9. Hukuk Dairesi 2015/11205 E. , 2017/2275 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA :Taraflar arasındaki, kıdem tazminatı ile fazla mesai ücreti alacağının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hüküm süresi içinde temyizen incelenmesi davalılar avukatlarınca istenilmesi davalılardan ... avukatınca duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 21.02.2017 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı ... A.Ş. adına Avukat ... geldi. Karşı taraf adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; müvekkilinin, davalı ... bünyesinde güvenlik müdürü olarak 04.11.2007-08.12.2012 tarihleri arasında çalıştığı, sigortasının 07.11.2007 tarihinde başlatıldığını, Ataköy Konakları Site Yönetiminin asıl işveren diğer davalının ise alt işveren olduğunu, davacıya 17.10.2012 tarihinden itibaren istememesine rağmen üç yıllık izninin aralıksız kullandırıldığını ve izin bitimi olan 05.02.2012 tarihinde de herhangi bir projede görevlendirilmeyen davacının 08.12.2012 tarihinde işten ayrılmak durumunda bırakıldığı, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek; kıdem tazminatı ile fazla çalışma ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalılar Vekilleri Cevaplarında Özetle:
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin asıl işveren sıfatı bulunmadığını, davalı özel güvenlik şirketi ile akdedilmiş sözleşme bükümleri uyarınca özel güvenlik hizmetinde çalıştırılan tüm personelin İş Kanunu"ndan kaynaklanan haklarından dolayı diğer davalının tek başına sorumlu olduğunu, davacının iş akdinin sona erdirilmesine gerekçe olarak gösterilen olayların da müvekkilinin bilgisi ve kontrolü dışında bulunduğunu savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, müvekkili şirket bünyesinde bulunan dava dışı ... A.Ş.de 07.11.2007 tarihli iş sözleşmesi ile çalışmaya başladığını, SGK bildiriminin de aynı tarihte yapıldığını, bildirimin geç yapıldığı iddialarını kabul etmediklerini, sitede yaşanan hırsızlık olayı nedeniyle müşterinin talebi üzerine davacının iş akdinin sona erdirildiğini, davacıya uygun bir proje görev bulunana kadar merkez kadrosuna çekildiğini ve maaşlarının da eksiksiz ödendiğini, daha sonra görev yerinin makul gerekçeler ile değiştirilmesine karşın yeni görev yerinde çalışmaya başlamadığını ve fazla çalışma ücretlerinin ödendiğini savunmuştur.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Karar süresinde davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Davacı, davalı Şirketin personeli olarak diğer davalı ... bünyesinde güvenlik müdürü olarak çalıştığını ve davalılar arasında alt-asıl işveren ilişkisi bulunduğunu iddia etmiştir.
Mahkemece, davalılar arasında alt-asıl işveren ilişkisi bulunduğu kabul edilerek, hüküm altına alınan işçilik alacaklarından her iki davalı müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmuştur.
Davacıya ait sigortalı hizmet cetveli incelendiğinde; 07.11.2007-01.04.2008 tarihleri arasında dava dışı Koru Bina Yönetim AŞ"den, 01.04.2008 tarihinden iş akdinin feshedildiği tarihe kadar ise davalı ... AŞ"den davacı adına çalışma bildirildiği anlaşılmaktadır.
Ayrıca dosyadaki bilgi ve belgelerden davalılar arasında, 20.03.2008 ve 01.01.2011 tarihli "...Hizmet Sözleşmeleri" imzalandığı da tespit edilmiştir.
Davacının 01.04.2008-07.12.2012 tarihleri arasında davalı ... şirketinin personeli olarak diğer davalı ... nezdinde çalıştığı ve davalılar arasında alt-asıl işveren ilişkisi bulunduğu sabit olup, bu dönem için hüküm altına alınan alacaklar yönünden her iki davalının birlikte sorumlu tutulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ancak 07.11.2007-01.04.2008 tarihleri arasında davacı adına çalışma bildirilen ... AŞ isimli işyeri ile davalı ... arasında ne gibi bir hukuki ilişki bulunduğu ortaya konulmamıştır.
Bu husus araştırılmaksızın davalı ... yönetimin söz konusu dönemdeki çalışmadan da diğer davalı ile birlikte sorumlu tutulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
3- Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Somut olayda; davacı işçi, fazla çalışma yaptığını ve ücretlerinin ödenmediğini iddia ederek alacak talebinde bulunmuştur.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; imzalı ücret bordroları ile tahakkuk ettirilerek davacının banka hesabına yatırıldığı anlaşılan fazla mesai ücretlerinin hesaplama yapılırken mahsup edildiği belirtilmiştir.
Davacı, bordrolarda tahakkuk ettirilerek ödenenin üzerine fazla çalışma yaptığını yazılı bir delil ile ispatlayamamış olup, yukarıdaki ilkeler uyarınca fazla çalışma ücreti hesaplanırken, bordrolarda tahakkuk ettirilerek ödeme yapılan aylar dışlanmaksızın sonuca gidilmesi de hatalıdır.
F) SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, temyiz eden ... vekili duruşmaya gelmediğinden lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21.02.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.