17. Hukuk Dairesi 2015/17170 E. , 2018/1203 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı alacaklı vekili, borçlu davalı ... Tarım Hay. İth. İhr. Paz. Ltd. Şti hakkında takip başlatıldığını, borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığı, alacaklılardan mal kaçırma amacı ile dava konusu ... plakalı aracı borçlu şirket ortağının yakın arkadaşı diğer davalı ..."e devrettiğini belirterek, bu tasarrufların iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, aracın satış bedeli olan 22.000,00 TL"nin banka havalesi ile ödendiğini, aracın kaza geçirmiş olması ve şirket aracı olması nedeni ile değer kaybettiğini belirterek davanın reddini istemiştir.Davalı ... Tarım Hay. İth. İhr. Paz. Ltd. Şti vekili, müvekkilinin dava konusu aracı yasal koşullara uygun olarak raiç bedelden aldığını haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, dinlenen tanık beyanlarına göre, davalı şirket ortakları ile üçüncü kişi Mehmet"in aynı sektörde çalıştıkları ve birbirlerini tanıdıklarının sabit olduğu, davalı ... dava konusu aracı yargılama sırasında elinden çıkardığından İİK"nun 283/2. maddesine göre 50.000,00 TL Tazminatın 18.04.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ..."ten tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve borçlu adresinde yapılan 02.04.2013 tarihli haciz İİK"nun 105. madde kapsamında aciz belgesi nitiliğinde bulunmasına, borç kaynağı çeklerin 23.04.2012, 30.07.2012 tarihinde dava konusu aracın 31.08.2012 tarihindeki satışından önce ispatlanmış bulunmasına göre davalılar vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir. Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları, üç grup altında ve İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak, bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar, sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır. (İİK.md.281). Bu yasal nedenle de, davacı tarafından İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerden birine dayanılmış olsa dahi, mahkeme bununla bağlı olmayıp, diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebilir (Y.H.G.K.25.11.1987 Tarih, 1987/15-380 Esas ve 1987/872 Karar sayılı ilamı). Genelde denilebilir ki, borçlunun iptal edilebilecek tasarrufları, alacaklılarından mal kaçırılmasına yönelik olarak yapılan ivazsız veya aciz halinde yapılan tasarruflar ile alacaklılarına zarar verme kastıyla yapılan tasarruflardır.
Somut olayda, dava konusu aracın satış bedeli ile gerçek değeri arasında önemli oransızlık bulunmamakla birlikte, tanık beyanları ile borçlu şirket ile davalı üçüncü kişinin ziraat sektöründe faaliyette bulundukları ve önceden tanışıklıkları olduğunun sabit olduğu bu hali ile İİK"nun 280.madde gereğince davalı ..."in borçlu şirketin mali durumu ve alacaklılarını ızrar kastını bilebilecek şahıslardan olmasından dolayı davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Dosya içeriğinden aracın yargılama sırasında 18.04.2013 tarihinde dava dışı şahsa satıldığı ve davanın İİK"nun 283.madde gereğince bedele dönüştürüldüğü anlaşıldığından, aracın 18.04.2013 tarihindeki değerinin belirlenerek davalı ..."ten tahsiline karar verilmelidir. Mahkemece, alınarak değer tesbiti yapılmış ise de alınan rapor denetime elverişli nitelikte ve yeterli açıklayıcı bilgiye sahip değildir. Zira dava konusu aracın satıştan önce 31.08.2012 tarihinde kaza geçirdiği ve bu kazaya ilişkin sigorta ekspertiz raporları geldiği, dava dışı sigorta şirketi tarafından borçlu şirkete 10.540,79 TL ödeme yaptığı, sigortalar birliği tarafından 2011 model ... marka aracın 2013 yılında değerinin 41.325,00 TL olarak bildirildiği, bu değerin hasarsız araca ilişkin olduğu dosya içeriği ile sabittir.Oysa aracın değer tesbitine ilişkin olarak alınan 06.03.2015 tarihli rapor ve 15.05.2015 tarihli Ek raporda bu kaza nedeni ile aracın değerinin tesbitine ilişkin somut açıklayıcı bir bilgi yer almamaktadır. Sigorta birliği tarafından bildirilen hasarsız değer, bilirkişinin aracın hasarı dikkate alınarak belirlediği değerle aynı olması bu hususun yeterince incelenmediği göstermektedir.Yapılacak iş, mahkemece bir başka bilirkişi tesbit edilerek, dava konusu aracın 31.08.2012 tarihinde geçirdiği kaza tutunak ve ekspertiz raporları dikkate alınarak, satış tarihi olan 18.04.2013 deki değerinin tesbiti için somut bilgi ve verilere dayalı denetime elverişli bir rapor alınarak, oluşacak sonuca göre karar vermekten ibarettir.
2-Kabule göre ise, mahkemenin dava konusu aracın 18.04.2013 tarihindeki değeri bilirkişi tarafından 41.000,00 TL olarak belirlenmesine rağmen 03.10.2012 tarihindeki satış sırasındaki kasko değeri olan 50.000,00 TL tazminata hükmedilmesi de isabetsizdir.
3-Davanın İİK"nun 283.maddesi gereğince bedele dönüşmesi halinde üçüncü kişinin elinden çıkardığı tarihteki bedel ile sorumlu olması gerekirken bedel üzerinden faiz yürütülmesi de hatalı olmuştur.
4-Bozma nedenine göre esasa ilişkin olmayan davacı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1-2 ve 3 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalılar vekillerinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 4 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalılara geri verilmesine 22.01.2018 gününde oybirliğiyle karar verilmiştir.