8. Hukuk Dairesi 2014/6621 E. , 2015/13211 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil, katılma alacağı
..... ile ..... aralarındaki tapu iptali ve tescil, katılma alacağı davasının reddine dair...... Aile Mahkemesi"nden verilen 17.12.2013 gün ve 38/1028 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, mal rejiminin tasfiyesi ile evlilik birliği içerisinde edinilen taşınmaza ilişkin olarak davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tescil, mümkün değilse fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 10.000,00 TL"nin davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, somut olayda bağışlandığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar, 07.05.1981 tarihinde evlenmiş, 22.04.2008 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Eşler arasında başka mal rejimi seçilmediğinden 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM.nin 170. m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar (TMK.nun 225/2. m) yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK.nun 202.m).
Dava konusu edilen 1532 parsel numaralı taşınmazdaki 2 nolu bağımsız bölüm 14.10.1985 tarihinde satış yolu ile davacı adına tescil edilmiş, 14.03.2007 tarihinde ise davacı tarafından yine satış yolu ile davalı adına tescil görmüştür. Mahkemece, yapılan işlemin bağış niteliğinde olduğu, bağıştan dönmeyi gerektiren bir durum olmadığı açıklanarak davanın reddine karar verilmiş ise de verilen karar usul ve yasa ile toplanan delillere uygun düşmemektedir.
Eşler arasında; karşılıklı sevgi, saygı, sadakat ve fedakârlık esastır. Evliliğin ömür boyu süreceği inancıyla ailenin geleceğinin garanti altına alınması amacıyla güvene dayanarak birlikte tasarrufta bulunmaları, yatırım yapmaları mümkündür. Kural olarak, evlilik birlikteliği devam ettiği süre içerisinde hiç şüphesiz alınan her malın temelinde de bu tür duygu, düşünce ve güven yatmaktadır. Söz konusu duygu ve düşüncelerin, güvenin davacı aleyhine delil olarak kullanılması mal rejimlerinin niteliğine ve mal rejimi hakkında geçerli bulunan kurallara, aykırı düşmektedir. Zaman zaman geçimsizlik yaşayan eşlerin
barışmak, birlikte yaşamaya devam etmek evliliğin uyum ve huzurunu temin etmek amacıyla bir eşin diğer eşe tapuda satış göstermek suretiyle yapmış olduğu intikaller bağış olarak değerlendirilemez.
Somut uyuşmazlığa bakacak olursak; davacı vekili, dava konusu taşınmazın müvekkilinin kendi gelir ve birikimleriyle alındığını ileri sürerek mal rejiminin tasfiyesine karar verilmesini istemiştir. Bağışı çağrıştıracak bir irade açıklamasına dosya kapsamında rastlanılmamış, aksine aralarındaki yaşanan geçimsizlik üzerine barışmak için şart koşması nedeniyle davalı.... adına tescil edildiğini bildirmiştir. Kaldı ki davalı kadının boşanma davasında sunmuş olduğu 26.09.2008 havale tarihli dilekçesinde de söz konusu taşınmazın tapuda devir nedeninin davacının icra baskısı altında olması hususu ifade edilmiştir.
Davada, davacının bağış iradesi ve kastı olmadığı anlaşıldığına göre Mahkemece, mevcut ve toplanacak tüm taraf delillerinin birlikte değerlendirilerek, sonucunda işin esasına ilişkin olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken bağış nedeniyle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 15.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.