15. Ceza Dairesi 2019/11 E. , 2019/578 K.
"İçtihat Metni"Dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından şüpheliler ... ve...haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 04.05.2017 tarih ve 2017/7616-42588 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik müşteki vekili tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin mercii İstanbul Anadolu 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 05.09.2017 tarih ve 2017/2595 değişik iş sayılı kararı aleyhine yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 10.12.2018 gün ve 94660652-105-34-15431-2018 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 17.12.2018 gün ve 2018/101362 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı kanunun 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan kanunun 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan kanunun 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Somut olayda müşteki vekilinin Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına vermiş olduğu şikâyet dilekçesinde, müvekkilinin kendisine ait ‘...’’ isimli projedeki dairelerin satışı ve kiralanması konusunda şüpheliler ile anlaştığını, şüphelilerin söz konusu projedeki 7. kat 71 no’lu dairenin 415.000,00 Türk lirası bedelle satışı hususunda ... isimli şahısla anlaştıklarını, buna istinaden 375.000,00 Türk lirası bedelin müvekkile peşinen ödendiğini, kalan 40.000,00 Türk lirası bedel karşılığında ise şüphelilerin ...’tan aldıklarını belirttikleri çeki şüpheli ... tarafından ciro edilerek müvekkiline teslim ettiklerini, ancak çekin karşılıksız çıktığını, buna istinaden yapılan icra takibinde ...’ın ‘’söz konusu çek arkasındaki imzanın kendisine ait olmadığını borcun tamamını ödediğini belirterek’’ itirazda bulunduğunu belirterek şüphelilerin yazı ve imza taklidi yöntemi ile çek üzerinde gerçekleştirmiş oldukları eylemi nedeniyle şikâyetçi olması üzerine, müşteki ile şüpheliler arasındaki husumetin hukukî ihtilaf niteliğinde olduğundan ve dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının gerçekleştiğine dair delil bulunmadığından bahisle takipsizlik kararı verilmiş ise de, çek aslı temin edilerek çekteki imza ve yazılar ile ... Taş’ın imza ve yazı örneklerinin karşılaştırılması için bilirkişi raporu aldırılması sonucunda ... Taş tarafından yapıldığı iddia edilen cironun sahte olup olmadığı ve ... Taş’ın beyanı da alınarak atılı suçun unsurlarının bulunup bulunmadığının tespiti gerekirken, eksik soruşturmaya dayalı şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verildiği dikkate alındığında, ortada 5271 sayılı Kanun’a uygun bir soruşturmanın bulunmadığı bir durumda, anılan Kanun’un 160 ve diğer maddeleri uyarınca soruşturma yapılmasını sağlamak üzere itirazın kabul edilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
REMAKS’ın yetkili temsilcisi olan şüphelilerin, şikayetçiye ait taşınmazı ...’a satmaları sonucunda bakiye kalan 40.000,00 TL’yi peşin almalarına rağmen, bu parayı vermek yerine,... tarafından kendilerine verildiğini belirttikleri çekin arkasını ciro ederek şikayetçi şirkete verdikleri, çekin karşılıksız çıkması üzerine ... aleyhine yapılan icra takibi sırasında bu kişi tarafından çekteki imzaya ve borca itiraz edildiğinin iddia olunduğu olayda; öncelikle şikayetçi şirket, şüpheliler ve ... arasında yapılan sözleşmeler getirtilerek, taşınmazın satış bedelinin ne kadar olduğu, paranın ödenmesi üzerine taşınmazın...ın üzerine geçirilip geçirilmediği, paranın ne şekilde ödeneceği konusunda anlaşıldığı, alınan paraların kaç gün içerisinde şikayetçi şirkete verilmesi gerektiği, şüphelilerin REMAX şirketindeki konumlarının ne olduğu, başka yetkili kişilerin bulunup bulunmadığı hususlarının araştırılması ve varsa bu kişilerin beyanlarına başvurulması ile şikayetçi şirket tarafından ... aleyhine yapılan icra takibine ilişkin dosyanın getirtilip incelenerek onaylı bir örneğinin dosya arasına alınması, yine suça konu çekte keşideci olarak görünen ... şirketi yetkilileri ile cirantalar ...ve ...’ın beyanlarına başvurulup, çekin ne şekilde şüphelilerin eline geçtiği hususları sorularak, gerekirse (inkar halinde) çek üzerindeki yazı ve imzaların bu kişilere mi yoksa şüphelilere ait mi olduğunun belirlenmesi, en son cirantanın ... olması da dikkate alınarak, borcun şüpheliden talep edilip edilmediği, buna ilişkin bir takip yapılıp yapılmadığı ile benzer soruşturma dosyalarının bulunup bulunmadığının tespitinden sonra her bir şüphelinin hukuki durumunun ayrı ayrı değerlendirilmesi suretiyle karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi nedeniyle kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, İstanbul Anadolu 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 05.09.2017 tarih ve 2017/2595 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine, 11.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.