Hukuk Genel Kurulu 2014/267 E. , 2015/1673 K.- ECZACILAR TARAFINDAN KURUMA FATURA EDİLEN REÇETENİN SAHTE OLMASI
- REÇETE BEDELİ VE FAİZİNE İLİŞKİN BORÇLU OLUNMADIĞININ TESPİTİ İSTEMİ
- SÖZLEŞMEYE AYKIRILIK
"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki “kurum kararının iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Adana 5. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 23.05.2012 gün ve 2011/155 E., 2012/330 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 23.01.2013 gün ve 2012/19706 E., 2013/1151 K. sayılı ilamıyla;
(...Davacı, davalı ile aralarında kurum mensuplarına ilaç verme sözleşmesi bulunduğunu, davalı kurum tarafından "Glivec" adlı ilacı içeren sahte raporlar hakkında inceleme ve araştırma yapıldığını, kuruma teslim edilen Ekim 2010 dönemi reçetelerinden 11.10.2010 tarih ve JOJEYH protokol numaralı 1 adet reçete ekinde yer alan 30.09.2010 tarih ve 575 nolu ilaç kullanım raporunun sahte olduğunun tespit edildiğini, kendisine gelen reçete ve raporların şeklen usulüne uygun olup olmadığını incelemekle yükümlü olduğunu ancak, sahtelik araştırması yapamayacağı gibi kurum sisteminin onay vermesi halinde ilaçları karşılamakla yükümlü olduğunu, davalı kurumun ilaç bedelinin yersiz ödeme olduğu gerekçesi ile iadesi yönünden karar aldığını, işlemin haksız olduğunu ileri sürerek borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, yapılan işlemin sözleşmeye uygun olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı tarafından verilen ilaca ilişkin sağlık raporu ve reçetenin sahte olduğu Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2011/80 esas, 2011/231 karar sayılı dava dosyasında yapılan yargılama soncunda anlaşılmıştır. Davalı idarenin eczane protokolünün 6.3.19 ve 4.3.6 maddeleri uyarınca yapmış olduğu 2012/19706 2013/1151 işlem sözleşmeye uygundur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir...)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, davacılar tarafından davalı Kuruma fatura edilen 1 adet sahte ilaç kullanımı raporu içeren reçetenin bedeli ile yasal faizinin tahsiline ilişkin davalı Kurum kararının iptali istemine ilişkindir.
Davacılar, davalı Kurum tarafından gönderilen 26.01.2011 tarihli “kurum zararının tahsili” konulu yazı ile kendileri tarafından davalı Kuruma fatura edilen 25.10.2010 tarihli 1 adet reçete ekinde yer alan 30.09.2010 tarih ve 504 nolu ilaç kullanım raporunun sahte olduğunun tespit edildiğine, protokolün 4.3.6. maddesi gereğince toplamda 1 adet reçete bedeli ve faizi olarak 11.955,89.-TL para kesintisi yapılacağına ilişkin kararın iptaline, sözleşmenin aynı koşullarda devamına karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, davacının muhakkik raporu ekinde belirtilen diğer 30 eczacı da olduğu gibi kendisine ibraz edilen sahte reçete ve raporlarda belirtilen ilaçları, reçeteyi ibraz eden kişinin kimliğini sormadan ve görmeden sadece sözlü beyanlarını reçete arkasına yazıp dolandırıcı kişiye imzalatmak suretiyle ilaçları dolandırıcı kişiye verdiğini, davacının eylemlerinin 5510 saylı Yasa"nın 67/3, 71/1, 103/2 ve sözleşme eki protokolün 6.3.3. maddelerine açıkça aykırı olduğunun Kurum muhakkiklerinin raporlarında ve Cumhuriyet Savcılığı dosyasında tespit edildiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkeme, Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/80 E., 2011/231 K. sayılı dava dosyasında sahte reçeteyle ilgili işlemi yapanların cezalandırıldığı, bu dosyada da davacıların katılan sıfatında bulunduğu, davacıların kendilerine gelen reçete ve raporların şeklen usulüne uygun olup olmadığı yönünde inceleme dışında teknik anlamda sahtelik araştırması da yapmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiş; davalı vekilinin temyizi üzerine karar Özel Dairece, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmuştur.
Mahkeme, önceki gerekçeleri tekrar ederek ilk kararında direnmiş; hükmü davalı vekili temyize getirmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacı eczacılar tarafından davalı Kuruma fatura edilen ilaç kullanım raporunun ve reçetenin sahte olması sebebi ile davacılara davalı Kurum tarafından uygulanacağı bildirilen reçete bedeli ve faizine ilişkin kesintinin hukuka uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davalı Kurumun eczane protokolünün 6.3.3. maddesine göre, eczanenin Kuruma fatura ettiği reçetelerde bulunması gereken ve reçete muhteviyatı ilaçların reçete sahibine ya da yakınına teslim edildiğine ilişkin imzanın, reçete sahibine veya ilaçların teslim edildiği yakınına ait olmadığının tespit edilmesi halinde, reçete bedelinin 5 katı tutarında cezai şart uygulanarak eczacı yazılı olarak uyarılır, tekrarı halinde reçete bedelinin 5 katı tutarında cezai şart uygulanarak sözleşme feshedilir ve 1 (bir) ay süre ile sözleşme yapılmaz. Aynı protokolün 4.3.6. maddesinde ise, Protokolün (6.3) numaralı maddesindeki fiillerin tespit edildiği reçetede fiili ilgilendiren reçete veya ilaç bedellerinin ödenmeyeceği, Kurumca yapılan yersiz ödemeler varsa ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte eczacının kurumda tahakkuk etmiş alacağından mahsup edileceği, eczacının alacağının yersiz ödeme tutarını karşılamaması veya alacağının olmaması halinde, genel hükümlere göre tahsil edileceği öngörülmüştür.
Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/80 E., 2011/231 K. sayılı dava dosyasından alınan bilirkişi raporuna göre, davaya konu ilaç kullanım raporlarının fotokopilerinin Doktorlar F..... tarafından imzalandığı, ilaç kullanım raporlarından faydalanılarak (Hastanın adı soyadı, hastanın dosya numarası, T.C. kimlik no bölümlerinin bilgileri değiştirilmek suretiyle fotokopi ya da bilgisayar donanımları tarayıcı yazıcı marifeti ile) sahte olarak oluşturulmuş oldukları ve düzenlendiği makamdan araştırılmadığı sürece sahteliklerinin anlaşılmayacağı, dolayısı ile aldatma kabiliyetinin bulunduğu, ayrıca raporda ayrıntıları belirtilen 36 adet reçetenin arkasında bulunan ilaçları teslim alan şahıslarla ilgili imzaların sanık Uğur"un elinden çıktığı, yine 31 adet reçetenin arkasında yazılı yazıların sanık Uğur"un elinden çıktığı tespit edilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgeler ile Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2011/80 E., 2011/231 K. sayılı kararından, davacıların sözleşme ile üzerlerine düşen yükümlülükleri yerine getirmedikleri ve kendilerine ibraz edilen sahte reçete ve raporlarda belirtilen ilaçları teslim ederken sözleşmeye aykırı davrandıkları anlaşılmaktadır. Bu durumda, davalı Kurum tarafından uygulanacağı bildirilen reçete bedeli ve faizine ilişkin kesinti işleminin hukuka uygun olduğunun kabulü gerekmektedir.
Her ne kadar Özel Dairenin bozma kararında, protokolün 6.3.3. maddesi yerine, sehven 6.3.19. maddesi yazılmış ise de, dosya içeriğinden 6.3.19. madde konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, protokol maddesinin yanlış yazılmasının sonuca etkili olmadığı görülmektedir.
O halde, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken,önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 17.06.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.