
Esas No: 1989/3368
Karar No: 1992/264
Karar Tarihi: 13.02.1992
Danıştay 7. Daire 1989/3368 Esas 1992/264 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Karar, bir vergi davasında, Tebligat Kanunu ve Medeni Kanun hükümlerine göre, mahkum sayılabilmenin hükmün kesinleşmesi gerektirdiğini, tebligatın yapıldığı tarihte hüküm kesinleşmeyen yükümlüye vasi tayini yapılamayacağını açıklamaktadır.
743 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 357. maddesi bir sene veya daha ziyade hürriyeti salip bir eza ile mahkum olan her reşit için bir vasi nasb olunacağını belirtirken, Tebligat Kanunu'nun 19. maddesi mevkuf ve mahkumlara ait tebliğlerin yapılmasını, bunların bulunduğu müessese müdürü veya memurun temin edeceğini, Tebligat Nizamnamesi'nin 25. maddesi mevkuf ve mahkumlara ait tebliğlerin yapılmasını, bunların bulunduğu müessese müdürü, müdür yoksa orayı idare eden memurun temin edeceğini belirtmektedir. Mahkuma tebligat yapılamazsa tebliğ mazbatasına; müdür veya memur tarafından sebebi gösterilmek suretiyle şerh verileceği, tebligatın kanuni mümessili bulunanların mümessillerine yapılacağı, kanuni mümessili olmayıp da bulunması gerekenlere usulü dairesinde kanuni mümessil tayini cihetine gidileceği, kanunlara göre, kanuni mümessili bulunanların bizzat kendilerine tebligat yapılması icap ettiği hükme bağlanmıştır.
Daire : YEDİNCİ DAİRE
Karar Yılı : 1992
Karar No : 264
Esas Yılı : 1989
Esas No : 3368
Karar Tarihi : 13/02/992
MEDENİ KANUN HÜKÜMLERİNE GÖRE, "MAHKUM" SAYILABİLMEK İÇİN HÜKMÜN KESİNLEŞMESİ GEREKTİĞİ, TEBLİGATIN YAPILDIĞI TARİHTE HÜKMÜ KESİNLEŞMEYEN YÜKÜMLÜYE TEBLİGAT TARİHİ İTİBARİYLE VASİ TAYİNİ SÖZ KONUSU EDİLEMEYECEĞİ DOLAYISIYLA TEBLİGATIN KENDİSİNE YAPILMASI GEREKTİĞİ HK.
Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğü görevi sırasında izale-i şuyu davalarına ilişkin satış kararlarında satış memurluğu görevini de üstlenen yükümlünün satışlar sırasında tahsil edilen 1987 Ağustos dönemi katma değer vergisini yatırmaması ve beyannamelerini süresinden sonra vermesi adına salınan kusur cezalı katma değer vergisine karşı açılan davayı 7201 sayılı Tebligat Kanununun 19.maddesinde mevkuf ve mahkumlara ait tebliğlerin yapılmasını; bunların bulunduğu müessese müdürü veya memurun temin edeceğinin, Tebligat Nizamnamesinin 25.maddesinde de mevkuf ve mahkumlara ait tebliğlerin yapılmasını, bunların bulunduğu müessese müdürü, müdür yoksa orayı idare eden memurun temin edeceği, bir sene veya daha ziyade hürriyeti bağlayıcı ceza ile mahkum olanlara ait tebligatın 16.madde mucibince yapılacağı, mahkuma tebligat yapılamazsa tebliğ mazbatasına; müdür veya memur tarafından sebebi gösterilmek suretiyle şerh verileceğinin yine Nizamnamenin 16.maddesinde tebligatın kanuni mümessili bulunanların mümessillerine yapılacağı, kanuni mümessili olmayıp da bulunması gerekenlere usulü dairesinde kanuni mümessil tayini cihetine gidileceği, kanunlara göre, kanuni mümessili bulunanların bizzat kendilerine tebligat yapılması icap ederse mümessile tebligat yapılamayacağının hükme bağlandığı, adına tanzim ve tebliğ edilen ihbarnemelerin beş sene ağır hapis cezası ile hükümlü bulunan davacıya cezaevinde tebliğ edildiğinin anlaşıldığı, anılan Tebligat Kanunu hükümleri ve medeni kanununun 357.maddesinin; bir sene veya daha fazla hürriyeti bağlayıcı ceza ile hükümlü bulunan kişiye sulh mahkemesince bir vasi tayini suretiyle tebligatın vasiye yapılması gerektiği hükmü uyarınca, hükümlünün kendisine yapılan tebligatta isabet bulunmadığı gerekçesiyle kabul eden Vergi Mahkemesi kararının; bozulması istenilmektedir.
743 sayılı Türk Medeni Kanununun 357. maddesinde; "bir sene veya daha ziyade hürriyeti salip bir eza ile mahkum olan her reşit için bir vasi nasb olunacağı, hükmü icraya memur dairenin, mahkumun cezasını görmeye başladığını; sulh mahkemesine hemen ihbar ile mükellef" olduğu hükme bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, yükümlünün Sulh Ceza Mahkemesi kararıyla tutuklandığı ve AĞır Ceza Mahkemesi kararıyla 5 sene ağır hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği, bu kararın kanun yollarına başvurulmamış olması nedeniyle 16.12.1988 tarihinde kesinleştiği, ihbarnamelerin ise yükümlüye cezaevinde, Tebligat Kanununun 19.madde hükmü uyarınca usulüne uygun olarak ve mahkumiyete ilişkin kararın kesinleşmesinden önce 12.12.1988 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
Medeni Kanunun anılan 357.madde hükmünde belirtildiği anlamda yükümlünün "mahkum" sayılabilmesi için ilanın kesinleşmesi gerekmekte olup, tebligatın yapıldığı 12.12.1988 tarihinde ise hükmün kesinleşmediği açıktır. Bu durumda tebligat tarihi itibariyle vasi tayini söz konusu edilemeyeceğinden yazılı gerekçeyle verilen kararda isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüne, ... Vergi Mahkemesinin ... gün ve ... sayılı kararının yükümlünün diğer iddiaları incelendikten sonra yeniden bir karar verilmek üzere bozulmasına karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
