Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçiler tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Tapu Kanunu"nun 26. maddesi ve TMK"nun 1009. maddesi uyarınca sicile şerh verilen satış vaadi sözleşmesi 5 yıl süre ile üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilir.
Somut olayda borçlu .........."nun İzmir 18. Noterliğinde 04.03.2002 tarih ve 004711 yevmiye nolu taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile 299 ada 25 parselde 3 ve 10 nolu bağımsız bölümlerdeki miras hisselerinin tamamını 2000 YTL karşılığı ...."na sattığı, satış vaadinin tapuya 04.03.2002"de şerh verildiği, ..."nun İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi"nde 07.09.2007 tarihinde satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak 2007/362 E. üzerinden tapu iptal ve tescil davası açtığı, anılan mahkemece 11.12.2007 tarihinde borçlu ... ile .... adına olan payların iptali ile bağımsız bölümlerin 1/3"er pay olarak ..., A. B. (.....) ve .... adlarına tesciline karar verildiği, kararın 27.03.2008 tarihinde kesinleştiği, ancak tapuya tescil edilmeden söz konusu taşınmazlar üzerindeki borçluya ait paylara 15.03.2011 tarihinde haciz konulduğu anlaşılmaktadır.
Her ne kadar taşınmaz satış vaadi şerhi 5 yıl süre ile geçerli ve tapu iptal davası 5 yıllık süre geçtikten sonra açılmış ise de, sonuçta bu satış vaadi şerhine dayalı olarak verilmiş ve kesinleşmiş bir tapu iptal tescil kararı olduğundan, kararın kesinleşmesinden sonra konulan haciz sonuç doğurmayacağından şikayetin kabulü yerine 5 yıllık süreden sonra tapu iptal tescil davası açılması gerekçe yapılarak şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.   
SONUÇ  : Şikayetçilerin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 07/02/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.