Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/17396
Karar No: 2016/3046
Karar Tarihi: 17.02.2016

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2015/17396 Esas 2016/3046 Karar Sayılı İlamı

Özet:


İşçi, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti ve hafta tatili ücreti alacaklarının ödetilmesini istemiştir. Yerel mahkeme davanın kabulüne karar vermiştir. Temyiz edilen kararda ise fazla çalışma, genel tatil ve hafta tatili ücretlerine ilişkin taleplerin reddedilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, mahkeme tarafından ıslaha karşı süresinde ileri sürülen zamanaşımı defi değerlendirilmeden karar verilmesi hatalı bulunmuştur. Kararda, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 41. maddesi gereği fazla çalışma süresinin toplamının bir yılda 220 saatten fazla olamayacağı, günlük çalışma süresinin 11 saati aşamayacağı ve ara dinlenme sürelerinin de dikkate alınması gerektiği ifade edilmiştir. Ayrıca, fazla çalışma yönünden diğer bir yasal sınırlama olarak da yapılacak fazla çalışmanın karşılığı olan fazla mesai ücretinin ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
9. Hukuk Dairesi         2015/17396 E.  ,  2016/3046 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

    DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti ve hafta tatili ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    A) Davacı Talebinin Özeti:
    Davacı vekili, davacının 01/08/2009-31/12/2010 tarihleri arasında, dava dış..... Şirketine ait...."da bulunan şantiyede, davalı şirketin işçisi olarak çalıştığını, davacının kaynakçı ustası olduğunu, ücretinin 2.500 ABD doları olduğunu, iş sözleşmesinin işveren tarafından gerekçe gösterilmeksizin haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile izin ücreti, ücret, fazla çalışma ücreti, genel tatil ücreti ve hafta tatili ücreti alacaklarını talep etmiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, davacının davalı şirketin işçisi olmadığını, davacının..."da bulunan...."nin işçisi olduğunu, bu şirket ile davalı şirket arasında organik ve yapısal bir bağ bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:
    Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız olarak feshedildiği, davacının fazla çalışma yapmasına, hafta tatili ve genel tatil günlerinde çalışmasına rağmen bu çalışmaların karşılığının ödenmediği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    D) Temyiz:
    Kararı davalı temyiz etmiştir.
    E) Gerekçe:
    1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2- Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının fazla çalışma, genel tatil ve hafta tatili ücretlerine hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
    Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
    Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
    İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
    İş sözleşmelerinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğu yönünde kurallara sınırlı olarak değer verilmelidir. Dairemiz, 270 saatle sınırlı olarak söz konusu hükümlerin geçerli olduğunu kabul etmektedir.
    Günlük çalışma süresinin onbir saati aşamayacağı Kanunda emredici şekilde düzenlendiğine göre, bu süreyi aşan çalışmaların denkleştirmeye tabi tutulamayacağı, zamlı ücret ödemesi veya serbest zaman kullanımının söz konusu olacağı kabul edilmelidir.
    Fazla çalışma yönünden diğer bir yasal sınırlama da, İş Kanununun 41 inci maddesindeki, fazla çalışma süresinin toplamının bir yılda ikiyüzyetmiş saatten fazla olamayacağı şeklindeki hükümdür. Ancak bu sınırlamaya rağmen işçinin daha fazla çalıştırılması halinde, bu çalışmalarının karşılığı olan fazla mesai ücretinin de ödenmesi gerektiği açıktır. Yasadaki sınırlama esasen işçiyi korumaya yöneliktir (Yargıtay 9.HD. 18.11.2008 gün 2007/32717 E, 2008/31210 K.).
    Fazla çalışmanın belirlenmesinde, 4857 sayılı Yasanın 68 inci maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin de dikkate alınması gerekir.
    Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca son yıllarda taktiri indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır (Yargıtay 9.HD. 11.2.2010 gün 2008/17722 E, 2010/3192 K; Yargıtay, 9.HD. 18.7.2008 gün 2007/25857 E, 2008/20636 K.). Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir. Yapılacak indirim, işçinin çalışma şekline ve işin düzenlenmesine ve hesaplanan fazla çalışma miktarına göre taktir edilmelidir. Hakkın özünü ortadan kaldıracak oranda bir indirime gidilmemelidir(Yargıtay 9.HD. 21.03.2012 gün, 2009/48913 E, 2012/9400 K .).
    Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, fazla çalışma, genel tatil ve hafta tatili ücretlerinin, davacı tanıkları Mehmet Gökhan ve ..."nın beyanlarına göre tespit edildiği anlaşılmaktadır.
    Her iki davacı tanığınında, davalı işverene karşı açtıkları işçilik alacaklarının tahsiline yönelik davaları olup, tarafsızlıkları konusunda şüphe bulunan bu tanıkların beyanlarına göre söz konusu alacakların tespit edilmesi isabetli değildir.
    Dosyada, yukarıda belirtilen iki tanığın beyanları dışında, davacının fazla çalışma yaptığına, genel tatil ve hafta tatili günlerinde çalıştığına dair hiçbir delil yoktur.
    Dosyadaki delil durumuna göre, davacı fazla çalışma yaptığını, genel tatil ve hafta tatili günlerinde çalıştığını ispat edememiştir.
    Ayrıca, davacı işçi ile aynı şartlarda çalışan diğer işçilerin davalı aleyhine açtıkları işçilik alacaklarının tahsiline dair bir kısım davalarda, mahkemelerce fazla çalışma, genel tatil ve hafta tatili ücretlerine ilişkin talepler reddedilmiş ve bu kararlar Dairemizce onanmıştır.
    Tüm bu nedenlerle, fazla çalışma ücreti, genel tatil ücreti ve hafta tatili ücreti taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
    3- Mahkemece, ıslaha karşı süresinde ileri sürülen zamanaşımı defi değerlendirilmeden karar verilmesi de hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    F) Sonuç:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi