
Esas No: 2021/4170
Karar No: 2021/1302
Karar Tarihi: 29.09.2021
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/4170 Esas 2021/1302 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı (birleştirilen dava davalısı) vekili tarafından asıl davada, davalı (birleştirilen dava davacısı) aleyhine 21.04.2000 tarihinde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve yıkım; birleştirilen davada ise davalı-birleştirilen dava davacısı vekili tarafından 21.04.2006 tarihinde verilen dilekçe ile temliken tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın ise reddine dair verilen 24.12.2020 tarihli hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Asıl dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve kal, birleştirilen dava ise temliken tescil isteğine ilişkindir.
Asıl davada davacı birleştirilen davada davalı vekili, 10829 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazların (imar öncesi 871 parsel) vekil edeni, 870 parsel sayılı taşınmazın ise davalı adına tapuda kayıtlı olduğunu, vekil edeninin maliki bulunduğu bahse konu taşınmazlara davalının taşkın yapı yapmak suretiyle müdahale ettiğini belirterek; taşınmazlara yapılan elatmanın önlenmesine ve taşınmazlar üzerindeki muhdesatın yıkımına karar verilmesini istemiş, birleştirilen davanın ise reddini savunmuştur.
Asıl davada davalı ... vekili, dava konusu taşınmaza müdahalesi olmadığını, poligon noktalarında meydana gelen karışıklıktan oluşan kaymanın kadastro yenileme çalışmaları ile giderildiğini belirtip davanın reddini savunmuştur.
Asıl davada davalı-birleştirilen davada davacı ... vekili, maliki olduğu 870 parsel sayılı taşınmazı 30/09/2005 tarihinde asıl davada davalı ..."ten satın aldığını, gerek davacıya ait taşınmazların gerekse maliki olduğu taşınmazların çeşitli tarihlerde imar işlemine tabi tutulduğunu, davacının iddia ettiği taşkın yapıların, ada bazında kaymalar sonucu oluştuğunu belirterek, davacıya ait 871 parsel sayılı taşınmaza (imar sonrası 10829 ada 1 ve 2 parsel) taşkın olan bölümün tespiti ile ifraz edilecek miktarın tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tapuya tescil edilmesine karar verilmesini istemiş, asıl davanın ise reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin olarak verilen ilk kararın, davalı tarafın temyizi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 02.10.2006 tarihli ve 2000/358 Esas, 2005/147 Karar sayılı ilamı ile “yargılama sırasında davalının taşkın yapının da üzerinde bulunduğu 870 parsel sayılı taşınmazı 3. kişiye satış yoluyla devrettiği dosya kapsamı ile sabittir. HUMK"nun 186. maddesi uyarınca işlem yapılarak davada taraf teşkilinin sağlanması ve ondan sonra yargılamaya devamla hüküm kurulması gerekirken yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyulduktan sonra, taraf teşkili sağlanarak, davalı 870 parselin yeni maliki ..."ya karşı davaya devam edilmiş, yapılan yargılama neticesinde, davalı ... hakkındaki davanın kabulü ile, davalının kendisine ait eski 870, yeni 4473 ada 5 No"lu parsele inşaa olunan 4 katlı binanın davacıya ait 4473 ada 6 No"lu parsele 18,14 m2, aynı parseldeki 2 katlı binanın 6 No"lu parsele 5,63m2, aynı parseldeki 2 katlı binadaki davacıya ait 4473 ada 7 No"lu parsele 15,46 m2 tecavüzlü olduğu anlaşıldığından davalının vaki müdahalesinin men"i ile tecavüzlü olan yapıların kal"ine, taşınmaz temlik edildiğinden davalı ... hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hükmün asıl davada davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 23.10.2008 tarihli 2008/9294 Esas, 2008/10673 Karar sayılı ilamı ile "...2859 sayılı Yasa uygulamasından önce davalı tarafından kendi taşınmazına inşa edilen yapının 10829 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlara taşkın olduğu ve anılan taşkınlığın 2859 sayılı Yasa uygulaması ile giderilerek taşkın bölümün isabet ettiği kısmın davalı taşınmazında bırakıldığı, buna göre sicil kaydının oluşturulduğu, böylece taşkınlığın ortadan kalktığı, nevar ki, yukarıda da değinildiği üzere Bursa 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.12.2003 tarihli kesinleşen kararı ile 2859 sayılı Yasa gereğince gerçekleştirilen uygulamanın iptal edildiği, ancak iptal hükmünün infaz edilmek suretiyle sicile yansıtılmadığı, halen taşkın olan yapı bölümünün davalının sicil kaydı kapsamında bulunduğu dosya kapsamı ile sabittir. O halde, uygulamanın iptaline ilişkin kesinleşen karar infaz edilerek sicil kaydı düzeltilmedikçe eldeki davanın dinlenilmesine olanak bulunmamaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, Anayasanın 138. maddesi son fıkrası gereğince, yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır, bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesine geciktiremez. 4721 sayılı TMK"nin 1027. maddesi “ilgililerin yazılı rızaları olmadıkça tapu memuru, tapu sicilindeki yanlışlığı ancak mahkeme kararı ile düzeltebilir. Düzeltme, eski tescilin terkini ve yeni bir tescilin yapılması biçiminde olabilir” şeklindeki hükümler gözetildiğinde Bursa 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.12.2003 tarihli ve 2001/990 Esas, 2003/1491 Karar sayılı kararının da TMK"nin 1027. maddesinde sözü edilen mahkeme kararı olduğunda kuşku yoktur. Öte yandan kararın infazı için idareye başvurulduğu halde kesinleşen mahkeme kararı aleyhinde olanın idareye müracaat etmemiş olmasının kararın infazına engel teşkil etmeyeceği başka bir deyişle kararın infaz edilmeyişinin haklı ve geçerli bir sebebi olarak kabul edilemez. Bu durumda, sicilin anılan karar doğrultusunda düzeltilmesi ve eski geometrik ve mülkiyet durumunun ihyasının sağlanması bakımından davacıya olanak tanınması ve sicilin ihya edilmesi hususunun eldeki dava bakımından bekletici mesele sayılması, ondan sonra işin esası bakımından bir hüküm kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir..."gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemesince, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, temyize konu, davacı-birleştirilen davada davalının, davalı-birleştirilen davada davacı ..."ya yönelik açtığı meni müdahele ve kal davasının reddi ile; dava konusu davalı-karşı davacı ..."ya ait, 4473 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 374,29 m², davacı-birleştirilen davada davalı ..."e ait 4473 ada 6 parsel sayılı taşınmazın 36,70 davacı-birleştirilen davada davalı ..."e ait 4473 ada 7 parsel sayılı taşınmazın 216,94 m² yüzölçümü ile tapuya tesciline, ayrıca parseller üzerindeki tecavüz belirtmelerinin 216,94 m² yüzölçümü ile tapuya tesciline, ayrıca parseller üzerindeki tecavüz belirtmelerinin terkinine, davalı- birleştirilen davada davacının açmış olduğu ifrazen tapu iptali tescil davasının reddine, temlik eden önceki malik ... hakkında esasa ilişkin karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm asıl davada davacı vekili ile katılma yolu ile birleştirilen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay 8. Hukuk Dairesince: “Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden; 871 parsel sayılı taşınmazın 22.04.1996 tarihinde yapılan ifraz işlemi ile bir kısmının yola terki sağlanarak, 10829 ada 1 (217,36 m²) ve 10829 ada 2 parsel (36,51 m²) olarak dava dışı Şükrü Dabak adına tapuda tescil edildiği, asıl davada davacı ..."in 06.09.1996 tarihinde dava konusu taşınmazları satış yolu ile edindiği, aynı tarihte tapuda 870 parseldeki binanın bu parsele 15,92 m² tecavüzlü olduğu belirtmesinin yapıldığı, 15.02.2000 tarihinde davaya konu taşınmazlarda 2859 sayılı Yasa uyarınca kadastro yenileme çalışmalarının yapıldığı ve taşınmazların 4473 ada 6 (216,94 m²) ve 7 parsel (36,70 m²) olarak tekrar davacı adına tescil olunduğu, yine davalı adına kayıtlı bulunan 870 parselin (381,25 m²) davalı ... tarafından HUMK"nun 186. maddesi uyarınca kendine dava yönlendirilen davalı ...’ya satış yoluyla temlik edildiği, anılan taşınmazın da kadastro yenileme çalışmaları ile 4473 ada 5 parsel (374,92 m²) olarak davalı ... adına tescil edildiği, dava konusu parsellerde yapılan bu kadastro yenilemesi işleminin Bursa 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.12.2003 tarihli ve 2001/990 Esas, 2003/1491 Karar sayılı ilamı ile iptal edilerek eski hale getirilmesine karar verildiği, anılan kararın kesinleştiği, kesinleşen bu kararın az yukarıda bahsi geçen Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin bozma ilamından sonra, tapuda infazının sağlandığı ve davacıya ait 4473 ada 6 parsel sayılı taşınmazın eskisi gibi 36,51 m², 4473 ada 7 parsel sayılı taşınmazın 217,36 m², davalı ..."ya ait 4473 ada 5 parsel sayılı taşınmazın ise 381,25 m² yüzölçümü ile yenilemeden önceki yüzölçümlerine uygun olarak tapuya tescil edildiği, dosya kapsamına alınan bilirkişi raporları uyarınca, yenileme işleminden önce davacıya ait taşınmazlara tecavüzün saptandığı, iptal edilen yenileme işlemi sonrasında ise davacının taşınmazına yapılan tecavüzün ortadan kalktığı anlaşılmaktadır.
Olayları anlatmak taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak ise, 1086 sayılı HUMK"nun 74, 75 ve 76. maddeleri (HMK"nın 25, 26, 31 ve 33. maddeleri) gereğince, Hakime aittir. Ancak, 1086 sayılı HUMK"nun 74. (6100 sayılı HMK"nın 26.) maddesine göre; hakim tarafların talep sonuçları ile bağlıdır, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez, duruma göre talep sonucundan daha azına karar verebilir. Talepten fazlaya karar verilebilmesi ancak davalının muvafakatiyle mümkündür (HMK mad.141/2).
Somut olayda, davacıya ait 10829 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlarla ilgili yenileme işleminin iptaline ilişkin mahkeme kararının tapuda infazı sağlanmış ve çekişmeli taşınmazlar yenilemeden önceki yüzölçümleri ile (davacıya ait 4473 ada 6 parsel 36,51 m², 4473 ada 7 parsel 217,36 m², davalı ..."ya ait 4473 ada 5 parsel 381,25 m²) tapuya tescil edilmiştir. Mahkemece, taşınmazların kadastro yenilemesi sonucu oluşan tapu kaydı durumundaki yüzölçümü ile tescil edilmesi gerektiği gerekçesi ile, taşınmazların yenileme sırasında belirlenen yüzölçümleri olan davacıya ait 4473 ada 6 parsel 36,70 m², 4473 ada 7 parsel 216,94 m², davalıya ait 4473 ada 5 parsel 374,29 m² olarak tapuya tescil edilmesine karar verilmiş ise de, bu karar, az yukarıda bahsi geçen 1086 sayılı HUMK"nun 74. (6100 sayılı HMK"nin 26.) maddesine aykırılık teşkil etmiştir. Şöyle ki, asıl dosya ve birleştirilen davada davacının dosya kapsamına göre böyle bir talebi olmadığı gibi, mahkemece talepten fazlasına hükmedilmiş olması yanında, yenilemenin iptaline ilişkin olan Bursa 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.12.2003 tarihli ve 2001/990 Esas, 2003/1491 Karar sayılı ilamı da yok sayılmıştır.
O halde, mahkemece yapılması gereken iş, dava konusu taşınmazların yenileme işleminin iptali sonrasında oluşan son tapu kayıtlarına göre, dosya arasında yer alan işleminin iptali sonrasında oluşan son tapu kayıtlarına göre, dosya arasında yer alan 22.11.2004 tarihli dava konusu taşınmazlara yapılan müdahalelerin tespit edildiği bilirkişi raporu uyarınca davacıya ait taşınmazlara yapılan tecavüzün tespit edilerek, asıl dava ve birleştirilen temliken tescil talebini içeren dava hakkında bir karar vermek olmalıdır.” gerekçesiyle karar bozulmuş ve bozmaya uyularak mahkemece asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın ise reddine karar verilmiştir.
Hükmü, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalı- birleştirilen dava davacısı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2- Davacı- birleştirilen dava davalısı vekilinin temyiz itirazlarına gelince ;
a)Hüküm fıkrasının 1 No’lu bendinde: “ 1.-Asıl davanın KABULÜNE, davalı- birleştirilen davacıya ait Bursa ili, Yıldırım ilçesi, 152 Evler Mahallesi, 4473 ada 5 No"lu parseldeki binanın 15,92 m²"lik kısmı ile aynı parsel üzerinde bulunan duvarın 1.70 m²"lik kısmının, Bursa ili, Yıldırım ilçesi, 152 Evler Mahallesi, 4473 ada, 5 No"lu parsele tecavüzlü olduğu, yine davalı-birleştirilen davacıya ait Bursa ili, Yıldırım ilçesi, 152 Evler Mahallesi, 4473 ada, 5 No"lu parsel üzerinde bulunan depo"nun 1.08 m²"lik kısmının Bursa ili, Yıldırım ilçesi, 152 Evler Mahallesi, 4473 ada, 7 No"lu parsele tecavüzlü olduğu anlaşıldığından, davalı- birleştirilen davacının vaki müdahalesinin men"i ile tecavüzlü olan yapıların kal"ine, 22/11/2004 tarihli bilirkişi raporunun kararın eki sayılmasına…” şeklinde hüküm tesis edilmiş olup; hüküm fıkrasının 1 No’lu bendinde asıl davanın kabulüne denildikten sonra: ".... Bursa ili, Yıldırım ilçesi, 152 Evler Mahallesi, 4473 ada (5) No"lu parsele tecavüzlü olduğu,"" ibaresinden davalının malik olduğu parsel numarası olan (5) rakamının çıkartılarak yerine davacı tarafın maliki olduğu doğru parsel numarası olan (6) rakamının yazılması;
b)Yine 22/11/2004 tarihli bilirkişi raporundaki tespitler gereğince hüküm fıkrasının 1.bendinde asıl davanın kabulüne denildikten sonra yazılan ilk cümlede davacıya ait (6) No"lu parsele yapılan tecavüzün belirlenmesinin ardında yer alan "" ..yine davalı- birleştirilen davacıya ait Bursa ili, Yıldırım ilçesi, 152 Evler Mahallesi, 4473 ada, 5 No"lu parsel üzerinde bulunan deponun 1,08 m²"lik kısmının Bursa ili, Yıldırım ilçesi, 152 Evler Mahallesi, 4473 ada, 7 No"lu parsele tecavüzlü olduğunun anlaşıldığı..."" ibaresinden 1,08 m²"lik kısmının ibaresinin çıkartılarak yerine "" ..deponun 6,81 m²"lik kısmı ile 5.43 m boyundaki duvarın ise 1.08 m²"lik kısmının..."" ibaresi yazılması gerekirken belirtilen hususlarda yanılgıya düşülerek karar verilmiş olması doğru görülmemiş ve bu husus kararın bozulmasını gerektirmekte ise de, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; HUMK"nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı-birleştirilen dava davacısı vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE; 2. bent uyarınca davacı- birleştirilen dava davalısı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hüküm fıkrasının 1 numaralı bendinde yer alan “…Bursa ili, Yıldırım ilçesi, 152 Evler Mahallesi, 4473 ada (5) No"lu parsele tecavüzlü olduğu,"" ibaresinden (5) rakamının çıkartılarak yerine davacı tarafın maliki olduğu doğru parsel numarası olan (6) rakamının yazılmasına; hüküm fıkrasının 1. bendinde asıl davanın kabulüne denildikten sonra yazılan ilk cümlede davacıya ait (6) No"lu parsele yapılan tecavüzün belirlenmesinin ardında yer alan ""..yine davalı- birleştirilen davada davacıya ait Bursa ili, Yıldırım ilçesi, 152 Evler Mahallesi, 4473 ada, 5 No"lu parsel üzerinde bulunan deponun 1,08 m²"lik kısmının Bursa ili, Yıldırım ilçesi, 152 Evler Mahallesi, 4473 ada, 7 No"lu parsele tecavüzlü olduğunun anlaşıldığı..."" ibaresinden "deponun 1,08 m²"lik kısmının ibaresinin çıkartılarak yerine "" ..deponun 6,81 m²"lik kısmı ile 5.43 m boyundaki duvarın ise 1.08 m²"lik kısmının..."" ibaresinin yazılmasına, HUMK"nun 438/7. maddesi gereğince hükmün DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
