Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/12253
Karar No: 2018/1199
Karar Tarihi: 21.02.2018

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/12253 Esas 2018/1199 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/12253 E.  ,  2018/1199 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı alacaklı vekili, borçlu davalı ... hakkında takip başlatıldığını, borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığı, alacaklılardan mal kaçırma amacı ile dava konusu taşınmazın 08.07.2011 tarihinde borçlu tarafından davalı ..."a, onun da davalı ..."e o da davalı ..."a devrettiğini belirterek, bu tasarrufların iptaline karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar ..., ... ve ... vekiller, taşınmazın raiç bedelinin ödenerek iyiniyetli olarak satın alındığını haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.Davalı borçlu ..., duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır.Mahkemece, borç kaynağı çek tarihinin 16.07.2011 olduğu tasarrufun ise bu tarihten önce 08.07.2011 tarihinde gerçekleştiği, davacının borcun kaynağı olarak gösterdiğini sözleşmenin tarafı olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
    1-İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir. Bu tür davaların dinlenme koşullarından biri de iptali istenen tasarrufun takip konusu borcun doğumundan sonra yapılmış olmasıdır. Somut olayda takip konusu alacak 16.07.2011 tarihli çeke dayalıdır. Tasarruf ise bu tarihten önce 08.07.2011 tarihinde gerçekleşmiştir. Her ne kadar çekte vade olmaz ise de ticari hayatta çeklerin de bono gibi vadeli (ileri tarihli) kullanıldığı bilinen bir gerçektir. Davacı çekin dayanağı olarak 16.05.2011 tarihli araç satış sözleşmesini sunmuş ve bu sözleşme gereğince çekin verildiğini ileri sürmüştür. Mahkeme ise davacının sunulan sözleşmenin tarafı olmadığından itibar edilmediğini belirtmiştir. Oysa davacı ... dava dayanağı ... 2.İcra Müdürlüğünün 2011/9583 sayılı dosyasındaki alacağı 12.12.2011 tarihinde dava dışı ..."dan temlik alan kişidir. Davacı ... alacağı temlik almakla temlik aldığı..."ın haklarına da halef olmuştur. Yani alacak ... yönünden hangi tarihte doğmuş ise alacağı temlik alan ... yönünden de aynı tarihte doğduğunun kabulü gerekir. Alacağın doğumuna ilişkin olarak sunulan 16.05.2011 tarihli adi araç satış sözleşmesine göre davanın konusu olmayan ... plakalı araç dava dışı ... tarafından yine dava dışı ..."ya satışının kararlaştırıldığı, ... araç bedeli olarak 16.06.2017 ve 16.07.2011 tarihli çekleri verdiği, sözleşmeyi tanık olarak ... ve ..."ın tanık olarak imzaladığı, ancak aracın devri noterde ... tarafından ..."e yapıldığı anlaşılmaktadır. Takip dayanağı çek ise bu sözleşme ile verilen 16.07.2011 tarihli olan borçlu ... tarafından ..."a onun da ilk alacaklı ..."a keşide edilen çektir. Nitekim davalı üçüncü kişi ..."in dosya içeriğinde mevcut 02.10.2013
    tarihli Cumhuriyet savcılığında verdiği ifadesinde ... plakalı aracı ..."dan olan alacağına karşılık, devir aldığını belirterek sözleşmenin tevil yolu ile ikrar etmiştir. Bu durumda, alacağın tasarruf tarihinden önce doğduğunun kabulü ile işin esasına girilerek, İİK"nun 278-279 ve 280.madde koşullarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    2-Kabule göre ise, dava koşulu yokluğundan red edildiğine göre Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2,maddesi gereğince maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken hatalı olarak nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi de isabetsizdir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 21/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi