21. Hukuk Dairesi 2016/20125 E. , 2017/5585 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan ... vekilince duruşmalı, davalı ... vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1- Mahkemenin 17.04.2015 tarihli kararının Davalı ... vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edildiği, ancak harç tahsil edilmemiş olduğu, Dairemizin 24.05.2016 tarih ve 2015/21737 Esas, 2016/8697 Karar sayılı ilamıyla harcın ikmali yönünden dosya mahalline geri çevrilmiş ise de; davalının temyiz tarihinden sonra 28.02.2016 tarihinde vefat ettiği anlaşılmıştır. Bu halde davalı vekilinin vekalet görevinin sona ermesi nedeniyle, harcın ikmalinin davalı vekilinden istenemeyeceği ve 29.06.2016 tarihinde Davalı vekiline tebliğ edilen muhtıranın sonuç doğurmayacak olması nedeniyle Mahkemece harcın süresi içerisinde yatırılmadığından bahisle davalı ...’in temyiz isteminden vazgeçmiş sayılmasına dair verilen 22.11.2016 tarihli ek kararın usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmakla BOZULARAK KALDIRILMASI ve davalı ... vekilinin asıl karara karşı temyiz itirazlarının incelenmesi gerekmiştir.
2- Dava, iş kazası nedeniyle sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir
Mahkemece, davanın kabulü ile 68.851 TL maddi ve 20.000 TL manevi tazminatın iş kazası tarihi olan 12.05.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre, davacının, davalı ... Cami Derneği tarafından yaptırılan Cami inşaatında davalı ... işçisi olarak çalışırken, dava harici... Ltd. Şti’nin beton dökümü esnasında kalıbın çökmesi üzerine yüksekten düşerek %36,2 oranında malul kalacak şekilde iş kazası geçirdiği, olayın ... tarafınan iş kazası kabul edildiği anlaşılmıştır.
Medeni haklardan istifade ( hak ) ehliyeti bulunan her tüzel kişi taraf ehliyetine de sahiptir. Tüzel kişiliğin son bulması ile artık eski tüzel kişinin taraf ehliyeti de son bulur. Taraf ehliyeti kamu düzeni ile ilgili olup hakimin bu hususu resen göz önünde bulundurması zorunludur.
Davalı derneğin, ... Valiliği İl Dernekler Müdürülüğü"nün yazısından 25.08.2014 tarihi itibariyle fesih edilip kütük kaydının silindiği, dolayısıyla tüzel kişiliğini yitirdiği anlaşılmaktadır. Böyle olunca, Mahkemece davacıya derneğin ihyasını sağlamak amacıyla dava açması için uygun süre verilmesi, dernek temsilcisinin davaya dahil edilip sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken tüzel kişiliği kalmayan dernek hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
3- Birden çok kimsenin birlikte neden oldukları zarardan sorumluluklarını düzenleyen TBK"nun 61. maddesi uyarınca (BK’nun 50 ve 51. Maddesi) ve aynı Yasanın 163. (BK’nun 142.) maddesi hükmüne dayanarak davacı, zararının tümünü müteselsil sorumlulardan biri aleyhine açacağı bir dava ile isteyebileceği gibi, sorumluların hepsi aleyhine açacağı bir dava ile de talep edebilir. Ancak, aynı Yasanın 163. (TBK 141) maddesi gereğince teselsül, ister yasadan, ister sözleşmeden doğmuş olsun, bu kuraldan yararlanma hakkı sadece zarara uğrayanın, daha geniş bir deyim ile alacaklınındır.
Öte yandan, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 165.maddesi (818 sayılı BK"nun 144. maddesi) hükmüne göre, Kanun veya sözleşme ile aksi belirlenmedikçe, borçlulardan biri kendi davranışıyla diğer borçluların durumunu ağırlaştıramaz. 166. maddesi(818 sayılı BK"nun 145. maddesi) hükmüne göre, sorumlulardan birinin zararı ödemesi halinde, diğerleri bu oranda borçtan kurtulurlar. Ancak, müteselsil borçluların borçtan tamamen veya kısmen kurtulabilmeleri, alacaklının bilfiil tatmin edilmiş olması halinde söz konusudur. Yine, 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 147. madde hükmüne göre, rücu hakkından yararlanan müteselsil borçlulardan her biri ödediği miktar oranında alacaklının haklarına halef olacağına ve alacaklının diğerleri zararına, müteselsil borçlulardan birinin durumunu iyileştirdiği takdirde bu fiilin neticelerini şahsen tahammül edeceğine dair hükmüne havidir. Diğer bir deyişle müteselsil sorumlulardan birine yönelik feragati ile diğer müteselsil borçluların durumlarını ağırlaştıran alacaklı bunun sonuçlarına katlanır.
6100 sayılı HMK’nun 166/4.maddesinde “Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı var sayılır.” düzenlemesi yer almaktadır.
Somut olayda, dosya içerisindeki bilgilere göre davaya konu iş kazası nedeniyle davacı tarafın, beton döküm işini üstlendiğini iddia ettiği ... Ltd. Şti’ne karşı ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/258 Esas sayılı dosyasında dava açtığı UYAP DYS kayıtlarına göre, Mahkemenin 20.01.2015 tarih ve 2015/60 sayılı kararıyla o yer Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verdiği ve kararın 01.03.2015 tairihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Bu halde, aynı olayla ilgili müşterek müteselsil sorumlu olduğu anlaşılan ... Ltd. Şti hakkında açılan dava ile iş bu yargılamaya konu dava arasında bağlantı bulunması nedeniyle dava dosyalarının birleştirilerek görülmesi gerekirken davaların ayrı ayrı görülmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve temyiz itirazlarının sair yönleri incelenmeksizin hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle, davalıların temyiz itirazlarının sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine 03.07.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.