Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/7966
Karar No: 2017/1698

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2015/7966 Esas 2017/1698 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2015/7966 E.  ,  2017/1698 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

    DAVA : Davacı, ücret ile fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hüküm süresi içinde taraflar avukatları temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı firmada 04.01.2006 tarihinde çalışmaya başladığını ve maaşlarını alamaması nedeniyle 30.05.2006 tarihinde işten ayrıldığını, işten ayrıldığı tarihteki aylık maaşının 3.310,00 Euro olduğunu, 2006 yılı Nisan ve Mayıs aylarına ait toplam 6.620,00 Euro maaş ücreti ile fazla mesai ücretinin müvekkili tarafından 20.07.2006 tarihli ihtarname ile davalıdan talep edilmesine rağmen ödenmediğini ileri sürerek 2 aylık maaş ve fazla mesai ücret alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, davacının işyerinde kalite kontrol görevlisi olarak aylık brüt 800,00 TL maaşla 04.01.2006 tarihinde çalışmaya başladığını ve 30.05.2006 tarihinde haklı ve geçerli bir neden olmaksızın kendi isteği ile işten ayrıldığını, taraflar arasındaki yazılı sözleşme ve davacı imzalı ücret bordrolarında davacının yaptığı iş ve aldığı ücretin belirli olduğunu, davacının 20.07.2006 tarihli ihtarnamesindeki iddialarına kendilerince keşide edilen cevabi ihtarname ile gerekli cevapların verilmiş olduğunu, müvekkili işyerinde genel olarak haftalık 45 saat mesai yapıldığını ancak istisnai olarak fazla mesai yapıldığında fazla mesai ücretlerinin ödendiğini savunarak bu nedenle davacının müvekkilinden hak ve alacaklarının olmadığını davanın reddini istemiştir.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, davacının davalı şirkette üst düzey yönetici/müşteri temsilcisi olarak yönetici konumunda çalıştığı, 2006 yılı Nisan ve Mayıs ayları ücretinin ödendiğine ilişkin yazılı bir belge ibraz edilmediğinden, davacıya ödenen 9.618,18 Euro"nun mahsubu ile bakiye davacı alacağının 6.381,82 Euro olduğu, ancak 5 yıllık zamanaşımı süresi 2006 yılı Nisan ayı ücreti için 20/05/2011 tarihi itibariyle zamanaşımına uğradığı, davalı taraf davacının aylık brüt 800,00-TL ücretle çalıştığını iddia etmiş ise de, davacının banka hesabına davalı tarafından iddia edilen ücretin yaklaşık 40 aylık net maaş tutarı paranın şirket yetkilisince yatırılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, bu nedenle bu tutarların davacıya yapılan ücret ödemeleri olduğu kanaatine varıldığını ve davacının üst düzey yönetici konumunda çalışması, tanık beyanları ve emsal ücret araştırması dikkate alınarak, davacının aylık maaşının net 3200 Euro olduğu kabul edildiğini, davacının 30/05/2006 tarihinde işten ayrılması ve dava açılış tarihi olan 20/05/2011 tarihi dikkate alındığında, 20/05/2006 öncesindeki dönem ücret ve fazla mesai alacaklarının 5 yıllık zamanaşımına uğradığı, gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    D) Temyiz:
    Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
    E) Gerekçe:
    1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki sebep dışındaki isteği yerinde değildir.
    2- Taraflar arasında, maaş alacağının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu "eksik bir borç" haline dönüştürür ve "alacağın dava edilebilme özelliğini ortadan kaldırır.
    Bu itibarla zamanaşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesi mümkün değildir.
    Zamanaşımı, bir borcu doğuran, değiştiren ortadan kaldıran bir olgu olmayıp, salt doğmuş ve var olan bir hakkın istenmesini ortadan kaldıran bir savunma aracıdır. Bu bakımdan zamanaşımı alacağın varlığını değil, istene bilirliğini ortadan kaldırır. Bunun sonucu olarak da yargılamayı yapan yargıç tarafından yürüttüğü görevinin bir gereği olarak kendiliğinden göz önünde tutulamaz. Borçlunun böyle bir olgunun var olduğunu, yasada öngörülen süre ve usul içinde ileri sürmesi zorunludur. Demek oluyor ki zamanaşımı, borcun doğumu ile ilgili olmayıp, istenmesini önleyen bir savunma olgusudur. Şu durumda zamanaşımı, savunması ileri sürülmedikçe, istemin konusu olan hakkın var olduğu ve kabulüne karar verilmesinde hukuksal ve yasal bir engel bulunmamaktadır.
    Somut uyuşmazlıkta, davacı vekili tarafından eldeki dava, 20/05/2011 tarihinde açılmış olup, dava dilekçesi 15/07/2011 tarihli tebliğ mazbatası ile davalı şirket yetkilisine usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir. Davacı ve davalı vekilleri de 15/11/2011 tarihli ön inceleme duruşmasına gelmiştir. Mahkemece bu celse de dava dilekçesinde davalı adresinin bulunmadığı gerekçesiyle davalıyı temsilen vekiline tebliğ çıkartılmıştır. Davalı taraf 15/11/2011 tarihli cevap dilekçesi ile zamanaşımı definde bulunmuştur. Cevap dilekçesinin anılan celsede dosyaya sunulduğu zapta geçmiştir.
    Dava dilekçesi 15/07/2011 tarihinde davalı tarafa tebliğ edildiğine göre, davalı taraf davadan haberdar olmuştur. Nitekim vekili ön inceleme duruşmasına gelmiştir. Bundan sonra mahkemece ara kararıyla dava dilekçesinin tekrar tebliğe çıkartılmasının sonuca etkisi yoktur. 15/07/2011 tarihli tebliğe göre, zamanaşımı defi süresinde yapılmamış ve süresinden sonra ileri sürülen defiye davacı açıkça muvafakat etmemiştir. Bu durum karşısında, mahkemece Nisan 2006 yılı maaşının zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle reddi hatalıdır.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi