MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet

Katılan vekilinin temyiz isteminin sadece vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasıyla sınırlı olduğu kabul edilerek, sanık müdafiinin temyiz itirazlarıyla birlikte yapılan incelemede;
Bozma kararına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Sanığın, temyiz dışı sanık ... ile fikir ve eylem birliği içerisinde hareket edip, 2 adet sahte gümrük beyannamesi düzenlemek suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında, gümrük müşaviri olan sanık ...’in savunmasında, suça konu belgelerdeki imzaların kendisine ait olmadığını beyan etmesi; Yargıtay 21. Ceza Dairesi’nin 14.03.2016 tarihli bozma kararından önce alınan bilirkişi raporunda, “Sanık ...’in sahte beyanname düzenlenmesi fiiline katılmadığı, yüklenen suçun sanık ... tarafından gerçekleştirildiği” yönünde görüş belirtilmesi; dosya kapsamına göre, sanık ...’ın gümrük müşavir yardımcısı olduğu ve gümrük beyannamesi düzenlemeye yetkisinin bulunmadığının anlaşılması karşısında; suç vasfının kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti için; suça konu belgelerdeki imzaların sanık ...’ya aidiyeti yönünden usulünce bilirkişi incelemesi yaptırılması, temyize gelen sanığın, temyiz dışı sanık ile fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ettiğine ilişkin delillerin kararda gösterilip, sanıklarda iştirak iradesinin bulunup bulunmadığının tartışılması, toplanan deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabule göre de;
Kendisini vekille temsil ettiren katılan şirket lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 02.05.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.