13. Hukuk Dairesi 2015/38992 E. , 2017/11379 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalının, ölen eşi ..."ın ilk evliliğinden olan evladı olduğunu, murisleri ...’ın 29/8/2010 tarihinde vefat ettiğini, muristen kalan mallarla ilgili olarak aralarında taksim sözleşmesi imzalandığını, bu anlaşma uyarınca Bayrampaşa"da bulunan altı nolu dairenin bedelsiz kullanım, kiraya verme, boş tutma dahil her türlü kullanım hakkının ölünceye kadar kendisine ait olduğunu, davalı tarafın bu dairenin tarafından kullanılmasına ve kiraya verilmesine müsaade etmediği gibi taksim sözleşmesi gereği tapuda da devir yapmadığını, davalının protokollere uymadığını ileri sürerek, taşınmazın bedelinin tespiti ile şimdilik 25.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında verilen ıslah dilekçesi ile talebini 88.000,00 TL.ye yükseltmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 88.000,00 TL’nın 25.000,00 TL’nın dava tarihinden, 63.000,00 TL’nın ıslah tarihi olan 08.07.2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, sözleşmeye dayalı cezai şart alacağına ilişkindir. Mahkemece 88.000,00 TL asıl alacak üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir. Borçlar Kanununun 161/son maddesi (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 182/son maddesi) hükmünce hakim fahiş gördüğü cezaları tenkis ile mükelleftir. Bu hükmü hakimin resen gözetmesi gerekir. Ceza koşulunun fahiş olup olmadığı tarafların ekonomik durumu, özel olarak borçlunun ödeme kabiliyeti ile beraber borcunu yerine getirmemiş olması nedeniyle sağladığı menfaat, borçlunun kusur derecesi ve borca aykırı davranışının ağırlığı ölçü olarak alınarak tayin edilmeli ve hüküm altına alınacak ceza miktarı hak, adalet ve nesafet kurallarına uygun olarak tesbit edilmelidir. Mahkemece bu yönler gözetilmeden, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının ikinci bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bent gereğince kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.