Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2014/443
Karar No: 2015/2688
Karar Tarihi: 25.11.2015

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/443 Esas 2015/2688 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, avukatın vekalet ücreti alacağı isteği üzerine açılmıştır. Davacı tarafın açtığı dava sonucunda düzenlenen bilirkişi raporu doğrultusunda dava kısmen kabul edilmiş, karşı tarafın ödemesi gereken vekalet ücreti belirlenmiştir. Ancak, mahkemenin kararında davacının Avukatlık Kanunu'nun 164. maddesinde düzenlenen karşı taraf vekalet ücreti dışındaki talepleri gözardı edilmiştir. Davacı tarafın temyizi üzerine Yargıtay, mahkeme kararını bozmuş ve davacının talebinin karşı taraf vekalet ücreti ile birlikte değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir. Bu karar sonrasında mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Ancak, Hukuk Genel Kurulu tarafından yapılan incelemede, karşı taraf vekalet ücreti dışında kalan miktarın kesinleştiği ve bu miktarın temyiz edilebilirlik sınırının altında olduğu gerekçesiyle davacının temyiz istemi reddedilmiştir. Kararda Avukatlık Kanunu'nun 164. maddesi de açıklanarak, bu madde uyarınca karşı tarafa yükletilen vekalet ücretinin avukata ait olduğu ve mahkemelerin her olayın özellikleri, durum ve şartlarına göre değerlendirme yapması gerektiği belir
Hukuk Genel Kurulu         2014/443 E.  ,  2015/2688 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 29.11.2011 gün ve 2010/115 E.-2011/415 K. sayılı kararın incelenmesi davacı tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 22.01.2013 gün ve 2012/4897 E.-2013/979 K. sayılı ilamı ile;
    (...Davacı, davalının vekili sıfatıyla idare mahkemesinde dava açıp, hukuki yardımlarda bulunduğunu, hak etmiş olduğu vekalet ücretinin ise ödenmediğini, 29.5.2007 tarihinde de haksız olarak azledildiğini, bu durumda akdi vekalet ücreti ile Avukatlık Kanununun 164/son maddesi gereğince karşı taraf vekalet ücretinin ödenmesi gerektiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 156.000,00 TL ücret alacağının, azil tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, azlin haklı olduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, 12.8.2011 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle, davacının avukat olarak takip etmiş olduğu “idari işlemin iptaline” ilişkin idare mahkemesinde açılan davanın, parayla ölçülemeyen bir dava olması nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 2. bölümüne göre maktu ücretin ödenmesi gerektiği belirtilerek, davanın kısmen kabulüne, 450,00 TL vekalet ücretinin dava tarihi olan 4.8.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-Avukatlık Kanununun 164/son maddesi hükmüne göre, karşı tarafa yükletilen vekalet ücreti avukata ait olup davacı, gerek müvekkilin asile ödemesi gerekli olan, gerekse karşı tarafa yükletilen vekalet ücretinin tahsili için eldeki davayı açmıştır. Karşı tarafa tahmil edilecek vekalet ücretinin miktarı, dava ve icra takibinin sonuçlanması ile belli olur. Vekil edenin avukatına ödeme borcu da, bunun karşı taraftan tahsil edildiği anda doğar. Henüz karşı taraftan vekalet ücreti alacağını tahsil etmemiş olan müvekkilden, avukat bu ücret alacağını isteyemez. Ancak kural böyle olmakla birlikte bu kurala sıkı sıkıya bağlı kalınmamalı, Avukatlık Kanununun 164/son maddesine işlerlik kazandıracak şekilde her olayın özelliğine, durum ve şartlarına göre değerlendirme yapılmalı, özellikle MK’nun 2. maddesinde belirtilen hakkın kötüye kullanılmasına, dürüstlük kurallarının ihlaline izin verilmemeli, gerektiğinde müvekkilin bu alacağını karşı taraftan tahsil etmiş olduğu da kabul edilmelidir. Açıklanan bu nedenlerle somut olayda davacı avukatın Avukatlık Kanununun 164/son maddesinde düzenlenen karşı taraf vekalet ücretine de hak kazandığının kabulü gerekir. O halde mahkemece davacının talebi göz önünde bulundurularak, takip etmiş olduğu dava nedeniyle, Avukatlık Kanununun 164/son maddesine göre karşı taraf vekalet ücretinin de davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, açıklanan hususlar gözardı edilerek, yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir...)

    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, vekalet ücreti alacağı istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar Özel Dairece  yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuş, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.  
    Hükmü temyize davacı getirmiştir.    
    Hukuk Genel Kurulundaki görüşme sırasında; işin esasına girilmeden önce, bozma ve direnme kararları ile hükme konu miktar ve karar tarihi itibariyle, 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK)’nun 427.maddesi gereğince, direnme kararının miktar itibariyle temyizinin mümkün olup olmadığı, ön sorun olarak incelenmiştir.
    Belirtilmelidir ki, davacının sair yönlere ilişkin temyiz itirazları Özel Dairece reddedilmekle, yerel mahkemenin önceki kararının, davacı avukatın Avukatlık Kanununun 164/son maddesinde düzenlenen karşı taraf vekalet ücreti (350,00 TL) dışında kalan kısımları, hükmün o bölümünün onanması niteliğinde olduğundan ve davacı tarafından karar düzeltme yoluna da gidilmediğinden kesinleşmiştir.
    Böylece davacı tarafından temyize konu edilen ve direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık sadece, davacı avukatın Avukatlık Kanununun 164/son maddesinde düzenlenen karşı taraf vekalet ücreti olan 350,00 TL’dir.
    Bilindiği üzere, 21.7.2004 gün ve 25529 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak, öngördüğü istisnalar dışındaki hükümleri yayım tarihinde yürürlüğe giren, 14.7.2004 tarih ve 5219 sayılı “Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”; yürürlük tarihinden sonra Yerel Mahkemelerce verilen hükümler yönünden 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427. maddesindeki temyiz (kesinlik) sınırını bir milyar TL. olarak değiştirmiştir.
    Sonraki yıllarda 5219 ve 5236 sayılı Kanunlarda öngörülen katsayılar çerçevesinde miktarlar arttırılmıştır. Buna göre, 01.01.2013 tarihinden 31.12.2013 tarihine kadar katsayı artışı sonucu uygulanması gereken kesinlik (temyiz edilebilirlik sınırı) "1.820,00 TL"dir.
    Eldeki davada, temyiz istemine konu direnme kararının verildiği 24.10.2013 tarihinde, 5219 ve 5236 Sayılı Kanunlar gereği temyiz (kesinlik) sınırını 1.820,00 TL olarak değiştiren hükmü yürürlükte bulunduğuna ve müddeabih 350,00 TL olup, bu sınırın altında kalmakla kesin olduğuna göre, anılan karara karşı temyiz yoluna gidilmesi, miktar itibariyle mümkün değildir.
    Hal böyle olunca, davacının temyiz isteminin reddi gerekir.
    S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenle davacının temyiz isteminin REDDİNE, istek halinde temyiz peşin harcının iadesine, 25.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi