Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından faturaya dayalı olarak genel haciz yoluyla başlatılan takibe karşı borçlunun, ödeme emri tebligatının usulüne uygun yapılmadığını ileri sürerek usulsüz tebliğin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, dosya borcunun ödenerek dosyanın işlemden kaldırıldığı ve dolayısıyla şikayetin konusu kalmadığı gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Tebligatın usulsüzlüğünün tespiti ve dolayısıyla tebliğ tarihinin düzeltilmesi durumunda, haciz uygulanmasına başlanabilecek tarihin ve mal beyanında bulunma tarihinin belirlenmesi veya varsa takip kesinleşmeden önce konulan hacizlerin kaldırılabileceği nedenleriyle borçlunun şikayette hukuki yararı vardır (HGK 27/06/2001 tarih, 2001/12-543 E. - 2001/560 K.).
Somut olayda, dosya borcunun, İİK.nun 89/1. maddesi gereğince haciz ihbarnamesi gönderilen üçüncü kişinin yatırdığı para ile şikayet tarihinden sonra 08/03/2011 tarihinde ödendiği görülmektedir. Borcun ödenmesi, yukarıda da açıklandığı üzere, borçlunun,  ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesinde hukuki yararının bulunması nedeniyle tebligat usulsüzlüğü şikayetinin incelenmesine engel değildir. Kaldı ki, dosyaya bizzat borçlu tarafından yapılmış bir ödemede söz konusu değildir.
O halde, şikayetten feragat edilmediğine göre, mahkemece, işin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm kurulması isabetsizdir.
SONUÇ  : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 23/02/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.