Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2017/4473 Esas 2017/9910 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/4473
Karar No: 2017/9910
Karar Tarihi: 20.10.2017

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2017/4473 Esas 2017/9910 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalı ile iş sözleşmesi imzalayan davacı, davalının sözleşme gereği işe başlamaması sebebiyle maddi ve manevi tazminat talebiyle dava açmıştır. Mahkeme, uyuşmazlığın çözümünde iş mahkemesinin görevli olduğuna dair karar vermemiş ve görevsizlik kararı vermiştir. Ancak, mahkemece verilen görevsizlik kararı hukuka ve usule aykırıdır çünkü taraflar arasında iş sözleşmesi kurulduğu için çözüm için iş mahkemesinin görevli olduğu açıktır. Bu nedenle, karar bozulmuştur.
4857 sayılı İş Kanunun 8/1. maddesi \"İş sözleşmesi, bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir.\" hükmünü içermektedir. İş sözleşmesi için en önemli unsurlar ücret, emek ve bağımlılıktır. İşçi sayılan kişilerle işveren veya işveren vekilleri arasındaki tüm hak iddialarından kaynaklanan hukuki uyuşmazlıkların iş mahkemesinde görülebilmesi gerekmektedir. 5521 sayılı Kanuna göre, uyuşmazlığın çözümünde genel mahkemeler görevlidir.
13. Hukuk Dairesi         2017/4473 E.  ,  2017/9910 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine dair verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
    KARAR
    Davacı, davalı ile iş sözleşmesi imzalandığını, iş sözleşmesi imzalanmadan önce kendi şirketlerinde finansal kontrolör pozisyonu için çalışan arayışına girildiğini ve insan kaynakları danışmanlık hizmeti veren dava dışı bir şirketle anlaşıldığını ve ödeme yapıldığını, bu şirketçe ön eleme ile ilgili pozisyona uygun niteliklere sahip 74 aday ile görüşüldüğünü ve adayların iş görüşmelerine gidiş geliş masraflarının kendileri tarafından karşılandığını, görüşmeler sonucu ilgili pozisyon için davalının uygun görüldüğünü ve diğer adaylara red cevabı verildiğini, davalı ile sözleşme imzalanmasına rağmen belirlenen sürede işe başlamadığını ve yapılan bildirimlere rağmen dürüstlük kuralına aykırı davranarak başlamayacağını beyan ettiğini, sözleşme imzalanmadan önce emek, mesai ve masraf yapıldığını ve yeniden tekrar personel arayışına başlanacak olması nedeniyle masraf yapılacağını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 500,00 TL maddi tazminat ile 500,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 1.000,00 TL’nin işe başlanması taahhüt edilen tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
    Mahkemece, iş mahkemesi görevli olduğundan bahis ile, davanın görev yönünden usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı, imzalanan iş sözleşmesi gereğince davalı tarafından işe başlanmaması nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, taraflar arasında iş sözleşmesi kurulduğundan uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkemenin iş mahkemeleri olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. 4857 sayılı İş Kanunun 8/1. maddesinde "İş sözleşmesi, bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir’’. Dolayısıyla ücret, emek ve bağımlılık iş sözleşmesinin belirleyici unsurlarıdır. Somut olayda, taraflar arasında iş sözleşmesi imzalanmış ancak davalı işe başlamadığından dolayı emek ve bağımlılık unsurları gerçekleşmediği gibi davacı tarafından ücret ödeme borcuda doğmamıştır. Kaldı ki davacı, sözleşme fiilen ifa edilmediğinden dolayı sözleşme öncesi yapılan masraflar ile yeniden işçi alımı için masraf yapacağını ileri sürerek uğradığı zararın tazminini istemiştir. 5521 sayılı Kanun uyarınca, bir davanın İş Mahkemesinde görülebilmesi için, işçi sayılan kişilerle işveren veya işveren vekilleri arasında " iş akdinden" veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuki uyuşmazlığın bulunması gerekir. Bu itibarla uyuşmazlığın çözümünde genel mahkemeler görevlidir. Görev kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında resen gözönüne alınır. Hal böyle olunca, mahkemece, işin esasına girilerek sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-3 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.