13. Hukuk Dairesi 2015/20057 E. , 2017/9557 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı bankadan kredi kullandığını, memur olduğunu, hakkında dava dışı başka alacaklılar tarafından başlatılan iki farklı icra dosyasından maaşına haciz konulması nedeniyle çalıştığı kurum tarafından nafaka ve ¼ icra kesintisi yapıldıktan sonra kalan kısmın davalı bankada bulunan maaş hesabına yatırıldığını, ....03.2011 tarihinden itibaren maaşından kendisine herhangi bir ödeme yapılmadığını, banka tarafından da hakkında icra takibi başlatıldığını ancak sıraya girmektense doğrudan maaş hesabına bloke koyulduğunu, yapılan işlemin yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek maaş hesabına konulan blokenin kaldırılması ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL haksız kesintinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, ıslahla talebini 24.298,73 TL’ye yükselmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, dava dışı başka alacaklılar tarafından başlatılan icra takipleri nedeniyle maaşına haciz konulması sonucu çalıştığı kurum tarafından nafaka ve ¼ icra kesintisi yapıldıktan sonra geri kalan kısmın davalı bankada bulunan maaş hesabına yatırılması sonucunda davalı banka tarafından çekmiş olduğu kredi taksitlerinin ödenmemesi üzerine maaş haczinde sıraya geçilmeden doğrudan kesinti yapılması nedeniyle maaş hesabına konulan blokenin kaldırılması ve yapılan kesintilerin iadesi istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı banka ise, davacının çekmiş olduğu kredi nedeniyle kesinti yapılabileceğine ilişkin kredi sözleşmesi imzalanırken muvafakat verdiğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece taraflar arasında imzalanan konut kredisi sözleşmesinin 9.maddesinde bulunan takas, mahsup ve hapis hakkına ilişkin düzenlemenin 4077 sayılı kanunun 6.maddesi gereğince haksız şart olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasında imzalanan 17.01.2005 tarihli konut kredi sözleşmesi ile davacının davalı bankadan kullandığı kredinin teminatı olarak 9. maddesi ile banka nezdinde bulunan tüm alacakları, mevduat ve bloke hesapları üzerinde hapis, mahsup ve takas etme yetkisini davalı bankaya verdiği açıktır. Banka bu yetkiyi davacının borcunu sözleşme şartlarına uygun olarak ödemediği takdirde kullanacaktır. Davacının bankadan aldığı kredi borcunu sözleşme şartlarına uygun olarak ödemesi gerekir. Ödememesi halinde kredi borcunun teminatı olarak bankaya sözleşmenin 9. maddesi gereğince yetki vermesinin haksız şart olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Zira davacı sözleşmenin her sayfasını ayrı ayrı imzalamış olup, serbest iradesi ile sözleşme şartlarına uygun olarak kredi borcu taksitlerinin bankadan aldığı maaştan ödenmesi için otomatik ödeme talimatı verdiğine göre artık sözleşmenin söz konusu hükmünün müzakere edilerek kararlaştırılmadığı söylenemez. Aksinin kabulü halinde; kredi isteyen kişinin mali durumu ve maaş gelirine göre borcunun ödenebileceği güvencesiyle kredi veren bankanın alacağının imkansızlaşması, kötü niyetli bir kredi borçlusunun borcunu hiç ödememesi gibi bir sonuç doğacaktır. Kaldı ki, davacının, taksitlerin ödenmesine ihtirazı kayıt koymaksızın kesintiye muvafakat edip, 33 ay boyunca kesinti yapıldıktan sonra ödenen kredi bedellerinin iadesini doğuracak şekilde bir hakkın kullanılması iyiniyet kurallarıyla bağdaşmaz (TMK m.2). Toplanan deliller itibarıyle verilen karar hatalıdır. Bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken davalı bankadan kredi alabilmek için davacının serbest iradesi ile kabul edip onayladığı söz konusu sözleşme hükmünün haksız şart olarak nitelendirilip, yanlış değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle verilen kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren ... gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.