9. Hukuk Dairesi 2015/17613 E. , 2017/21885 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ (SOSYAL GÜVENLİK)
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile izin ücreti alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkete ait işyerinde 19.04.2005 tarihinden beri aralıksız çalıştığını, işe hostes olarak başladığını, son olarak eğitmen - kabin amiri olarak görev yapmaktayken iş akdine haksız olarak son verildiğini, müvekkilinin 7 yıl boyunca davalı işyerinde aralıksız çalışmasına rağmen kendisine ve diğer çalışanlara 3 - 6 aylık belirli süreli şartları iyice ağırlaştırılmış zincirleme sözleşmeler imzalatıldığını, son olarak ekonomik sebepler gerekçe gösterilerek müvekkilinin onayı alınmadan 05.04.2012 tarihinde ücretsiz izine çıkarıldığının tebliğ edildiğini ileri sürerek, kıdem, ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, öncelikle görev yönünden davanın reddi talebinde bulunduklarını, esasa dair ise davacının müvekkili şirket bünyesinde 19.04.2005 tarihinden iş akdini hiçbir haklı gerekçeye dayanmaksızın feshettiği 11.04.2012 tarihine kadar kabin memuru olarak görev yaptığını, İş Kanunu"na tabi olmayan davacının iş mevzuatına dair kavram ve hak olan kıdem tazminatı talebinin mesnetsiz olduğunu, davacı ile müvekkili şirket arasındaki hizmet ilişkisine genel mahkemeler tarafından uygulanacak olan hükümler Borçlar Kanunu hükümleri olduğundan davacının kıdem tazminatına hak kazanamadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının davalı nezdinde kabin memuru olarak çalıştığının taraflar arasında ihtilafsız olduğu, kabin memuru olarak çalışan davacının aynı zamanda yer hizmetlerinde eğitici olarak da görev yaptığı, bu anlamda 4857 sayılı Yasa hükümlerine tabi olduğu ve huzurdaki davada mahkemenin görevli olduğu gerekçesiyle, kıdem tazminatının kabulü ile ihbar tazminatı ve yılık izin ücreti alacaklarının reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Uyuşmazlık yapılan işin deniz ve hava taşıma işi olup olmadığı ve işçinin İş Kanunu kapsamında kalıp kalmadığı noktasında toplanmaktadır.
Görev konusu kamu düzenindendir ve dava şartıdır. Bu nedenle mahkemece kendiliğinden dikkate alınmalıdır. İş mahkemelerinin görev alanını hakim, tarafların iddia ve savunmalarına göre değil, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 1. maddesini esas alarak belirleyecektir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. Maddesine göre; İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle (o kanunun değiştirilen ikinci maddesinin Ç, D ve E fıkralarında istisna edilen işlerde çalışanlar hariç) işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi ile görevli olarak lüzum görülen yerlerde iş mahkemeleri kurulur. 5521 sayılı kanunun 1. Maddesinin 1. Fıkrasında belirtilen İş Kanunu, şu an yürürlükte olan 4857 sayılı İş Kanunu’dur. Keza 4857 sayılı İş Kanununun 1 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince, 4 üncü maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, işverenler ile işveren vekillerine ve işçilerine, çalışma konularına bakılmaksızın bu Kanunun uygulanacağı belirtilmiştir. Bu nedenle 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya İş Kanunu’na dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıkları, iş mahkemelerinde çözülecektir.
Mahkemece görevli olunmadığında 6100 sayılı HMK.’un 114/I.c ve 115. Maddeleri uyarınca dava şartı nedeni ile davanın usulden reddine ve mahkemenin görevsizliğine karar verilmesi gerekir. Aynı kanunun 20 ve 331. Maddesinde de görevsizlik halinde yapılacak işlemler belirtilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 4. maddesinin 1. fıkrasının a bendi uyarınca, “deniz ve hava taşıma işlerinde çalışanlar” hakkında bu kanun hükümleri uygulanmaz. Deniz taşıma işlerinde çalışanlar hakkında 854 sayılı Deniz İş Kanunu uygulanmaktadır. Ancak hava taşıma işlerinde çalışanlar için özel bir düzenleme yapılmadığından, Borçlar Kanunu genel hükümleri uygulanmaktadır.
Ancak deniz veya hava taşıma faaliyeti yapılan işyerinde sendika örgütlenmesi sonucu Toplu İş Sözleşmesi bağıtlanmış ise, üye sendika üyesi işçi ile işveren arasındaki uyuşmazlığın 6356 Sayılı Kanunu’nun 79. maddesi uyarınca iş mahkemesinde görülmesi gerekir. Zira toplu iş sözleşmesi ile işçi ve işveren 4857 sayılı İş Kanunu uygulanmasa bile, anılan yasa kapsamına girmiştir.
Zirai uçaklar ile Türk Hava Kurumu uçakları pilotları “hava taşıma işleri” kapsamında bir iş yapmadıkları için 4857 sayılı İş Kanunu hükümlerine tabidirler.
Bunun dışında 4857 sayılı İş Kanunu’nun 4. maddesinde deniz ve hava taşıma işlerinin yapıldığı işyerlerinde çalışanların kanun kapsamına girmeyeceği açıklandıktan sonra, aynı madde de bunların da ayrık durumlarına yer verilmiştir.
Buna göre;
1.Kıyılarda veya liman ve iskelelerde gemilerden karaya ve karadan gemilere yapılan yükleme ve boşaltma işlerinde,
2.Havacılığın bütün yer tesislerinde yürütülen işlerinde,
3.Deniz İş Kanunu kapsamına girmeyen ve tarım işlerinden sayılmayan, denizlerde çalışan su ürünleri üreticileri ile ilgili işlerde,
Çalışanların 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında oldukları açıkça belirtilmiştir.
Sonuç olarak ister taşıma, ister yer hizmeti olsun yukarda açıklanan ilkelere göre deniz ve hava işlerinde, 4857 sayılı İş Kanunu, 6356 sayılı Sendikal ve toplu İş Sözleşmesi Kanunu ve 854 sayılı Deniz İş Kanunu’nun uygulandığı uyuşmazlıklarda, iş mahkemesi görevli olacaktır. Diğer durumlarda ise iş mahkemesi değil, genel mahkemeler yetkili ve görevli olacaklardır.
Somut uyuşmazlıkta dosya içeriğine göre; davacının kabin amiri (uçuş personeli) olarak davalıya ait iş yerinde çalıştığı hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı gibi, bu durum Mahkemenin de kabulündedir. Davacı uçuş personeli olmasının yanı sıra, işyerine yeni işe alımların yoğunlaştığı dönemlerde eğitici olarak da görev yapmış ise de, davacının asıl ve esas görevi kabin amirliği olup, davacı 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında çalışan değildir.
Mahkemece; yukarıdaki ilkeler doğrultusunda, İş Mahkemelerinin görevli olmadığı anlaşıldığından Mahkemenin görevsizliğine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.