9. Hukuk Dairesi 2017/27019 E. , 2017/21245 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, borçlu olmadığının tespitine, % 40 icra inkar tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Mahkeme kararının davalı tarafça temyizi üzerine Dairemizin 16.06.2014 Tarih, 2012/17825 Esas, 2014/19557 Karar sayılı kararıyla yerel mahkeme kararı onanmıştır. Dairemizin kararından sonra davacı vekilince tavzih talebinde bulunulması üzerine mahkemenin Tashih Şerhi başlıklı 19.04.2016 tarihli kararıyla istek kabul edilmiştir.
Ancak bu kararın davalı tarafça temyizi üzerine Dairemizce karar bozulmuş, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı avukatının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Mahkeme hükümlerinin tashihi ve tavzihine ilişkin yasal düzenlemeler 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 304., 305. ve 306. maddelerinde yer almaktadır.
“Hükmün tashihi” başlıklı 6100 sayılı 304. maddesine göre “(1) Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Hüküm tebliğ edilmişse hâkim, tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez. Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verilebilir.
(2) Tashih kararı verildiği takdirde, düzeltilen hususlarla ilgili karar, mahkemede bulunan nüshalar ile verilmiş olan suretlerin altına veya bunlara eklenecek ayrı bir kâğıda yazılır, imzalanır ve mühürlenir.”
“Hükmün tavzihi” başlıklı 6100 sayılı 305. maddesine göre “ (1) Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir.
(2) Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez.”
Aynı Kanunun 306. maddesinde tavzih talebi ve usulü konusunda hüküm bulunmaktadır. Anılan düzenlemede tavzih talep dilekçesinin bir örneğinin cevap süresi mahkemece belirlenmek suretiyle karşı tarafa tebliğ edileceği, cevap verilmesi durumunda bu cevabın da tavzih talebinde bulunan tarafa tebliğ edileceği, dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verileceği ancak gerekli görüldüğü takdire tarafların sözlü açıklamalarını yapabilmeleri için duruşma yapılacağı, tavzih talebi yerinde görülürse 304. maddesi uyarınca işlem yapılacağı belirtilmektedir.
Somut uyuşmazlıkta davacı vekili Dairemizin 16.04.2014 gün, 2012/17825 Esas, 2014/19557 Karar sayılı onama ilamından sonra 10.07.2015 tarihli dilekçesiyle mahkeme kararında davalı aleyhine % 40 icra inkar tazminatına hükmedildiği, ancak icra inkar tazminatı olarak net miktar belirtilmediği net miktarın belirtilmemesinin eda hükmünün uygulanmasını engellediği gerekçesiyle bu miktarın tavzih yoluyla “% 40 icra inkar tazminatı olan 2.000 ABD doları olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine” şeklinde düzeltilmesini talep etmiştir.
Mahkemece söz konusu dilekçe davalı tarafa tebliğ edilmeden cevap hakkı tanınmadan talep kabul edilmiştir. Bu kararın davalı tarafından temyizi üzerine Dairemizce tavzih dilekçesi davalı tarafa tebliğ edilmeden davalının hukuki dinlenilme hakkına aykırı davranılarak karar verildiğinden tashih şerhi kararı bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, yalnızca tavzih konusunda karar verilmesi, farklı bir anlatımla onanan hükümde yer alan “% 40 İcra İnkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” şeklinde bölümün “% 40 İcra inkar tazminat miktarı olan 2.000 ABD dolarının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” şeklinde tavzihine karar verilerek yetinilmesi gerekirken, hatalı olarak zaten kesinleşmiş olan davacının borçlu olmadığının tespitine karar verildiği gibi ayrıca yargılama giderlerine, vekalet ücretine, harca hükmedildiği anlaşılmaktadır. Yazılı şekilde karar verilmesi bozma nedenidir.
SONUÇ:
Temyiz olunan kararının, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.