14. Hukuk Dairesi 2015/15922 E. , 2018/4215 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalı aleyhine 13.04.2012 gününde verilen dilekçe ile müdahalenin önlenmesi ve kal, karşı dava temliken tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen 02.06.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı- karşı davacı vekili ve asli müdahiller tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi ve yıkım, karşı dava ise temliken tescil istemlerine ilişkindir.
Davacı, maliki olduğu 398 parsel sayılı taşınmazın doğu tarafındaki tahminen 8-10 dönümlük kısma davalı tarafından kayısı ağacı dikilmek suretiyle müdahale edildiğini ileri sürerek, vaki el atmanın önlenmesi ve kayısı ağaçlarının sökülmesi suretiyle kal"ini istemiştir.
Davalı cevap ve karşı dava dilekçesinde, kayısı ağacı bulunan kısmın kendilerine ait 400 parsel sayılı taşınmaz içerisinde bulunduğunu, kayısı ağaçlarının yaklaşık 20 yıl önce dedesi tarafından iyiniyetli olarak dikildiğini belirterek, davanın reddini; kayısı ağaçlarının bulunduğu kısmın davacının taşınmazı sınırları içerisinde kaldığının anlaşılması halinde taşınmazın değerinin ağaçların değerinden daha az olduğundan davacı adına olan ... kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir.
..., ..., ... ve ... ile ... vekili, davaya konu ağaçların bulunduğu taşınmazın ve ağaçların kendilerine ve diğer ortaklara ait olduğunu, kayısı ağaçlarının bulunduğu kısmın davacının taşınmazı sınırları içerisinde kaldığının anlaşılması halinde taşınmazın değerinin ağaçların değerinden daha az olduğundan davacı adına olan ... kaydının iptali ile adlarına tescilini istemişlerdir.
Mahkemece, davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm, davalı- karşı davacı vekili ve müdahiller tarafından temyiz etmiştir.
Bilindiği üzere; Türk Medeni Kanunun 683. maddesi hükmünce bir şeye malik olan kimse hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şeyden (eşyadan) dilediği gibi kullanma ve tasarrufta bulunma yetkisine de sahiptir. Yasanın 684. maddesine göre de, malik olan kimse o şeyin bütünleyici parçalarına da malik sayılır. Bütünleyici parçadan maksat yerel adetlere göre asıl şeyin temel unsuru olan ve o şey yok edilmedikçe, zarara uğratılmadıkça veya yapısı değiştirilmedikçe ondan ayrılmasına olanak bulunmayan parçadır. Yasanın 688. maddesinin öngördüğü kurala göre de, paylı mülkiyette birden çok kimse maddi olarak bölünmüş olmayan o şeyin tamamına belli paylarda malik olur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun (13.6.1984 tarih ve 1982/358 Esas, 1984/710 Karar sayılı, yine 26.10.2005 tarih 2005/14-587 Esas, 2005/609 Karar sayılı, 2010/4-4 Esas, 2010/56 Karar sayılı ilamlarında) açıklandığı üzere el atmanın önlenmesinin yanı sıra yıkım isteminin de söz konusu olduğu hallerde tüm müşterek maliklerin davada yer almaları gereklidir.
Somut olaya gelince; el atmanın önlenmesi ve yıkım talepli asıl dava bakımından, davalının paydaşı olduğu 400 parsel sayılı taşınmazın diğer paydaşlarından ..., ..., ... ve ... ile ..., kayısı ağaçlarının kayıt maliki dedeleri tarafından dikildiğinden kendilerinin de hakları olduğunu belirterek karşı dava bakımından müdahil olmuşlardır. Yıkım, dava dışı paydaşların hakkını da etkileyeceğinden, dava dışı paydaşların davaya katılımları sağlanmadan aleyhlerine sonuç doğuracak şekilde yıkım kararı verilemez. Esasen kurulan hükmün dava dışı paydaşlar bakımından infaz olanağından da söz edilemez.
O halde mahkemece, 400 parsel sayılı taşınmazın güncel ... kaydının ilgili ... müdürlüğünden getirtilerek davalı dışındaki paydaşlarının, ölü olmaları halinde ise yasal mirasçılarının davada yer almaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 29.05.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.