Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı  tarafından bonoya dayalı olarak borçlu hakkında genel haciz yolu ile icra takibine geçildiği, 49 örnek ödeme emrinin adı geçene 23.05.2003 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin ise İİK.nun 62.maddesi uyarınca 7 günlük yasal sürede 26.05.2003 tarihinde icra dairesine itirazını bildirilmesi üzerine aynı kanunun 66.maddesi hükmüne uygun olarak itiraz nedeniyle takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Borçlu vekilinin İcra Mahkemesine başvurusu, sair şikayetlerinin yanında İİK. nun 71.maddesine dayalı olarak takibin zamanaşımına uğradığı iddiasına yönelik olup, Mahkemece takip tarihinden sonra bir yıllık sürede dosyada işlem yapılmadığı ve zamanaşımının dolduğu gerekçesi ile takibin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır.
İİK.nun 71. maddesinin ikinci fıkrasında, “Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığım ileri sürecek olursa, 33 a maddesi hükmü kıyasen uygulanır” hükmü yer almaktadır. Görüldüğü üzere, borçlunun İİK. nun 71 maddesine dayanan isteminin incelenebilmesi, öncelikle takibin kesinleşmiş olması koşuluna bağlıdır. Somut olayda ise genel haciz yolu ile yapılan icra takibine borçlunun yasal sürede itirazda bulunmuş olması nedeniyle takip durmuş olup, ortada kesinleşmiş bir takip yoktur. Bu durumda kesinleşmiş bir takip bulunmadığına göre, İİK. nun 71/2.maddesinin uygulanmasına da yasal imkan yoktur. O halde Mahkemece borçlunun zamanaşımı itirazının reddi ile sair şikayetlerinin incelenip oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir.
Kabule göre de; TTK. nun 690. maddesi göndermesiyle bonolar hakkında uygulanması gereken  TTK. nun 661/1.maddesi gereğince poliçeyi kabul eden muhataba (bonoyu düzenleyen keşideciye) karşı başlatılacak takiplerde zamanaşımı süresi vadeden itibaren 3 yıldır. Somut olayda müşteki borçlu bononun keşidecisi olup, zamanaşımı süresi de üç yıl olmakla, Mahkemece bir yıl olarak kabulü ve İİK.nun 71/2.maddesi göndermesi ile aynı kanunun  33/a-1 maddesi gereğince zamanaşımı itirazının kabulü halinde icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptaline karar verilmesi doğru değildir. 
SONUÇ :Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 25/12/2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.