Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/8121
Karar No: 2017/1993
Karar Tarihi: 16.02.2017

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2015/8121 Esas 2017/1993 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı işveren, belirsiz süreli sözleşmesini süresinden önce fesheden davalı işçiden cezai şart tazminatı tahsili istemiştir. Yerel mahkeme, davalının eksik çalışması nedeniyle cezai şartın kısmen kabulüne karar vermiştir. Ancak, cezai şartın işçi lehine değil işveren lehine düzenlenmesi gerektiği ve işçi açısından geçersiz nedenlerle düzenlenmiş olduğu belirtilerek cezai şart alacağının reddi gerektiği sonucuna varılmıştır. Mahkeme kararı, bu gerekçe ile bozulmuştur. Kanun olarak; Türk Borçlar Kanunu'nun 420/1 maddesi ve İş Mahkemeleri Kanunu'nun 8. Maddesi açıklanmıştır.
9. Hukuk Dairesi         2015/8121 E.  ,  2017/1993 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
    DAVA : Davacı, cezai şart alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hüküm süresi içinde taraflar avukatları tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkeme tarafından 29.12.2014 tarihli Ek Karar ile davalı vekilinin temyiz isteminin süresinde olmadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiştir.
    Davalı vekili temyiz talebinin reddine ilişkin ek kararı da süresinde temyiz etmiştir.
    Yasalarda aksine düzenleme bulunmadıkça mahkeme kararlarının taraflara tebliği gerekir. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 8 inci maddesine göre, iş mahkemelerinde verilen kararlara karşı temyiz süresi tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren sekiz gündür. Mahkemece karar yüze karşı tefhim edilmiş ise tefhim edilen kısa kararın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 ve devamı maddeleri ile 321. maddesinde belirtilen şartları taşıması gerekir. Aksi takdirde usulüne uygun tefhimden söz edilemez. Bu durumda temyiz süresi gerekçeli kararın tebliğinden itibaren başlayacaktır.
    Mahkemenin 19/09/2014 tarihinde taraflara duruşmada tefhim edilen kısa kararının HMK’nın 297 ve 321. maddelerinde sayılan unsurları taşımadığı, bu nedenle temyiz süresinin tefhimden değil, gerekçeli kararın tebliğinden başlatılması gerektiği, gerekçeli kararın tebliğ tarihi itibarı ile davalı vekilinin temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldığından, Mahkemenin davalı vekilinin temyiz talebinin reddine ilişkin 29/12/2014 tarihli hatalı ek kararın ortadan kaldırılmasına karar verilerek, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:


    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, davalının Banka’da uzman yardımcısı alarak çalışmakta iken 30/09/2011 tarihinde kendi isteği ile iş sözleşmesini feshettiğini, belirsiz süreli hizmet sözleşmesi gereği 10.000,00 TL tutarındaki cezai şartı ödemediğini, davalının Bankacılık Okulunda aldığı 7 aylık eğitim sonrasında bankada göreve başlayıp, mecburi hizmet süresini tamamlamadan Bankadan ayrıldığını, Bankacılık Okulu Yönetmeliği gereğince 3 yıl mecburi hizmet yapmakla yükümlü olduğunu, okul süresince maaş ve ikramiye ödendiğini, 10.000 TL’lik cezai şarttan tahsil edilen 2.716,59 TL"lik kısmın tenziliyle bakiye 7.283,41 TL’nin dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun değişik 2/2 maddesi gereğince tahsil tarihine kadar işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, müvekkilinin Banka tarafından düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesini hiçbir pazarlık şansı olmadan iradî olmayarak imzaladığını, bankacılık okulunda verilen eğitimin 5,5 ay sürdüğünü, bu süre içerisinde aktif olarak çalışmaya devam ettiğini, hissettiği tatminsizlik, mutsuzluk, stres, bağışıklık sisteminin zayıflaması sonucu sık sık hastalanmasından dolayı ayrıldığını, işverenin işçiye 10.000 TL cezai şart ödemesinin düzenlendiğini, ancak işçi tarafından fesih yasağına aykırı davranılması halinde işçinin işverene 26.500,00 TL cezai şart ödemesi hususunun düzenlendiğini, bu düzenlemenin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, cezai şartın çalışılan süreye orantılanmasının gerektiğini, 2011 yılındaki 9 aylık hizmetine karşılık tahakkuk eden 2.716,41 TL temettü ve ikramiye alacağının cezai şart alacağına mahsup edildiğini, dava dilekçesinde istenen avans faizinin hukuka ve yasaya aykırı olduğunu, tarafların her ikisinin tacir olmadığını, ortada ticari bir iş bulunmadığını, faizin türüne itirazının olduğunu savunmuştur.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    İş sözleşmesinin 3. maddesinde, 3 yıllık mecburi hizmet süresince iş sözleşmesini haklı nedenler olmaksızın banka veya personelden birinin diğerine 10.000,00 TL cezai şart ödeyeceğinin kabul edildiği, Borçlar Kanununda hizmet sözleşmelerine sadece işçi aleyhine konulan cezai şartın geçersiz olduğunun belirlendiği, somut olayda taraflar arasında karşılılık ilkesine göre her iki tarafında haklı nedenler dışında iş akdini feshi halinde karşı tarafa cezai şart ödeyeceğinin belirlendiği, davalının iş akdini 30.09.2011 tarihli dilekçe ile feshettiğinin tespit edildiği, davalının 1 yıl 9 ay 29 gün çalıştığı, sözleşmedeki cezai şarta göre 3 yıl çalışmasının gerekmekte olup davalının 1 yıl 2 ay 1 gün eksik süresi olduğunun anlaşıldığı, davalının gün bazında (3x365) 1095 gün çalışması gerekirken 426 gün eksik çalıştığının tespit edildiği, Yargıtay içtihatlarına göre davalının çalıştığı dönemle orantılı indirim yapılması halinde 426/1095 orantı hesabına göre cezai şartın 3.890,41 TL olacağı gerekçesi ile cezai şart alacağı talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    D) Temyiz:
    Kararı davacı ve davalı vekili yasal süresi içinde temyiz etmiştir.
    E) Gerekçe:
    Davacı işveren asgari süreli sözleşmenini süresinden önce feshi nedeniyle öngörülen cezai şart tazminatının davalı işçiden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Kararın taraf vekillerinin temyizi üzerine Mahkeme tarafından Ek Kararla davalı vekilinin tefhime göre temyizin süresinde olmadığı gerekçesi ile temyiz isteminin reddine karar verilmiş ise de 6100 sayılı HMK’nın 297 ve 321. maddeleri gereğince tefhimin usule uygun yapılmadığı, gerekçeli karara göre temyizin süresinde olduğu anlaşılmakla yerel Mahkemenin davalı vekilinin temyiz isteminin reddine dair kararının ortadan kaldırılmasına karar verildi.
    Dosya incelendi. Gereği konuşulup düşünüldü.
    1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2- Dairemizin yerleşik uygulaması ve Türk Borçlar Kanunu" nun 420/1 maddesi gereğince cezai şartın karşılıklı ya da işçi lehine düzenlenmesi gerekir. Düzenlenen ceza koşulu karşılıklı değilse ve işçi aleyhine ise geçersizdir.
    Somut uyuşmazlıkta, taraflar arasındaki sözleşme incelendiğinde, asgari süre için öngörülen ceza koşulunun işveren lehine hem haklı hem de geçerli nedenle fesih yönünden düzenlendiği, işçi açısından ise sadece haklı fesih halinde öngörüldüğü, işçi yönünden geçerli nedenin söz konusu olmadığı anlaşıldığından, cezai şarta ilişkin bu hüküm geçersizdir.
    Bu nedenlerle, cezai şart alacağının reddi gerekirken kabulü hatalıdır.
    F) SONUÇ:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 16.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi