2. Ceza Dairesi 2019/11649 E. , 2019/14417 K.
"İçtihat Metni"Nitelikli hırsızlık suçundan sanık ..."in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/2-h maddesi uyarınca 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Gelibolu 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/11/2015 tarihli ve 2015/78 esas, 2015/97 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 25/06/2019 gün ve 8384-2018 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05/07/2019 gün ve 2019/69790 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya kapsamına göre,
1-Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 10/12/2014 tarihli ve 2013/35603 esas, 2014/29760 karar sayılı ilamında yer alan "...Sanıkların suç tarihinde birlikte müştekinin kasiyer olarak çalıştığı ... Otelin lokanta kısmına saat 19:45 sıralarında geldikleri, tatlı reyonundan 6 TL"lik tatlı aldıkları, 6 TL"yi ödemek için sanık ..."in 100 TL"yi müştekinin bulunduğu bankoya bıraktığı, müştekinin 100 TL"yi eline alıp para üstünü vermek için hazırlık yaptığı sırada, diğer sanık ..."ın "bende bozuk 6 TL var" diyerek bozuk para aramaya başladığı, bunun üzerine müştekinin 100 TL"yi tekrar bankonun üzerine bıraktığı, sanık ..."ın üzerinde para arar gibi hareketler yaparak müştekinin dikkatini dağıttığı, bu arada sanık ..."in hissettirmeden banko üzerindeki parayı aldığı, sanık ..."ın müştekiyi bir süre daha oyalayarak "bende bozuk para çıkmayacak" diyerek 1 TL"yi uzatıp "100 TL"den parayı al" dediği, şikayetçinin de 100 TL"yi aldığını düşünerek para üstü olara k 95 TL"yi sanık ..."e verdiği vesanıkların parayla birlikte tatlıyı da alarak oradan uzaklaştıklarının kabul edilmesi karşısında; sonuçta sanıkların bir kısım hileli hareketlerle mağduru yanıltıp aldıkları tatlının parasını ödemeden ve 95 TL parayı alarak uzaklaşmaları biçimindeki eylemleri bir bütün olarak dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde hırsızlık suçundan hüküm kurulması...Bozmayı gerektirmiş..." şeklindeki açıklamalar karşısında, somut olayda her ne kadar sanık hakkında nitelikli hırsızlık suçundan mahkumiyetine karar verilmiş ise de; sanığın marketten 7,20 Türk lirası tutarında yaptığı alışveriş sonrası kasiyere 200,00 Türk lirası uzattığı, kasiyerin para üstü vermek istemesi üzerine, sanığın verdiği 200,00 Türk lirasını iki tane 100,00 Türk lirası olarak bozulmasını istediği, bu arada müşteki olan kasiyerin de 200,00 Türk lirasını sanıktan almadan 2 tane 100,00 Türk lirasını müştekiye verdiği, sanığın da müştekiden aldığı 100,00 Türk lirası ile 3,00 Türk lirası bozuk parayı geri vermesini müteakip, müştekinin 95,00 Türk lirası para üstü verdiği ve müştekinin anılan yanlışlığı fark etmesini takiben 200,00 Türk lirasını istediği, ancak sanığın parayı tam olarak verdiğini iddia ettiği, sanığın eylemi ile hileli davranışlar sonucu katılanı hataya düşürerek yarar sağladığı, bu nedenle eyleminin 5237 sayılı Kanun’un 157. maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında hata yapılarak yazılı şekilde hırsızlık suçundan hüküm kurulmasında,
2- Sanık hakkında adli sicil kaydında yer alan Turgutlu 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/09/2013 tarihli ve 2012/35 esas, 2013/647 sayılı kararına konu dolandırıcılık suçundan aldığı mahkumiyet hükmü tekerrüre esas alınmak suretiyle 5237 sayılı Kanun"un 58. maddesi uygulanmış ise de; 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun"un 253. maddesi ile uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş olup, sanığın eylemine uyan 5237 sayılı Kanun"un 157/1. maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçunun uzlaştırma kapsamına alındığı ve tekerrüre esas alınan ilam ile ilgili uyarlama yargılaması yapılması sonucunda 15/06/2017 tarihli ek karar ile uzlaşma sebebiyle düşme kararı verildiği, verilen bu düşme kararının 26/06/2017 tarihinde kesinleştiği anlaşılmakla, anılan ilamın tekerrüre esas olamayacağı, ancak sanığın adli sicil kaydında yer alan İzmir 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 13/06/2014 tarihli ve 2013/524 esas, 2014/697 sayılı kararının tekerrüre esas olduğu gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde,isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1- 1 no"lu kanun yararına bozma istemi nedeniyle yapılan incelemede;
Sanığın, mahkemece tanık olarak beyanı alınan ... isimli şahsın kasiyer olarak çalıştığı marketten 7,20 TL tutarında yaptığı alışveriş sonrası kasiyere 200,00 TL para uzattığı, kasiyerin para üstü vermek istemesi üzerine sanığın kasiyerden henüz vermediği 200,00 TL’yi sanki vermiş gibi iki adet 100,00 TL olarak bozmasını istediği, kasiyerin de 200,00 TL’yi sanıktan almadan 2 adet 100,00 TL’yi sanığa verdiği, sanığın kasiyerden aldığı 100,00 TL’lik banknotlardan bir adedi ile üzerine 3,00 TL bozuk parayı da ekleyip kasiyere geri vermesinden sonra kasiyerin 95,00 TL para üstü verdiği, hemen akabinde kasiyerin 200,00 TL’yi hiç almadığını fark edip sanıktan 200,00 TL’yi istediği, ancak sanığın parayı tam olarak verdiğini söyleyerek marketten çıktığı, kasiyerin sanığın peşinden gittiği ancak sanığı göremediği olayda; her ne kadar sanık yapmış olduğu hileli hareketler ile kasiyerin iradesini sakatlayıp kasiyerin tasarrufu altındaki suça konu paranın kendisine teslim edilmesini sağlamış ise de; henüz eylem tamamlanmamış iken kasiyerin durumu sonradan fark etmesi ve hakimiyet alanından çıkmadan suça konu 200,00 TL’yi sanıktan istemesine karşın sanığın suça konu parayla olay yerinden uzaklaşması sebebiyle sanığın başkasına ait taşınır bir malı zilyedinin rızası olmaksızın kendisine ve başkasına yarar sağlamak amacıyla bulunduğu yerden almak şeklinde gerçekleştiğinin kabulü gereken eylemini hırsızlık suçu olarak nitelendiren mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmediğinden (GELİBOLU) 2. Asliye Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen 25.11.2015 tarihli ve 2015/78 E. - 2015/97 K. sayılı karara yönelik 1 no’lu kanun yararına bozma isteminin REDDİNE,
2- 2 no"lu kanun yararına bozma istemi nedeniyle yapılan incelemede;
Sanık hakkında adli sicil kaydında yer alan Turgutlu 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/09/2013 tarihli ve 2012/35 Esas – 2013/647 Karar sayılı kararına konu dolandırıcılık suçundan aldığı mahkumiyet hükmü tekerrüre esas alınarak, 5237 sayılı TCK"nın 58. maddesi uygulanmış ise de; 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Yasa"nın 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi ile uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş olup, sanığın eylemine uyan TCK"nın 157/1. maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçunun uzlaştırma kapsamına alındığı ve UYAP’tan yapılan incelemede tekerrüre esas alınan ilam ile ilgili uyarlama yargılaması yapılması sonucunda 15/06/2017 tarihli ek karar ile uzlaşma sebebiyle düşme kararı verildiği ve verilen bu düşme kararının 26/06/2017 tarihinde kesinleştiği anlaşılmakla, anılan ilamın tekerrüre esas olamayacağının, ancak sanığın adli sicil kaydındaki İzmir 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 13/06/2014 tarihli ve 2013/524 Esas – 2014/697 Karar sayılı ilamın tekerrüre esas olduğunun gözetilmesinde zorunluluk bulunması nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden (GELİBOLU) 2. Asliye Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen 25.11.2015 tarihli ve 2015/78 E. - 2015/97 K. sayılı kararın, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (d) bendinin verdiği yetkiyle; hüküm fıkrasının tekerrür ile ilgili bölümünden “Turgutlu 2. ASLCM 2012/35-2013/647 E-K” ibaresi çıkartılarak yerine “İzmir 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 13/06/2014 tarihli ve 2013/524 Esas – 2014/697 Karar” ibaresinin eklenmesine, hükmün diğer bölümlerinin aynen korunmasına, 30/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.