11. Ceza Dairesi 2016/5971 E. , 2018/5386 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet
1-Ümraniye Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2008/8653 sayılı dosyası üzerinden yürütülen soruşturmada, Ümraniye 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2008/661 D.İş sayılı arama ve el koyma kararına istinaden, başka şahısların ev ve iş yeri adreslerinde yapılan aramada, suça konu 3 adet faturanın ele geçirildiği vergi inceleme raporları içeriğinden anlaşılmakta ise de; VUK’nın 142. maddesindeki özel hükümlere uygun bir arama yapılıp yapılmadığı dosya kapsamından tespit edilemediğinden, öncelikle arama kararına dayanak teşkil eden dosya içeriğine ilişkin bilgi ve belgeler ile arama karar ve tutanakları temin edilip, aramanın usulüne uygun yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi, usulüne uygun olarak yapılmadığının belirlenmesi halinde hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delillerin tek başına hükme esas alınamayacağı gözetilmeden, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,
2-2006 ve 2007 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçlarından açılan kamu davasında; yüklenen suçun unsurlarının ve maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti için;
a)Sahte fatura düzenleme suçunun maddi konusunun fatura olması; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 230. maddesinin 1. fıkrasında, faturalarda bulunması zorunlu olan bilgilerin neler olduğunun belirtilmesi, aynı Kanunun 227. maddesinin 3. fıkrasında ""Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanunun Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak, kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır."" hükmünün yer alması karşısında; 2006 ve 2007 takvim yıllarında sahte olarak düzenlendiği iddia olunan faturalardan, her takvim yılına ait kanaat oluşturacak sayıdaki asıllarının veya onaylı örneklerinin getirtilerek incelenmesi ve 213 sayılı Kanunun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içerip içermediğinin tespit edilmesi,
b)Faturaların zorunlu bilgileri içerdiğinin tespit edilmesi durumunda;
aa)Faturaların sanığa gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması, kendisine ait olmadığını söylemesi halinde; sanığın savunmasında adı geçen ...’in, CMK"nın 48. maddesi uyarınca çekinme hakkı hatırlatılarak, tanık sıfatıyla dinlenmesi ve faturalar kendisine gösterilerek faturalardaki yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması,
bb)...’de faturalardaki yazı ve imzaların kendisine ait olmadığını söylediği takdirde; yazı ve imza örnekleri temin edilerek, faturalardaki yazı ve imzaların sanığa veya ...’e ait olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması,
cc)Faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ve ...’e ait olmadığının anlaşılması halinde ise; faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin, CMK"nın 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak, tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, sanığı tanıyıp tanımadıklarının ve faturaların alınması konusunda sanığın bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hükümler kurulması,
3-213 sayılı Yasanın 359/a-2. maddesinde öngörülen defter ve belgeleri ibraz etmeme suçunun oluşabilmesi için varlığı noter tasdiki, belge basım-teslim formu gibi belgelerle sabit olan defter ve belgelerin incelenmek üzere ibrazının istenmesi gerektiğinden, katılan idareden, ibrazı istenen defter ve belgelerin varlığını kanıtlayan belgelerin bulunup bulunmadığı sorularak, varsa buna ilişkin tutanak ve belgelerin getirtilip incelenmesi, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
4- Kabule göre de; hükümden sonra 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08/10/2015 tarihli 2014/140-2015/85 E.-K. sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 06.06.2018 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Sanık ... hakkında faturanın asıllarının veya onaylı örneklerinin dosyada bulunması gerektiğine dair çoğunluk bozma kararına ayrıntısı 2018/3390 E, 2018/4256 sayılı muhalefet şerhimizde açıkladığımız gererekçede gösterildiği üzere;
213 sayılı Vergi Usul Kanunun 359 maddesindeki Kaçakçılık suçu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunda düzenlenen sahtecilik suçundan tamamen ayrı olarak özel düzenlenmiş düzenlenmiş “vergi kaçakçılığı” suç tipidir. 2018/3390 esas sayılı kararda ayrıntılı açıkladığımız üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanunundaki vergi kaçakçılığı suçu birden çok aşaması olan, çoğu zaman Resmi Kurumlar dan alınmış, 213 sayılı Vergi Usul Kanunda sayılan belgelerin içeriğinin gerçeğini yansıtmadan yanıltıcı bilgilerle Kamunun aleyhine kendi menfaatlerine yönelik hileli davranışlarla vergi kaçakçılığı suçu gerçekleşmektedir. Suçun maddi konusu fatura değildir. Burada tanımlanan sahtecilik den anlaşılması gereken “içerik sahteciliği”dir. 2018/3390 esas sayılı kararda açıkladığımız üzere Vergi Usul Kanununa tutulan veya düzenlenen saklama ve ibraz mecburiyeti bulunan defter, kayıt ve belgeleri sahte olarak düzenleme, kullanma, gizleme, değiştirme suçlarında; sanıklardan ele geçen faturanın gerçek bir ticari ilişkiye dayanmaması halinde bu kanuna göre içerik bakımından sahte belge olarak değerlendirilmektedir. Bu kapsamda Faturanın da taraflar arasında daha önce herhangi bir satım, hizmet veya sözleşmelerinden doğan hukuki bir ilişkinin varlığı şarttır. Buna göre fatura ve diğer belgelerin içerik incelemesi için şekli ve fiziki bir inceleme yeterli değildir, 2018/3390 sayılı kararda ayrıntılı açıkladığımız birden çok usullerle içeriğin sahte olup olmadığı anlaşılabilir. 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 359. maddesine göre suçun gerçekleşmesi için belge aslının veya onaylı suretinin dosya içinde olması veya olmaması önemli değildir. Belge aslının veya suretinin aranmasının önemli olmadığı böyle bir durumda da belge aslını veya suretini aramak belgeleri kaybeden, ibraz etmeyen veya gizleyen şahıslar açısından 213 sayılı Vergi Usul Kanun 359/b maddesinde tanımlanın suçun hiç bir şekilde cezalandırılamıyacağı anlamına gelir ve bu maddeye göre cezalandırılması gereken sanıkları daha az cezası olan defter ve belgeyi ibraz etmeme suçuna yönlendirme sonucu doğuracaktır.
Bu sebeplerle sayın çoğunluğun 213 sayılı Vergi Usul Kanunun 359/b maddesinde “sahte fatura düzenleme ve kullanma “suçlarında 213 sayılı Vergi Usul Kanunu 227. mad. 3.f ile 230 maddelerinde öngörülen “şekil şartlarını” taşıyıp taşımadıklarının tesbiti için fatura asıllarının veya onaylı suretlerinin dosya içinde bulunmasının zorunlu olduğu görüşüne ve fatura bulunamadığı durumlarda sanığın üzerine atılı suçun oluşmadığı görüşüne katılmıyorum.