Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/11880
Karar No: 2018/1195
Karar Tarihi: 21.02.2018

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/11880 Esas 2018/1195 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/11880 E.  ,  2018/1195 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki muvazaalı işlemin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü
    K A R A R -
    Davacı vekili, müvekkilinin davalılardan ... aleyhine boşanma ve katkı payı alacağı davası açıldığı, bu aşamada dava konusu taşınmazın muvazaalı olarak önceden bahçıvanları olan diğer davalı ..."a devredildiğinden, bu muvazaalı satışın iptali ile ... adına tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalı ... vekili, müvekkilinin iyiniyetli olduğunu, davacının davalıdan bir alacağı olduğunu bilmesinin mümkün olmadığını, fiili olarak kullandığını satışın 2003 yılında gerçekleştiğini zamanaşımı süresinin geçtiğini belirterek haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Davalı ... vekili, boşanma davasının 30.05.2003 tarihinde açıldığını, taşınmazın ise bundan önce 03.01.2003 tarihinde satıldığından davanın reddi gerektiğini belirtmiştir.Mahkemece, TMK"nu yürürlüğe girmeden önceki dönemde eşler arasında mal ayrılığı rejimi geçerli olduğunu, mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde bir eşin diğer eşten talepte bulunabilmesi için o malın alımında yaptığı katkıyı ispat etmesi gerektiği, dava konusu taşınmazlar mal ayrılığı döneminde alındığı, davalılardan ... adına kayıtlı iken boşanma davası açılmadan önce davalı ..."a satıldığı, tarafların evlilik birliği içerisinde edinilen mal nedeni ile yaptığı katkının mülkiyet hakkı olarak istenilmesi mümkün olmayıp, bu hak ancak katkı payı alacağı olarak talep edilebileceği katkı payı alacağı da genel hükümlere göre istenebilen alacaklardan olup, 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde talep edilebileceği, boşanmadan önceki haklara dayalı olarak açılacak davaların da boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 1 yıllık süre içerisinde açılması gerektiği halde davanın boşanmadan önceki hakka dayalı olarak açıldığından, mülkiyet hakkı istenemeyeceği gibi yasada öngörülen 1 yıllık süreyi geçirdiği, ikinci talep olarak istenilen tapu kaydının iptali ile taşınmazın davalı ... adına tescili talebi de TMK"nun 241. maddesinde gereğince 5 yıllık zamanaşımı süresinin geçirildiğinden bahisle davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava BK"nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkindir.
    1.HMK"nin 33.maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur.Somut olayda, dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla BK"nun 19 dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkindir. Öte yandan davacı tarafından davacı tarafından aynı davalılar aleyhine aynı taşınmazla ilgili olarak tasarrufun iptali istemi ile ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/952 Esas sayılı dosyasından dava açılmış dava son olarak 2009/197 Esas 18.01.2013 tarihli Ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğinden bu davanın görülmesine bir engel teşkil etmemiştir. Bu nedenlerle mahkemenin davayı BK"nun 19. maddesindeki muvazaalı işlemin iptali olarak nitelemesi gerekirken, yazılı şekilde nitelemesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden, davacı ile davalı ... arasında ... 1. Aile Mahkemesi"nin 2003/1523 Esas 2004/1952 sayılı dosyası ile boşanmaya karar verildiği ve kesinleştiği bu dosyadan mali haklara hükmedildiği ancak, ... 1. Aile Mahkemesi"nin 2012/737 Esas sayılı dosyasından davacı lehine katkı payı alacağı davası açıldığı, yargılama sonuçlanmadığı anlaşılmaktadır. Davacının bu davanın sonucunda bir alacağının doğması mümkündür. Muhtemelen hükmedilecek alacaklar için davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmaktadır.
    BK"nun 19.maddesine göre dava açılabilmesi için davacının İİK"nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasından farklı olarak davacının kesinleşmiş bir alacağının varlığı ön koşul değildir.Ancak davacının bir alacağının olması da bir dava şartıdır.Bu durumda mahkemece katkı payı alacağı davasının sonucunun bekletici mesele yapılarak, davacının bir alacağının varlığının saptanması halinde, davanın esasına girilerek satışın muvazaalı olup olmadığının araştırılması ve varlığının saptanması halinde ise İİK"nun 283 /1 maddesinin kıyasen uygulanarak alacağın tahsiline imkan verilecek şekilde hüküm tesis edilmesi aksi durumda yani davacının bir alacağın olmadığının anlaşılması halinde ise dava ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.SONUÇ:Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 21/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi