancı bayrak çekerek gemiyi deniz ticaretinde kullanmaya başladığı, ancak davalı ... A.Ş.'nin terkin işlemini yaptıramaması sebebiyle geminin mülkiyetini diğer davalıya usulüne uygun olarak devredemediği anlaşılmaktadır. Dosya içerisindeki Ezine Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/102 D.İŞ, 2014/101 Karar sayılı, 15.10.2014 tarihli ilamında, eldeki davanın konusunu oluşturan kurtarma alacağının temini için teminat talep edildiği, ancak teminat yatırılmadığından Kıyı Emniyet Genel Müdürlüğünün ... Bayraklı ... Adlı Geminin (IMO: ... Türkiye Bayrakl.... Gemisi Donatanı .... borçlu göstererek ihtiyati haciz talep ettiği, mahkemece de talebin kabulüne karar verildiği, gemi üzerindeki ihtiyati haczin, incelememize konu dava açılmak suretiyle devam ettirildiği görülmektedir.Sonuç olarak; 1 nolu davalı ... Bayraklı... Adlı Geminin (IMO: ... Türkiye Bayraklı ... Gemisi) Donatanı ... kurtarma hizmeti verildiği esnada, geminin zilyedi konumunda bulunduğu dosya kapsamında tartışmasızdır. TTK'nın 1306. maddesi uyarınca, kurtarma ücretinin borçluları, kurtarılan geminin ve diğer eşyanın kurtarma faaliyetinin tamamlandığı andaki malikidir. Türk gemi sicili kayıtlarına göre geminin maliki olarak görünen 2 nolu davalı bu borçtan sorumlu olup, yargılama devam ederken kurtarma ücretini davcıya ödemiştir. Bu nedenle 2 nolu davalının sorumluluğu dosyamız açısından tartışmasızdır.TTK'nın 1315. maddesi uyarınca, kurtarma ücreti alacaklarından dolayı kurtaran, kurtarılan gemi üzerinde gemi alacaklısı hakkını ve kurtarılan diğer eşya üzerinde Türk Medenî Kanununun 950 ilâ 953 üncü maddeleri uyarınca hapis hakkını haizdir. Yine, aynı Kanun'un 1320/1.c. maddesi uyarınca, kurtarma ücreti alacağı, alacaklıya gemi alacaklısı hakkı verir. Aynı Kanun'un 1321. maddesi uyarınca, gemi alacaklısının, gemi üzerinde kanuni rehin hakkı vardır. Aynı maddenin 5.fıkrası uyarınca da gemi alacağının verdiği kanuni rehin hakkı, gemiye zilyet olan herkese karşı ileri sürülebilir.Bu hukuki açıklamalar göre somut olaya dönüldüğünde, davacı kurtaranın, kurtarma alacağı nedeniyle gemi üzerinde kanuni rehin hakkı doğmuştur. Davacı alacaklı, kanuni rehin hakkını, geminin malikine ve zilyetlerine karşı ileri sürme hakkına sahiptir. Davacı, mahkemeden alacağı ilamı, taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibine konu edecektir (TTK m.1380 ,İİK m.150 h ve 153/a f.3). Bu durumda, 1 nolu davalı gemi zilyedinin (donatanının), davanın açıldığı tarih itibariyle, TTK m. 1321 f.5 uyarınca kurtarma ücretinden, zilyedi olduğu gemiyle sorumlu olduğu anlaşılmakla, davacıdan yargılama gideri ve avukatlık ücreti talep hakkı bulunmamaktadır.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda. 1 nolu davalı vekilinin ileri sürdüğü istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, 1 nolu davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Gerekçeli kararın Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine,5-Dosyanın, karar kesinleştikten sonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 14/11//2019 tarihinde oybirliğiyle ve temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi