12. Ceza Dairesi 2020/738 E. , 2020/4453 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Alkol veya uyuşturucu maddenin etkisi altındayken araç kullanma suçundan sanık ..."ün, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 179/3. maddesi delaletiyle 179/2 ve 62. maddeleri uyarınca 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Antalya 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 19/07/2013 tarihli ve 2013/212 esas, 2013/737 sayılı kararının 05/09/2013 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içinde 05/02/2018 tarihinde işlediği kasıtlı suçtan mahkum olduğunun ihbar edilmesi üzerine, hakkındaki hükmün açıklanmasına, 5237 sayılı Kanun’un 179/3. maddesi delaletiyle 179/2 ve 62. maddeleri uyarınca 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Antalya 19. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/09/2019 tarihli ve 2018/801 esas, 2019/650 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/2. madde ve fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, öncelikle bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise mernis adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, 7201 sayılı Kanun"un 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi hâlinde, aynı Kanun"un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata 7201 sayılı Kanun"un 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği,
Benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 2019/486 esas, 2019/1821 karar sayılı ilâmında "...suça sürüklenen çocuk hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin ilk kararın usulüne uygun olarak kesinleşmediği ve denetim süresinin işlemeye başlamayacağı..." şeklinde belirtildiği,
Bu açıklamalar ışığında, somut olayda, sanığın yokluğunda verilen Antalya 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 19/07/2013 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın 05/09/2013 tarihinde kesinleştirildiği anlaşılmakta ise de, anılan kararın tebliği için, sanığın yakalama üzerine alınan savunmasında belirtmiş olduğu bilinen ve aynı zamanda mernis adresi olan "Pirireis Mah. 1116 Sk. No: 33 İç Kapı No:5 Yenişehir/Mersin" adresine, öncelikle 7201 sayılı Kanun"un 21/1. maddesine uyarınca tebligat yapılarak, yapılan tebligatın iade edilmesi halinde, bu sefer anılan Kanunun 21/2. maddesine gereğince tebliğ edilmesi yerine, doğrudan 7201 sayılı Kanun"un 21/2. maddesi gereğince yapılan tebliğ işleminin geçerli sayılamayacağı, bu itibarla sanığa tebliğ işleminin geçersiz olması karşısında; esasen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmediği ve denetim süresinin başlamadığı, dolayısıyla denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işlediği gerekçesiyle açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanamayacağı gözetilmeksizin, yazılı şekilde sanığın mahkûmiyetine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 25/02/2020 gün ve 94660652-105-07-21257-2019-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 28/02/2020 gün ve 2020/27508 sayılı ihbarnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1-Tebligat Kanunun 21. maddesinin 2. fıkrasında 11.01.2011 tarihinde 6099 sayılı Kanunun 5. maddesi ile yapılan değişiklik ile "Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır" açık hükmü karşısında mahkemece gerekçeli kararın sanığın savunmasında belirttiği aynı zamanda mernis adresi olan “.... Mah. 1116 Sk. No: 33 İç Kapı No:5 ....” adresine muhtarlığa teslim edilmek ve 2 nolu haber kağıdı kapısına yapıştırılmak suretiyle Tebligat Kanununun 21/2. maddesi uyarınca tebliğ edildiği, bu madde uyarınca adresin sistemde kayıtlı adres olması sebebiyle Tebligat Kanununun 21/1. maddedeki koşulların yerine getirilmesinin gerekmediği, haber kağıdının kapıya yapıştırılması ve muhtarlığa teslimi ile tebliğin yapılmış sayılacağı, dolayısıyla yapılan tebligatta bir usulsüzlük bulunmadığı anlaşılmakla hükmün açıklanmasında bir isabetsizlik görülmediği, ancak;
2-Sanığın trafik güvenliğini tehlikeye sokma olarak tespit edilen eyleminden dolayı TCK"nın 179/3-2, 62. maddeleri gereğince 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, CMK"nın 231. maddesinin 11. fıkrasında, denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suçun işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması halinde mahkemece hükmün açıklanacağı belirtilmiş olup, bu iki halin gerçekleştiğinin saptanması durumunda, mahkemece yapılacak işlem, önceden verilen ancak, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına konu olması nedeniyle hukuki varlık kazanmayan hükmün açıklanmasından ibarettir. Bu iki şarttan birine aykırılık nedeniyle hükmün açıklanması halinde mahkemece, uygulanmasında yasal zorunluluk bulunduğu halde, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi nedeniyle uygulanamayan yasal hükümler hariç olmak üzere önceki hükümde bir değişiklik yapılamayacağı, TCK"nın 50/3. maddesi uyarınca, daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiş bulunan onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş sanıkların kısa süreli, diğer sanıkların ise otuz gün ve daha az süreli hapis cezalarının aynı maddenin birinci fıkrasında yazılı yaptırımlara çevrilmesi zorunlu olup, suç tarihinde hapis cezasına ilişkin mahkumiyeti bulunmayan sanık hakkında açıklanması geri bırakılmış olan hükümde belirlenen 25 gün hapis cezasının, aynı maddenin birinci fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi gerektiğinin gözetilmemesi isabetsiz olduğu anlaşılmakla, öncelikle dosyanın Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne gönderilerek, bu hususta Kanun Yararına Bozma yoluna gidilip gidilmeyeceği hususunda görüş bildirilmesinin istenmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 09/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.