9. Hukuk Dairesi 2014/30709 E. , 2016/2622 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatil ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A)Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili davacı işçinin emekliliğe hak kazanması üzerine iş akdini feshettiğini, yıllık izinleri kullandırılmadığı gibi karşılığı olan ücretlerin de ödenmediğini, fazla çalışmasına, hafta tatilleri ile ulusal bayram genel tatillerde çalışmasına rağmen karşılığı olan ücretlerin ödenmediğini iddia ederek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram genel tatil alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalının dosya kapsamında savunması bulunmamaktadır.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davacının davasından feragat ettiği kabul edilerek davanın konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı vekili yasal süresi içerisinde temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Davanın kabulü, davalının, davacının davasında talep ettiği talep sonucunu kabul etmesidir (HUMK.m.92). Davayı kabul eden davalı, taraf mahkûm olmuş gibi yargılama giderlerini ödemeye mecburdur (HUMK.m.94); ancak, karar ve ilâm harcının miktarı çeşitli ihtimallere göre belirlenir.
Davalının davayı kabulü, duruşmanın ilk celsesinde gerçekleşmiş ise, davayı kaybetmesi halinde ödeyeceği karar ve ilâm harcının üçte birini ödemeye mahkûm edilir (HK.m.22). Buna göre, konusu belli bir değerle ölçüle bilen ve nisbî karar ve ilâm harcına tâbi davalarda, davayı ilk celsede kabul eden davalı, karar ve ilâm harcının üçte birini, yani binde 18’ini ödemeye mahkûm edilir. Maktu harca tâbi olan davalarda ise, ilk oturumda davayı kabul eden davalı, maktu karar ve ilâm harcının üçte birini ödemeye mahkûm edilir. Buna karşılık, Harçlar Kanunu’nun 22’nci maddesi hükmünde herhangi bir açıklık olmamakla birlikte, Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu’nun 94’üncü maddesinin ikinci fıkra hükmünde, davalıya yargılama giderlerinden istisna oluşturacak bir düzenleme mevcuttur. Buna göre, davalı, davayı ilk oturumda kabul etmiş, davanın açılmasına da sebep olmamış ise yargılama giderleri ile sorumlu tutulamayacaktır. Bir başka deyişle, davayı ilk celsede kabul eden davalı, hâl ve durumu ile davanın açılmasına da sebep olmamışsa yargılama giderleri (dolayısıyla karar ve ilâm harcı) yükletilemeyecek; aksi halde, Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu’nun 94’üncü maddesinin ikinci fıkrası hükmünden yararlanamayacaktır. Bu durumda davalı, davayı kaybetmiş gibi karar ve ilâm harcının tamamından sorumlu olacaktır.
Davanın kabulünün ilk celseden sonra vuku bulması halinde ise, davalı, davayı kaybetmesi halinde ödeyeceği karar ve ilâm harcının üçte ikisini ödemeye mahkûm edilir (HK.m.22). Nisbî karar ve ilâm harcına tabi olan davalarda davayı ilk celseden sonra kabul eden davalı karar ve ilâm harcının üçte ikisini ödemeye mahkûm edilir. Maktu karar ve ilâm harcına tabi olan davalarda, ilk celseden sonra davayı kabul eden davalı, maktu karar ve ilâm harcının üçte ikisini ödemeye mahkûm edilir.
Davanın kısmen kabulü halinde ise, davalı, kabul etmediği miktara ilişkin karar ve ilâm harcı (yargılama giderlerine) mahkûm edilecektir (HUMK.m.94/III).
Maktu karar ve ilâm harcına tabi olan davalarda, davanın kabulüne bağlanan sonuçlar karar ve ilâm harcı bakımından nelerdir?
Davacının davasından feragat etmesi halinde, mahkeme, feragat nedeniyle davanın reddine karar verir; davadan feragat, eden taraf mahkûm olmuş gibi yargılama giderlerini, bu arada karar ve ilâm harcını, ödemeye mahkûm edilir.
Davadan feragat ilk duruşmada yapılmışsa karar ve ilâm harcının üçte biri; ilk duruşmadan sonra yapılmışsa, karar ve ilâm harcının üçte ikisi alınır (HK.m.22).
Davanın reddi halinde karar altına alman bir miktardan söz edilemeyeceğinden ve davanın reddi halinde maktu karar ve ilâm harcı alındığından (ilk duruşmadan sonra vuku bulan) davadan feragat nedeniyle davanın reddi kararı ile davacı, maktu karar ve ilâm harcının üçte ikisini ödemeye mahkûm edilecektir.
Davada feragat eden davacının mahkûm edileceği üçte iki maktu karar ve ilâm harcı, davacının dava açarken peşin olarak ödemiş olduğu dörtte bir peşin harçtan az ise, peşinen ödenen harç ile maktu karar ve ilâm harcı arasındaki fazlalık isteği üzerine davacıya geri verilir (HK.m.27, 28 ve 31).
Kısmen feragat halinde, davacı, davanın feragat etmediği diğer kısmını kazansa bile, mahkeme, davacıyı feragat ettiği kısma ilişkin karar ve ilâm harcına (ve yargılama giderlerine) mahkûm eder (HUMK.m.94/111).
Mahkeme, sulh halinde karar ve ilâm harcının kimin tarafından ve ne miktarda ödeyeceğine karar verirken, sulhun ilk celsede mi yoksa daha sonra mı yapıldığını dikkate alarak karar vermesi ve böylece Harçlar Kanunu’nun 22’nci maddesi hükmünün gereğini yerine getirmiş olması gerekir. Buna göre, davada sulh, yargılamanın ilk celsesinde vuku bulursa, karar ve ilâm harcının üçte biri, daha sonra olursa üçte ikisi alınır (HK.m.22). Buna göre, davanın sulh ile sonuçlanması halinde, mahkemenin sulh olmadan davayı karara bağlaması halinde ödenecek olan karar ve ilâm harcının üçte ikisi alınır.
Taraflar sulh olurken aynı zamanda yargılama harç ve giderleri hakkında da bir anlaşma yapabilirler. Böyle bir anlaşma yapılmışsa, mahkeme buna göre tarafların
Davanın kabulünün ilk celseden sonra vuku bulması halinde ise, davalı, davayı kaybetmesi halinde ödeyeceği karar ve ilâm harcının üçte ikisini ödemeye mahkum edilir.
Davanın kısmen kabulü halinde ise, davalı, kabul etmediği miktara ilişkin karar ve ilâm harcına mahkûm edilecektir.
Davadan feragat, eden taraf mahkûm olmuş gibi yargılama giderlerini, bu arada karar ve İlâm harcını, ödemeye mahkûm edilir.
Davadan feragat ilk duruşmada yapılmışsa karar ve ilâm harcının üçte biri; ilk duruşmadan sonra yapılmışsa, karar ve ilâm harcının üçte ikisi alınır.
Davanın sulh ile sonuçlanması halinde, mahkemenin sulh olmadan davayı karara bağlaması halinde ödenecek olan karar ve ilâm harcının üçte ikisi alınır.
Davayı sonlandıran işlemlerde sonlandırma iradesinin ortaya konulduğu zamana göre harç yükümlülüğünün esasları belirlenir.
Nisbî harca tabi olan davalarda, ayrılan davalar için, ayrı nisbî karar ve ilâm harcı alınmaz. Maktu karar ve ilâm harcına tabi davalarda ise, dava dosyalarının ayrılmasına karar verilmiş ise, ayrılan davalar için yeniden maktu karar ve ilâm harcı yatırılması gerekir.
Mahkeme tarafların ödeyecekleri yargılama giderlerini kararında belirtir. Ancak taraflar, sulh anlaşmasındaki yargılama giderleri ve vekâlet ücreti istemekten karşılıklı olarak feragat edebilmelerine rağmen, karar ve ilâm harcının kimin tarafından veya taraflarca hangi oranda ödeneceğini sulh anlaşmasında açıkça belirtmek zorundadır. Aksi halde mahkeme, karar ve ilâm harcını, sulh anlaşmasındaki kısmî kabul ve kısmî feragat edilen miktar oranında taraflar arasında paylaştırır; kısmî kabul ve kısmî feragat oranında taraflardan her birini karar ve ilâm harcını ödemeye mahkûm eder.
Yapılan anlaşmada (yargılama giderleri ve) karar ve ilâm harcının paylaştırılması konusunda bir anlaşma yoksa mahkeme (yargılama giderleri ve) karar ve ilâm harcı üzerinde de anlaşmaları için taraflara bir imkân verir; (yargılama giderleri ve) karar ve ilâm harcının paylaştırılması konusunda bir anlaşmaya varılamazsa, mahkeme, (yargılama giderleri ve) karar ve ilâm harcını sulh anlaşmasındaki kabul ve feragat edilen miktarlar oranında taraflar arasında paylaştırır. Başka bir deyişle, feragat edilen miktarlar oranında taraflar arasında paylaştırır; kabul ve feragat oranında, taraflardan her birini karar ve ilâm harcı ödemeye mahkûm eder.
Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece gerekçeli karar da “davadan feragate“ göre karar verildiği belirtilmiş ise de dosya kapsamında bulunan sulh anlaşmasına göre tarafların sulh oldukları anlaşılmaktadır.
Mahkemece davanın taraflar arasındaki sulh anlaşmasına göre sonuçlandırılması gerekirken davacının davasından feragat ettiğinden bahisle sonuca gidilmesi hatalı olduğu gibi, kısa kararda harçtan davacının sorumluluğunun bulunmadığı belirtildiği halde gerekçeli kararda davacı aleyhine harca hükmedilmesi de açık çelişkidir.
Ayrıca hükmün esasını teşkil eden duruşmada tefhim edilen hüküm özetinde harca ilişkin kısımların boş bırakılması da hatalıdır.
Yerel mahkemece taraflar arasındaki sulh sözleşmesi ve Harçlar Kanunu dikkate alınarak sonuca gidilmesi için kararın bozulması gerekmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 15.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.