11. Ceza Dairesi 2017/8191 E. , 2018/4621 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa Aykırı Davranmak
HÜKÜM : Mahkumiyet
I- Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 04/03/2012 tarih ve 2012/2354 E. sayılı iddianamesi ile, vergi suçu raporu ve Rapor Değerlendirme Komisyonu’nun mütalaasına uygun olarak “2006, 2007 ve 2008 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme” suçlarından açılan kamu davasında, sanık hakkında “2007 ve 2008 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme” suçlarından temyize konu olabilecek hüküm kurulmadığı anlaşıldığından ve mahallinde hüküm kurulması mümkün bulunduğundan; katılan vekilinin “2007 ve 2008 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme” suçlarına ilişkin temyiz isteminin, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi gereğince REDDİNE,
II- Sanık hakkında “2006 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanığın sahte fatura düzenlemediğini savunması; UYAP kayıtları üzerinden yapılan incelemede, sanığın başka bir suçtan hükümlü olarak 29.08.2006-09.01.2008 tarihleri arasında cezaevinde bulunduğunun anlaşılması; sahte fatura düzenleme suçunun maddi konusunun fatura olması; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 230. maddesinin 1. fıkrasında, faturalarda bulunması zorunlu olan bilgilerin neler olduğunun belirtilmesi, aynı Kanunun 227. maddesinin 3. fıkrasında ""Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanunun Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak, kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır."" hükmünün yer alması; suça konu faturaların dosya içinde bulunmadığının ve getirtilip duruşmada incelenmediğinin anlaşılması karşısında; yüklenen suçun unsurlarının ve maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından;
1- 2006 takvim yılında sahte olarak düzenlendiği iddia olunan faturaların asıllarının veya onaylı örneklerinin getirtilerek incelenmesi ve 213 sayılı Kanunun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içerip içermediğinin tespit edilmesi,
2- Faturaların zorunlu bilgileri içerdiğinin tespit edilmesi durumunda;
a) Faturaların sanığa gösterilerek, yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması, kendisine ait olmadığını söylemesi halinde; şirketin diğer ortağı olan ...’ın, CMK’nın 48. maddesi uyarınca çekinme hakkı hatırlatılarak, tanık sıfatıyla dinlenmesi; faturalar kendisine gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması,
b) ...’ta faturalardaki yazı ve imzaların kendisine ait olmadığını söylediği takdirde; yazı ve imza örnekleri temin edilerek, faturalardaki yazı ve imzaların sanığa veya ...’a ait olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması,
c) Faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ve ...’a ait olmadığının anlaşılması halinde ise; faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin, CMK"nın 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak, tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, sanığı tanıyıp tanımadıklarının ve faturaların alınması konusunda sanığın bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
3- Kabule göre;
a) Sanığın lehe hükümlerin uygulanmasına ilişkin talebine rağmen, TCK"nın 62. maddesi gereğince takdiri indirim uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,
b) Adli sicil kaydına göre, tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında TCK"nın 58. maddesi hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
c) Hükümden sonra 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08/10/2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 16.05.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.