19. Ceza Dairesi 2020/893 E. , 2020/7597 K.
"İçtihat Metni"
Firar suçundan sanık ... hakkında yapılan yargılama sonucunda, zamanaşımı koşullarının gerçekleştiğinden bahisle, kamu davasının düşürülmesine dair Ankara Batı 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/07/2018 tarihli ve 2017/1221 Esas, 2018/791 Karar sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 10/12/2019 tarihli ve 94660652-105-06- 13263-2018-Kyb sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekinde bulunan dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 18/12/2019 tarih ve 2019/128557 sayılı ihbarnamesi ile Dairemize gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
“Benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 21/02/2018 tarihli ve 2018/1895 esas, 2018/1101 karar sayılı ilâmında yer alan, “1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu"nun 66. maddesinde düzenlenen firar ve izin tecavüzü suçlarının, Anayasa Mahkemesinin 11/04/2012 tarihli, 2011/111 Esas ve 2012/56 sayılı, Askeri Yargıtay Daireler Kurulunun 01/04/2004 tarihli, 2004/66 Esas ve 2004/61 sayılı Kararları ile Askeri Yargıtay"ın yerleşik içtihatlarında da vurgulandığı gibi mütemadi (kesintisiz) suçlardan olup, suçun temadinin başladığı ve sona erdiği süreçte işlendiği, kıt"asından veya görevi icabı bulunmak zorunda olduğu yerden izinsiz olarak altı günden fazla uzaklaşmak suretiyle işlenen firar suçu ile kıt"asından veya görevini yapmakta olduğu yerden izin, istirahat veya hava değişimi alarak ayrılanlardan, dönmeye mecbur oldukları günden itibaren altı gün içerisinde özürsüz olarak gelmemek suretiyle işlenen izin tecavüzü suçunun yakalanma ya da birliğine katılma ile son bulduğu, dolayısıyla bu suçlarda temadinin sona erdiği bir başka anlatımla kesintinin gerçekleştiği yer mahkemesinin yetkili olduğu...” şeklindeki açıklamalar karşısında, söz konusu suçun temadi eden suçlardan olduğu, şüphelinin halen yakalanmadığı, sanığın yakalandığı anının suç tarihi olarak kabul edilmesinin gerekli olması karşısında; dava zamanaşımı süresi gerçekleşmediği halde, yazılı şekilde düşme kararı verilmesinde isabet görülmediği” gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla,
Gereği görüşülüp düşünüldü;
Dosya kapsamına göre, sanık ... hakkında 04/05/1987 tarihinde izinsiz olarak birliğini terk etmek suretiyle firar suçunu işlemeye başladığı, hakkında çıkarılan yakalama emrinin bugüne kadar infaz edilemediği ve eylemini halen sürdürdüğü, bu suretle firar suçunu işlediği iddiasıyla ASCK’nın 66/1-a maddesi uyarınca cezalandırılması ve TCK"nin 53"üncü maddesinin tatbikine karar verilmesi istemiyle kamu davası açıldığı, yapılan yargılama neticesinde Ankara Batı 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/07/2018 tarihli ve 2017/1221 Esas, 2018/791 Karar sayılı kararı ile; bu suçun ani suçlardan olduğu, atılı suçun işlenme tarihinin 04/05/1987 olarak kabul edildiği, suçun işlendiği tarihte 765 sayılı Yasanın yürürlükte olduğu, bu yasa döneminde zaman aşımı sürelerinin daha lehe olduğu, somut suça ilişkin zaman aşımı süresinin kesintilerle birlikte 7 yıl 6 ay olduğu, bu durumda suçun işlendiği tarihten hüküm tarihine kadar zaman aşımı süresinin dolduğu belirtilerek düşme kararı verildiği anlaşılmakta ise de;
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 66/6. maddesinde yer alan, "Zamanaşımı, tamamlanmış suçlarda suçun işlendiği günden, teşebbüs hâlinde kalan suçlarda son hareketin yapıldığı günden, kesintisiz suçlarda kesintinin gerçekleştiği ve zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günden, çocuklara karşı üstsoy veya bunlar üzerinde hüküm ve nüfuzu olan kimseler tarafından işlenen suçlarda çocuğun onsekiz yaşını bitirdiği günden itibaren işlemeye başlar" şeklindeki düzenleme uyarınca kesintisiz suçlarda zamanaşımının kesintinin gerçekleştiği tarihten itibaren işlemeye başlayacağı, sanığın üzerine atılı firar suçunun mütemadi bir suç olduğu, söz konusu suça ilişkin somut dosyada kesintinin meydana geldiğine dair bir bilgi veya belge bulunmadığından sanığın yakalanma tarihinin suç tarihi olarak kabul edilmesi gerektiği, sanığın askerlik çağının sona ermesi durumunun ise firar suçu açısından temadiyi kesen bir durum oluşturmadığı, bu itibarla dava zamanaşımının söz konusu olmadığı gözetilmeksizin kamu davasının zamanaşımına uğradığından bahisle düşürülmesine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, Ankara Batı 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/07/2018 tarihli ve 2017/1221 Esas, 2018/791 Karar sayılı kararının CMK"nin 309/4-c maddesi uyarınca aleyhte sonuç doğurmamak ve yeniden yargılama yapılmamak üzere BOZULMASINA, 19/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.