
Esas No: 2018/3921
Karar No: 2019/232
Karar Tarihi: 31.01.2019
Güveni kötüye kullanma - dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2018/3921 Esas 2019/232 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, ağabeyinin yaptığı trafik kazası sonucunda tazminata mahkum edilmiş ve noter huzurunda 6.300 TL ödeyeceği sözü vermiştir. Ancak sanık, ibraname imzalattıktan sonra parayı vermeyip dolandırıcılık suçunu işlemiştir. Mahkeme, sanığın suçu işlediğine dair delillerin yeterli olduğuna hükmetmiş ve TCK'nın 157/1, 52/2-4 ve 53 maddeleri gereğince mahkumiyet kararı vermiştir. Ancak sanık tarafından temyiz edilen kararda, hükümdeki adli para cezası ve ceza miktarının yanlış tespit edildiği ve kanun maddelerinin yanlış uygulandığı gerekçesiyle bozma kararı çıkmıştır. Sonuç olarak, hüküm bazı değişikliklerle onanmıştır.
Kanun Maddeleri:
- TCK'nın 157/1 maddesi: Dolandırıcılık suçunun tanımını yapar.
- TCK'nın 52/2-4 maddeleri: Gerekli koşullar sağlandığında, hapis cezasının yanı sıra adli para cezasına da hükmedilebileceğini belirler.
- TCK'nın 53 maddesi: Kazanılmış hak kavramını açıklar ve ceza hükümlerinin geriye yürümez olduğunu belirtir.
15. Ceza Dairesi 2018/3921 E. , 2019/232 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Güveni kötüye kullanma (değişen suç vasfına göre dolandırıcılık)
HÜKÜM : TCK"nın 157/1, 52/2-4 ve 53 maddeleri gereğince mahkumiyet
Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafi tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın ağabeyinin 2006 yılında yaptığı trafik kazası neticesinde katılanın yaralanmasına sebebiyet vermesi nedeniyle tazminata mahkûm edildiği, sanığın kazaya karışan aracın sahibi olduğundan tazminata konu 6.300 TL parayı noter huzurunda vereceğine dair katılanı ikna ederek birlikte Pendik ilçesinde bulunan Kartal 7. Noterliğine gittikleri, sanığın bahse konu paranın ibraname imzalandıktan sonra katılana vereceğini kendisine inandırarak ibranameyi imzalattığı, akabinde parayı vermeden noterlikten kaçtığı, bu suretle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; sanık savunması, katılan ve tanık beyanları, taraflar arasında uzlaşma sağlanamadığına dair uzlaştırma raporu ile oluşa ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın, katılanın trafik kazasında yaralanması nedeniyle hükmedilen tazminat bedelini ödeyeceği konusunda katılanı aldatıp noterlikte tazminat bedeline ilişkin ibranamenin düzenlenmesinden sonra katılana tazminata konu parayı vermeden yanından ayrılarak üzerine atılı dolandırıcılık suçunu işlediğine yönelik mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık müdafinin sair temyiz itirazlarının reddine; ancak;
1-10/01/2012 tarih ve 2011/756 esas ve 2012/17 karar sayılı ilk hükümde sonuç ceza olarak sanığın hapisten çevrilen 3.000 TL ve doğrudan tayin edilen 2.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve adli para cezasının 24 aylık eşit taksitlerle tahsiline hükmedildiği, hükmün sadece sanık tarafından temyiz edilmesi nedeniyle, bu hususun 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 326/son maddesi gereğince sanık yönünden kazanılmış hak teşkil ettiği gözetilmeden, bozma ilamından sonra yapılan yargılama sonunda, sanığın sonuç olarak 3 yıl hapis ve 10 aylık eşit taksitle ödenmek üzere 7.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına hükmedilerek sanık hakkında fazla ceza tayini,
2- 5237 sayılı TCK’nın 53/2. maddesi gereğince, sanık hakkında bozmadan önce hükmedilen ve bozma sonrası yapılan yargılamada sanık için kazanılmış hak teşkil eden adli para cezaları nedeniyle 5237 sayılı aynı Kanunun 53/1. maddesinde gösterilen hak yoksunluklarına hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesine istinaden halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılanmayı gerektirmeyen bu hususların, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hükme son fıkra olarak “Ceza miktarı itibariyle kazanılmış hak gözetilerek, sanığın 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca infazın hapisten çevrilen 3.000 TL ve doğrudan tayin edilen 2.000 TL adli para cezası üzerinden yapılmasına” paragrafının eklenmesi, TCK’nın 52/4 maddesinin uygulanmasına ilişkin kısımdan “10 aylık” ibaresinin çıkarılıp yerine “24 aylık” ibaresinin eklenmesi ve hüküm fıkrasından TCK 53. maddenin uygulanmasına ilişkin kısmın tamamen çıkarılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 31/01/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
