Abaküs Yazılım
2. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/4951
Karar No: 2018/119
Karar Tarihi: 23.01.2018

Hırsızlık - Memura yalan beyanda bulunmak - Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2017/4951 Esas 2018/119 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Silivri 1. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından hükümlü olan kişiler hakkında, Yargıtay 6. Ceza Dairesi'nin iade kararı ile tebliğ işlemlerinde hatalar olduğu tespit edilmiştir. Yapılan incelemede hükümlülerin temyiz istemlerinin süresinde olduğu kabul edilmiştir. Yine yapılan incelemelerde, hükümlülerin suçları hırsızlık ve memura yalan beyanda bulunmak olarak belirlenmiştir. Ancak, TCK ve CMK maddeleri kapsamında eksik kovuşturma yapılarak hüküm kurulduğu belirtilmiştir. Bu nedenle, mahkeme hükümlülerin itirazlarını kabul ederek hükmü bozmuştur.
Kullanılan Kanun Maddeleri:
- T.C. Anayasası'nın 40/2.
- 5271 sayılı CMK'nın 34/2 ve 232/6.
- CMUK'nın 310.
- 5237 sayılı TCK'nın 7/2, 142/1-b, 143, 206.
- 765 sayılı TCK'nın 492, 493, 343.
- 5252 sayılı Kanun'un 9/1, 9/3.
- 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 35.
2. Ceza Dairesi         2017/4951 E.  ,  2018/119 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Hırsızlık, Memura yalan beyanda bulunmak
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
    Hükümlüler hakkında Silivri 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2002/340 esas sayılı dosyası üzerinden 04/07/2005-08/07/2005 tarihlerinde verilen ek kararların o yer Cumhuriyet savcısının temyiz üzerine, Yargıtay 6. Ceza Dairesi’nin 15.02.2011 tarihli, 2006/1245 – 2011/1166 sayılı kararı ile ‘’T.C. Anayasası’nın 40/2., 5271 sayılı CMK’nın 34/2 ve 232/6. maddelerine uygun olarak yasa yolu, başvuru süresi ve başvuru merciinin gösterilmemesi karşısında öncelikle anılan ek kararların hükümlülere tebliğ edilmesi gerektiğinden‘’ iade kararı verdiği, bunun üzerine; hükümlü ...’e en son verdiği adresden farklı bir adrese ek kararın 11.10.2011 tarihinde tebliğ edildiği, ancak hükümlünün UYAP’da MERNİS adresi olmayıp yurtdışı adresinin bulunduğu, ancak bu adrese tebligat yapılmadığı hükümlünün 20.10.2011 tarihinde yurtdışından temyiz dilekçesi yolladığı, hükümlü ...’e 15.07.2011 tarihinde ek kararın bizzat kendisine tebliğ edildiği, hükümlünün vasisinin öğrenme üzerine 03.06.2011 tarihinde temyiz dilekçesi verdiği, hükümlü ...’e ek kararın 11.07.2011 tarihinde cezaevinde tebliğ edildiği, bunun üzerine 18.07.2011 tarihinde hükümlünün temyiz dilekçesi verdiği, hükümlü ... yönünden en son verdiği adrese ek kararın gönderildiği ve bu adresden iade gelmesi üzerine aynı adrese 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebligat yapıldığı, ancak hükümlünün o tarihte MERNİS adresi olduğundan Dairemiz’in 18.04.2017 tarih, 2016/13384-2017/4417 sayılı kararı ile MERNİS adresine tebligat yapılması gerektiğinden bahisle iade kararı verildiği, bunun üzerine hükümlüye cezaevinde 04.07.2017 tarihinde ek kararın tebliğ edildiği ve hükümlünün 18.07.2011 tarihinde temyiz dilekçesi verdiğinin anlaşılması karşısında; hükümlülerin temyiz istemlerinin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
    I-O yer Cumhuriyet savcısının temyiz talebinin incelenmesinde;
    O yer Cumhuriyet savcısının hükümlüler ..., ..., ... hakkında verilen 04/07/2005 tarihli ek kararı, CMUK’nın 310. maddesinde öngörülen bir aylık temyiz süresi geçtikten sonra, 13/10/2005 günü temyiz etmekle, temyiz isteminin istem gibi REDDİNE,
    II-Hükümlü ... Vasisi ile hükümlüler ..., ..., ..."ın 04/07/2005 ile 08/07/2005 tarihli ek kararlara yönelik temyiz itirazlarına gelince;
    1-5252 sayılı Kanun"un 9/1. maddesi, 01.06.2005 tarihinden önce kesinleşmiş hükümlerle ilgili olarak 5237 sayılı TCK’nın lehe olan hükümlerinin derhal uygulanabileceği hallerde duruşma yapılmaksızın da karar verilebileceğini öngörmüşse de; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 27.12.2005 gün ve 162/173 sayılı kararında açıklandığı gibi lehe olan yasanın belirlenmesi herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmasını, takdir hakkının kullanılmasını gerektiriyorsa veya sonraki yasa ile cezanın kişiselleştirilmesine ilişkin hükümlerin uygulanması olanağı doğmuşsa yargılamasının duruşmalı yapılması zorunludur. Evrak üzerinde inceleme yapılabilmesi ise ancak belirtilen bu haller dışında söz konusu olabilecektir. Hükümlüler hakkında lehe olan yasanın saptanabilmesi için takdir hakkının kullanılması gerekeceğinden duruşma açılıp uyarlama yargılaması yapılarak karar verilmesi gerekirken evrak üzerinde yazılı şekilde hüküm kurulması,
    2-5237 sayılı TCK’nın 7/2. ve 5252 sayılı Kanun’un 9/3. maddesi uyarınca sanık yararına olan hükmün önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümlerinin olaya uygulanarak ortaya çıkacak sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle bulunacağı gözetilip, anılan Kanun’un 141 ve 142, 206. maddelerinde tanımlanan hırsızlık ve resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçu ile 765 sayılı TCK"nın 492 ve 493, 343. maddelerinde yer alan suçların öğelerinin farklı olduğu nazara alınıp; somut olayda, müştekiye ait aracın gece vakti kapısı zorlanarak açılıp düz kontak yapılarak çalınması ve hükümlüler yakalandığında ... polise kimliği hakkında yalan beyanda bulunması şeklinde gerçekleştirilen eylemin, mahkemenin kabulünde olduğu gibi 5237 sayılı TCK"nın 142/1-b, 143, 206. maddelerinde düzenlenen hırsızlık ve resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu oluşturduğu; 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK’nın ilgili maddeleri uyarınca ayrı ayrı uygulamalar yapılıp, cezalar belirlenerek, sonuç cezaların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle lehe yasanın belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik kovuşturma ile denetime olanak vermeyecek şekilde hüküm kurulması;
    Bozmayı gerektirmiş, hükümlüler ile hükümlü ... vasisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, uyarlama yargılamasında kazanılmış hakkın söz konusu olmayacağının gözetilmesine, 23/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi