17. Hukuk Dairesi 2016/13791 E. , 2019/6996 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 27/10/2012 tarihinde müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu ve dava dışı müteveffa ..."in sevk ve idaresindeki ... plakalı motosikletle yolculuk yaptığı esnada aynı yön ve istikamette olan davalı araç işleteni ..."a ait ve davalı sürücü ..."un sevk ve idaresindeki ... plaka sayılı otomobilin motosiklete arkadan çarpması neticesinde dava konusu trafik kazasının meydana geldiğini, kalıcı bedensel zarar nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davalılardan müşterek ve müteselsil olacak şekilde 100.000,00 TL maddi ile davalılar ... ve ..."dan 100.000,00 TL manevi tazminatın müşterek ve müteselsil olacak şekilde ve her iki kalem için işletilecek faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalılar ... ve ... vekili, davanın reddini savunmuştur.
Hür Sigorta A.Ş vekili, müvekkili olan şirketin dava açılmasına haksız ve keyfi olarak sebebiyet vermediğini, davacı tarafça iş bu davadan önce müvekkili şirkete başvurmadığını, ayrıca sürekli sakatlık tazminatı teminat limitinin de 225.000,00 TL olduğunu savunmuştur.
... vekili, müvekkili olan şirketin sorumluluğunun poliçede yazılı limitle sınırlı olduğunu, dava konusu olayda hatır taşımasının mevcut olduğunu, müteveffanın sigortalı araçta yolcu olarak bulunduğunu, sigortalı aracın kusurunun tespiti ve davacılar lehine bir tazminatın belirlenmesi durumunda tazminat miktarından indirim yapılması gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, davanın kısmen kabulü ile davalı ..."nın 145.690,92 TL"lik kısmı yönünden, davalı ... ile davalılar ... ve ..."ın 60.704,205 TL"lik kısmı yönünden (davalı ... şirketleri için poliçe limitleri ile sınırlı olmak kaydıyla) sorumlu olmaları üzere; Davalı ... şirketleri için dava tarihinden, diğer davalılar ... ve ... için ise olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte toplam 206.394,297 TL"nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine; davacının manevi tazminat yönündeki talebinin kısmen kabulü ile olayın özellikleri de göz önünde bulundurularak 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılar ... ve ..."dan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, tarafların kusur oranları, ekonomik durumları ve de meydana gelen kaza neticesinde davacıda meydana gelen yaralanmanın boyutu ve T.B.K."nın 56. maddesi gözönünde tutularak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K"nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar ve davacının kusur oranı, kaza neticesinde davacıda meydana gelen yaralanmanın boyutu,
tarafların ekonomik durumları dikkate alındığında, takdir olunan manevi tazminat miktarının az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
3- Kabule göre de; davacı tarafça dava açılırken yatırılan dava açılış harcı ve peşin harcın davalı tarafa tahmil edilmemesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 29/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.