Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklının 28.03.2005 tarihinde Malatya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden aldığı ihtiyati haciz ile 29.03.2005 tarihinde ihtiyati haciz uygulattığı görülmüştür. Ayrıca 28.03.2005 tarihinde de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe başlamıştır. Takip talebi üzerine borçluya gönderilen örnek 10 ödeme emrine karşı borçlu itiraz ederek ödeme emrinin iptaline ilişkin karar aldığından takip kesinleşmemiştir ve ihtiyati haciz kesin hacze dönüşmemiştir. Ancak takip şekli itibariyle borçlunun borca ve imzaya itiraz icra takibini durduramayacağından 10 gün içinde borcu ödenmez ise haciz aşamasına geçilir. Böylece ihtiyati haciz kesin hacze dönüşür ise de somut olayımızda 28.03.2005 tarihinde alınan ihtiyati haciz kararı aynı tarihte borçlu menkulleri üzerine uygulanmış, ancak borçlu itirazı üzerine icra mahkemesince ödeme emri iptal edilmiş ve buna rağmen alacaklı takibe devam iradesinden vazgeçmediğinden bu durumda ihtiyati haciz kesin hacze dönüşmemiş ise de ihtiyati haciz olarak hukuki varlığını koruyacağından mahkemece öncelikle istihkak davası ve şikayet dosyaları tefrik edilerek işin esası ayrı ayrı incelenip 3226 sayılı yasanın 19/2 maddesi tartışılarak oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken ödeme emrinin iptal edildiğinden bahisle bu aşamada her iki isteğin de reddine karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ  : Şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 25/12/2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.