17. Hukuk Dairesi 2016/14920 E. , 2019/6345 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm davalı Leaseplan Oto. Servis ve Tic. A.Ş. vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 17.09.2014 tarihinde, müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu davalılardan ..."ın sürücüsü, ..."ın işleteni ve Allianz Sigorta A.Ş."nin zorunlu mali mesuliyet sigortacısı oldukları otobüs ile diğer davalıların, sürücüsü, işleteni ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısı oldukları aracın çarpışması sonucu müvekkilinin yaralandığını belirterek 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece; iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davalı ... şirketlerine karşı açılan davanın feragat nedeniyle reddine; diğer davalılara karşı açılan davanın kısmen kabulü ile 5.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı Leaseplan Oto. Servis ve Tic. A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK"nın hükümlerine göre, trafik kaydı "işletenin" kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı yasanın 3. maddesinde, "İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır." şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85. maddesinde ise, "Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar." hükmüne yer verilmiştir.
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devir edilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o araca kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Bunun sonucu olarak da, araç maliki sorumlu tutulmamalıdır. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay"ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir.
Somut olayda, davalı Leaseplan Oto. Servis ve Tic. A.Ş., kayıt maliki olup kayden işletendir, fakat yukarıda açıklandığı üzere KTK madde 85 uyarınca işletenlik sıfatı değişebilmektedir. Davalı Leaseplan Oto. Servis ve Tic. A.Ş, aracı dava dışı Supra.. Ltd. Şti."ye kiraya verdiğini iddia etmiş, kira sözleşmesini, kontratı, kira makbuzlarını sunmuştur. Aynı zamanda ceza dosyasında araç sürücüsü, dava
dışı Supra..Ltd.Şti.de yönetici olduğunu, şirketin aracı kiralayarak kendisine tahsis ettiğini belirtmiştir. Davalının bu iddiasının doğru olması halinde işletenlik sıfatı sona erecektir.
Davalı Leaseplan Oto. Servis ve Tic. A.Ş., yargılama aşamasında aracı uzun süreli kiralama sözleşmesi ile kiraladığını ve işleten sıfatı bulunmadığını ileri sürmüş, mahkemece, bu konuda herhangi bir araştırma yapılmadan ve iddia gerekçede tartışılmadan eksik araştırma ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bu durumda mahkemece davaya konu araç nedeni ile tanzim edilen kira sözleşmesinin uzun süreli ve 3.kişileri bağlayacak güçte bir kira sözleşmesi olup-olmadığı, aracın fiilen teslim edilip edilmediği, ekonomik yararlanmanın kime ait olduğu, kira sözleşmesi ve kira bedelinin maliye ve vergi dairelerine bildirilip bildirilmediği, kira bedelinin ve vergilerin kim tarafından ödendiği, davalının ve kiracının ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak suretiyle kira sözleşmesinin fatura, ruhsat ve cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediği, davalının işletenlik sıfatının devam edip etmediği, kazaya karışan araç ile sözleşmeye (kontrata) konu aracın aynı araç olup olmadığı, hususları tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması isabetli görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Leaseplan Oto. Servis ve Tic. A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı Leaseplan Oto. Servis ve Tic. A.Ş."ye geri verilmesine 20/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.