
Esas No: 1991/1596
Karar No: 1991/3186
Karar Tarihi: 28.12.1991
Danıştay 6. Daire 1991/1596 Esas 1991/3186 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Dava, belediye meclisi tarafından Sağlık Bakanlığı'nın öngördüğü sağlık koruma bandının işaretlenmesi istemini reddeden kararın iptali isteğiyle açılmıştır. İdare Mahkemesi, davacıların ürettiği maddeler açısından bu koruma bandının gerekli olduğuna karar vermiştir. Ancak imar planında bu gereklilik yer almadığı için dava açılmıştır. Mahkeme, imar planlamasının belediyenin görevi olduğunu hatırlatmış ve sağlık koruma bandının imar planına işlenmesi gerektiği kararını vermiştir. Gayrisıhhi Müesseseler Yönetmeliği'nin 6. maddesi incelenerek, sağlık koruma bandının sadece kişisel bir önlem olmadığı, bölgesel nitelikte ve yerel yönetimler tarafından planlamalarda değerlendirilmesi gereken bir önlem olduğu belirtilmiştir. Sağlık koruma bandının tesis edilmesi için gerekli incelemeler yapılmış ve Sağlık Bakanlığı tarafından uygun görülen 1200 m.lik koruma bandı oluşturulmadan önce imar planı hazırlanmıştır. Mahkeme, gerekli veri ve bilgilerin idareye verildiği, ancak yalnızca yüzeysel plan bilgilerine atıfta bulunularak bir karar verildiği sonucuna varmıştır. Mahkeme, yasalara uygunlukta bir aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacının açıklama talebi yerinde görülmüş ve sadece 1200 m.lik koruma bandı içinde yer alan bölümün iptaline karar verilmiştir. Karar, belediyenin imar planlaması görevini hatırlatan kanun maddelerine dayanarak veril
Daire : ALTINCI DAİRE
Karar Yılı : 1991
Karar No : 3186
Esas Yılı : 1991
Esas No : 1596
Karar Tarihi : 28/12/991
SANAYİ ALANININ AYRILMAZ BİR PARÇASI NİTELİĞİNDE OLAN SAĞLIK KORUMA BANDININ ANILAN ALAN İÇERİSİNDE DÜZENLENEREK İMAR PLANINA İŞLENMESİ GÖREVİNİN BELEDİYEYE AİT OLDUĞU HK.
Dava, 1/1000 ölçekli imar planında, sanayi tesislerinin etrafına Sağlık Bakanlığı'nın öngördüğü sağlık koruma bandının işaretlenmesi istemini reddeden belediye meclisi kararının iptali isteğiyle açılmış, İdare Mahkemesince, davacı kuruluşlarının ürettiği maddeler açısından kullanmak zorunda olduğu üretim maddelerinin kolay yanıcı, patlayıcı ve bu özelliklerinin meydana getirdiği, etkilerinin çok geniş çevresel kapsamlıolduğunun, hem bu dosyadaki belgelerden, hem de aynı 1/1000 ölçekli imar planının başka bir gerekçe ile iptali istemini kapsayan mahkemenin ... esas sayısında kayıtlı dosyaya konulmuş bulunan ... Üniversitesi ve ... Üniversitesi Kimya Anabilim Dalı kürsüsünce yapılan inceleme sonunda verilen raporlardan anlaşıldığı, esasen davacı ve bir anlaşmazlık bulunmadığı, anlaşmazlığın bu tür maddeleri kullanan 1.sınıf gayrisıhhi müessese niteliğindeki davacı tesislerinin etrafında bulunması zorunlu olan koruma bandının planda yer alıp almayacağından, koruma bandının tesisin kendi taşınmazı içinde kendisi tarafından mı oluşturulacağı yoksa plan üreticisi yerel yönetimce mi belirleneceği hususlardan kaynaklandığı, Gayrisıhhi Müesseseler Yönetmeliğinin 6.maddesinde yer alan hükümlerin incelenmesinden, sağlık koruma bandının sadece kişisel bir düzenlemeyle sağlanacak öznel bir önlem olmayıp, bölgesel nitelikte yerel yönetimlerce gereken yerlerle de ilişki kurularak düzenlenmesi planda yerini alması gerekli bir önlem olduğunun anlaşıldığı, dava konusu sağlık koruma bandı ile ilgili olarak Sağlık Bakanlığının ve Kaymakamlığın istemi üzerine Gayrisıhhi Müesseseler İnceleme Kurulunca gerekli inceleme yapılarak düzenlenen raporla sağlık koruma bandının kapsamının Sağlık Bakanlığınca yapılmasının uygun görüldüğü, adı geçen Bakanlığın ise Valiliğe yazıdığı yazıyla bu işletmelerde hammadde olarak kullanılan akrinanitril tanklarından itibaren 1200 m. koruma bandının teşkil edilerek ilgili imar planına işlenmesi, sağlık koruma bandı içerisinde mesken ve insanların ikametine mahsus diğer yerlerin tesisine izin verilmemesi gerektiğini belirttiği, Bakanlıkça uygun görülen 1200 m.lik koruma bandı kapsamının ... esas sayılı dosyada bulunan ... Üniversitesi ve ... Üniversitesi tarafından yapılan incelemede alınan raporlardaki görüşlerle de bağdaştığı dava konusu planının üretiminde davacı tarafından plana yapılan itirazda bütün bu veri ve bilgiler idareye verildiği halde bunların hiçbirisine itibar edilmeyerek uyulması zorunlu yasal normlara, bilimsel görüşlere değer verilmeden belediye meclisi toplantı tutanaklarından anlaşıldığı üzere salt yüzeysel plan bilgileri ile yetinilerek sonuca ulaşıldığı, Sağlık Bakanlığının yazısı üzerine İl Çevre Kurulunca İnceleme Komisyonuna yaptırılan inceleme sonunda alınan raporla da Sağlık Bakanlığının öngördüğü 1200 m.lik sağlık koruma bandının tesisindeki zorunluluğun belirlendiği, ayrıca mahkemece yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda da, 1/5000 ve 1/1000 ölçekli planlar birbirine uygun olmakla beraber her ikisinin de 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Nazım İmar Planına uygun olmadıkları, şehircilik ve planlama ilkelerine aykırı olarak üretildikleri, 1/25000 ölçekli planda davacı parsellerinin bulunduğu bölümün sanayi alanlarında kaldığı, bu parselleri çevreleyen tarımsal niteliği korunacak alanların sağlık koruma bandı olarak Gayri sıhhi Müesseseler Yönetmeliğinin 6.maddesi kapsamında değerlendirilebileceği, koruma bandının sanayi lekesi dışında benimsenmesi gerektiği belirtilmekte olup, Yasa ve Yönetmeliklerin öngördüğü, ilgili Bakanlık, inceleme kuralları raporları ve bilimsel görüşlerle de tesisi zorunlu görülen 1200 m.lik sağlık koruma bandı oluşturulmadan üretilen imar planında yasalara uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş, bu kararın dava konusu istemin dışına çıkarılarak planın tümünün iptaline karar verildiği anlamına da gelebileceği nedeniyle Mahkemece davacının açıklama istemi yerinde görülerek, iptal kararının 1/1000 ölçekli imar planının 1200 m.lik oluşturulması zorunlu sağlık koruma bandı içinde kalan bölümünün iptaline ilişkin olduğu açıklanmış, bu karar davalı ve müdahil tarafından temyiz edilmiştir.
İmar planlarının yapılması ve onaylanması görevinin belediyeye ait olduğundan kuşku yoktur.
Olayda da sanayi alanının ayrılmaz bir parçası niteliğinde olan sağlık koruma bandının anılan alan içinde düzenlenerek imar planında işlenmesi görevinin belediyeye ait olması karşısında, bu gereğin yerine getirilmemiş olmasında mevzuata aykırılık açıktır.
Temyize konu ...İdare Mahkemesi kararında 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından bozma istemi yerinde görülmeyerek anılan mahkeme kararının yukarıda belirtilen gerekçenin ilavesi suretiyle onanmasına karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
